Son Dakika



TİYATRO OYUNCULARI MESLEK BİRLİĞİ (TOMEB) BASIN AÇIKLAMASI

‘Bir millet sanata önem vermedikçe büyük bir felâkete mahkûmdur.’ Mustafa Kemal Atatürk

Toplumumuzda "Tiyatro Sanatı" ve "Oyunculuk" mesleğimize yanlış anlamlar yüklenerek kullanılan ve içeriğinde mesleğimiz ve sanatla bağdaşmayan ifadeler barındıran, toplum tarafından kabul edilmeyen kimi olumsuz durumları tarif etmek için "Tiyatrodan farkı olmamak”, “Tiyatro yapmak", "Oyun oynamak" gibi terimlerin kullanıldığına zaman zaman şahit olmaktayız. Tiyatro mesleğiyle ve sanatla bağdaşmayan bu tür yanlış anlam yüklü tabirlerin son günlerde devletin ve yerel yönetimlerin en üst kademeleri tarafından dile getirilmesi dikkati çekmektedir.

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, Aydın'da yaptığı bir konuşma sırasında merhum Başbakanımız sayın Adnan Menderes'i yargılayan ve idama mahkum eden mahkemeyi anlatırken kullandığı "Bilhassa Dümbüllü İsmail Tiyatrosu'ndan farkı olmayan Yassıada mahkemeleri…” sözleri basında yer almıştır. Oysa Commedia dell'Arte nasıl Avrupa tiyatrosunun temellerinden biriyse, Orta Oyunu geleneğimiz de tiyatro kültürümüzün temel taşlarından biridir ve son temsilcisi, yeri doldurulamaz sanatçı, "Kavuk"unu Münir Özkul'a devrederek bir geleneği de başlatan İsmail Dümbüllü ve onun sanatının, bununla beraber de tüm “tiyatro sanatının” bir ülkeyi etkileyen bu şekilde olumsuz bir olayla anılması büyük talihsizliktir.

Ana muhalefet partisi lideri sayın Kemal Kılıçdaroğlu da 15 Temmuz hain darbe girişimi ile ilgili görüşlerini açıklarken “Tiyatro” kelimesini kullanmıştı. Bu konudaki haberler basında “Darbe Tiyatrosu” olarak yer almış ve o zaman da sanat camiasında bu durum üzüntüyle karşılanmıştı.

Son açıklama da İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu'ndan gelmiştir. Kendisinin olumsuz bir durumu anlatırken kullandığı "Tiyatro yapılıyor" sözü üzerine başlayan tartışmalar, Sayın İmamoğlu'nun hatasını anlayıp olgunluk göstererek özür dilemesi ile son bulmuştur.

Atatürk’ün, sanatı ve sanatçıyı "Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz; hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz, fakat sanatkâr olamazsınız." sözleriyle yücelttiği, sanata ve sanatçıya saygı duyularak sevgi ile yaklaşıldığı, sanatın her koşulda desteklendiği Cumhuriyet'imizin ilk yıllarını bu son olaylar özlemle bir kez daha hatırlamamıza sebep olmuştur. Atatürk'ün öğrencilerle senaryo çalıştığı, İkinci Cumhurbaşkanımız sayın İsmet İnönü'nün geç kaldığı için temsile girmeme nezaketini gösterdiği, siyasi parti liderlerimizden rahmetli sayın Alpaslan Türkeş'in temsil arasında sanatçı kulislerini ziyaret ettiği bir dönemi yaşamış ve kamuoyu önündeki birçok kişinin benzer tutum ve davranışlarına şahit olan biz sanatçılar, uzun yıllardır mesleğimize ve sanat dünyamıza yönelik görmezden gelme politikalarını bizzat yaşamaktayız.

İnsanlık var oldukça, elbette daima iyi-kötü, güzel-çirkin, zalim-mazlum, şüphe-inanç var olacaktır. Ancak insanlığın ürettiği güzellikler, erdemler varken, maruz kalınan sıkıntılar, olumsuzluklar sanatla, sanatçılarla bağdaştırılamaz. Bu olumsuz durumlar ancak sanat eserlerinde hiciv konusu yapılabilir.

Tiyatro sanatı özelinde yaşanan ve zaman içinde yaşanması muhtemel olumsuz durumları betimlemek için “Tiyatro” mesleğimizin onurlu isminin kullanılmasına son verilmesini ve bu noktada sorumluluk sahibi kişilerin toplumda yanlış bir algının yerleşmesini önlemede öncülük etmelerini bekliyoruz. Bu beklentimiz, en temelde toplumsal yaşamın en temel unsurlarından olan “saygı” ve “sevginin” gereğidir.

Gerçekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)