Son Dakika



III. Selim'in kurduğu Nizam-ı Cedit ordusunu, kendileri için tehdit gören Yeniçeriler, 1807'de isyan ettiler. Kabakçı Mustafa isyanı denilen hareket genişleyip Saray'ı kuşatınca, III: Selim tahttan çekilip yerine, IV. Mustafa geçmiştir. 
 Ordusuyla İstanbul'a giren Rusçuk Ayanı Alemdar Mustafa Paşa, isyanı bastırdı. Şehzade II. Mahmut tahta çıktı ve Alemdar Mustafa Paşa'yı sadrazamlığa tayin etti. Güçlü sadrazamın ilk yaptığı işlerden biri, ayanlar sorununu çözmek için, onları İstanbul'da topladı. Yapılan görüşmeler sonunda, ayanlarla merkezi devlet "arasındaki ilişkileri düzenleyen Sened-i İttifak" adlı "belge" düzenlendi. Dört maddelik belgenin önemli üç maddesi, "özet olarak" şöyledir:
 1- Ayanlar padişaha sadık olacaklar, ama kanunsuzluğa karşı" direnebileceklerdi.
 3- Vergiler ağır olmayacaktı, düzenli toplanacaktı, devletin vergisine dokunulmayacaktı. Yeri vergi düzenlemeleri, büyük ayanlarla hükümet arasında görüşülüp kararlaştırılacaktı.
 4- Suçu açıkça belli olmayan ayan ve devlet adamlarına ceza verilmeyecekti.
 Sened-i İttifak' ta iki ana esas vardır. Birincisi, "tarihte demokratik ihtilallerin en önemli konusu olan vergi adaleti ve ve vergilerin (ayanlarla) danışılarak belirlenmesi" dir. İkincisi, "Ayan ve devlet adamlarının cezalandırılması"nın, suç işlenmesine bağlanmasıdır. Bu, insan hakları ve bildirgelerinin, hukuk devleti için, mücadelenin yolunun açılmasıdır. ..
 Akşin burada, İngiltere'de kral ile derebeyleri arasında yapılan Magna Carta adlı sözleşmede, kral ile derebeyleri arasındaki "karşılıklı hak ve görevler" yanında, "vergi ve cezalar" ile ilgili esasların yer aldığını belirtmiştir. "İngiltere'de Magna Carta, özgürlük ve demokrasi mücadelesinin başlangıcı sayılır"dı. Ona göre Sened-i İttifak "uygulama alanı bulsaydı, ayanlar resmiyet kazanacaktı. Senet'in kendisi de, bir çeşit anayasa niteliği kazanacak, Osmanlı Devleti'nin ilk anayasası olacaktı..." (1)
 Parçayı okurken, muhterem hocanın "kurgusaldır" dediği düşüncesine, içimden itiraz ediyordum. Sebebini, akademisyen olmadığımı işaretle, kabaca belirteyim.
 19. yüzyıl bir Avrupalı düşünür, "Her millet layık olduğu idare şekliyle yönetilir" demiştir.
 İki Amerikalı akademisyenin, 1950'lerde yayımlanan ve dünya demokrasileri üzerine olan Siyasi İnsan adlı araştırmada, demokrasi rejiminin, Avrupa ve kuzey Amerika gibi  gelişmiş ülkelerde işlediği vurgulanmıştır. Başka bir deyişle, demokrasi, geri kalmış ülkelerde gelişip yaşayamıyordu...
 Demokrasi efsanemizden de, birkaç cümleyle bahsedeyim
 Meşruti idareyi düzenleyen ve alayı vala ile ilan edilen 1876 Anayasası. Abdülhamid tarafından, kısa süre içinde rafa kaldırılmıştır...
 Büyük ümit ve heyecanlarla ilan edilen II: Meşrutiyet, birkaç yıl içinde Enver Paşa diktatörlüğüne dönüşmüştür. Paşanın, Birinci Dünya Savaşı'na oldu bitti şeklinde soktuğu devleti, yıkıma götürdüğünü anmadan geçemeyeceğim.
 1923'de kurulan Cumhuriyetimiz, 100 yıllık darbeler, kavgalar sonunda, Anayasa Mahkemesi kararlarının tanınmadığı bir baskı rejimine dönüşmüştür. Şimdi de, Yeni Anayasa türküsü söylenmektedir...
 1. Kısa Türkiye Tarihi, Sina Akşin, 32. baskı, 2023, İstanbul  

Ertuğrul Taylan
Gercekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)