Kütüphane Haftasını evde kutluyoruz: 'Okumak gibisi var mı?' / Ünsal Çankaya
Bu yıl 30 Mart-5 Nisan 2020 tarihlerinde kutlayacağımız 56. Kütüphane Haftası'nın koronavirüs salgını nedeniyle kutlama programlarının iptal edildiği bildirildi. Bu yılın konusu 'Şehir Kültürü ve Kütüphaneler'di.
Kutsal kitaplar bile ‘OKU’ diye başlıyorsa var bir nedeni. Oku ve anla diyor insana, okumadan, anlamadan ezbere yaşa, söylenene, emirlere ezbere inan değil. "Okumak değiştirir!" diyor haftanın kamu spotu. Gerçekten değiştirir insanı. Okuduğunu anlayanı. Anlayıp da sora sorgulaya yaşayanı. Çünkü okunması gerekeni okumadan öğrenmek, öğrenmeden bilmek, bilmeden düşünmek ve düşünmeden anlamak, anlamadan bir yargı oluşturmak olanaksızdır. Ötesi ön yargı olur. Ötesi peşin hüküm. Ötesi bile isteye cehalet. Kimseyi küçümsemem okumayı, yazmayı, anlamayı, bilmeyi ve öğrenebilmeyi bilmiyor diye ve bunları kendi kusurundan kaynaklanmadan başaramadıysa o ayıpta payımız var mı diye düşünürüz birlikte... Kendi kusuru ise nedeni, bağışlanmaz, hoş görülmez o kusur, ayıplanır en azından toplumda.
56. Kütüphane Haftasını evde kutluyoruz. Okumayı, değerini bilenlere kutlu olsun. Dünyayı kasıp kavuran bir virüs yüzünden evlerimizde kalmamız gereken şu günlerde okumak gibisi var mı? İnsana evinden çıkmadan başka dünyalar da var dedirten ne çok ve türde kitap var. Evimizdeki kitaplıkta okunma sırası bekleyen yüzlerce kitap… Ama hiç kitabı olmayan da okumadan kalmaz kanımca, çünkü artık neredeyse her evde bir sanal dünya ve o sanal dünyada sanal kitaplar var ücretle ya da ücretsiz sunulan… Okumak isteyene okumak azmi olana sınır mı koyabilir duvarlar? İlkokulda ilk yıldan itibaren kolumdaki bant kitaplık kolu bandı idi. Severim okumayı. Kitapları. Onlarla çıktığım yolculuklarla gezdim bütün dünyayı ve uzayı. Onlarla öğrendim kendimizinkinden binlerce kez büyük olan dünyayı. Çünkü yaşadığımız her şey olmasa da çoğunu anlamamı, öğrenmemi, bilmemi sağladı tüm kitaplar. Uzun yazarım, okumadan geçen geçsin okumak, anlamak, yorulmak istemiyorsa. Ama okuyan anlasın isterim neden o konu hakkında düşündüğümü ve yazdığımı. Uzun uzun yazmamın nedeni nedenleri açıklamak, onun nedeni de nedenleri açıklamanın çıkarılacak sonuçları anlamayı kolaylaştıracağı hakkındaki mesleki deneyimdir. Gülten Akın'dan "İlk Yaz" şiirini okumalı yine... Çünkü incelik zarar vermez kimseye. Sermayesi zarafetle davranış, art niyetsiz, içten ve güzel söz, güzel bakıştır sadece. Parasız pulsuz kazanılan ve hep incelik kazandırmasa da yapana iyi hissetmeyi sağlayan bir niteliktir incelik incelikli insanın yüreğinde. Ama... "Ah, kimselerin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya!" Olsun! Kitaplar, yazanlar ve yazılanları okuyanlar var olsun. Kim bilir, belki okuyanlar arttıkça düzelir dünya. Ünsal Çankaya GERCEKEDEBİYAT. COM
YORUMLAR