Doğup büyüdüğüm sokak
Sıtkı hocam Dünyanın en nostaljik anlarından bir tanesi İnsana farklı duyguları yaşatan bir eylemdir. Çocukluğunuzun geçtiği sokakta Bazen kederlendirir, Kaybedilen bir yakının mezarını Ama her şey aynı kalmaz. Her gün aynı saatlerde sulanan bahçeler gitmiş, Sıtkı kardeşim, Doğup büyüdüğün sokağa ilk geldiğinde Çevrenin ne kadar küçük, Geri geri yürürken düştüğün kömürlüğün Apartmanın karşısındaki maç yaptığımız Çocukluğunun o koskocaman anları, Kendini Gülliver gibi hissedersin O sokaklarda hala çocukların oyun oynadığı Seksek çizdiğin tebeşirin kokusunu özlersin O top oynadığınız yeri, duvara çizilen kaleyi, Aşağı mahallenin çocuklarıyla, Mahallenin bakkalından alınan şeker ve gofreti Sigara biter, O zamanın sıcaklığını bir daha yaşamayacak Şanslıysanız o dönemlerden kalma O tanıdık sima, elinde market poşeti Nedensiz yere, ilk aşkın aklına gelir. Çocuk olsam yeniden, Ama Herakleitos’un dediği gibi, Çocukluğunuzla vedalaştığını hissedersin Eskiciye verilmiş eşyaya Bir tutam hüzün, Arabana binip Nadir Avşaroğlu
Doğup, büyüdüğün, çocukluğunun geçtiği
Anılarının olduğu sokağı, mahalleyi ve köyü
Yıllar sonra ziyaret etmektir.
Sokakta değil, anılarda gezmek gibidir.
Çocukluğun birikir gözlerinin önüne
ve kırık bir tebessüme bırakır kendini.
Sevdiğin bir filmin en güzel sahnesini
Tekrar tekrar izlemek gibidir.
Yürürken bir zaman makinesine girersiniz.
Kendinizi, ailenizi, arkadaşlarınızı,
Yıllar önceki eski halleriyle görebilirsiniz..
Bazen heyecanlandırır,
Bazen içini acıtır.
Ama çoğu zaman hüzünlendirir.
Ziyaret eder gibi buruk bir hüzün kaplar.
Bir hacının kutsal toprakları dolaştığı gibi
Büyüdüğün sokağı, o büyülü mekânları
Tavaf edip durursun büyük bir heyecanla
Geçmişe geri dönmek istersin
Aklından, “keşke”lerle başlayan
Birçok cümle geçiverir.
Komşu evleri yıkılmış, meşeler, iğdeler kesilmiş.
Sokağın başındaki bakkal ve yufkacı kapanmış,
Sokağın sonundaki okulun adı değişmiş,
Karşı penceredeki komşu kızı taşınmıştır.
İlk dikkatini çeken şey
Her şey anılarında olduğundan daha küçüktür.
Sanki büyüyen sen değilsin de
Küçülen binalar, sokaklar gibidir.
Sokakların ne kadar dar ve bunaltıcı
Ancak çocuk dünyasının ne kadar geniş
Olduğunu hatırlatır insana.
O kadar derin olmadığını,
Maçtan sonra elini yüzünü yıkadığı çeşmenin
O kadar uzakta olmadığını gözlersin.
O “koooskoca” toprak saha küçücük gözükür.
Bakkala gönderildiğimizde gözümüzde
Büyüyen o yol aslında birkaç sayılı adımdır.
Şimdi sana küçücük kalmış gibi görünür.
Sadece dallarına tutunup sallandığımız
Ağaçlar büyümüştür.
Çocukken aşılmaz gibi gelen duvarı
Elini koyarak kolayca aşarsın.
Dakikalarca sokağı gezdikten sonra
Yıllar boyu yorulup oturduğun duvarın üstüne
Tekrar oturup, bir sigara yakarsın.
Görülünce insan mutlu olur,
Aralarına karışmak ister.
Bilyeler için arkadaşlarınla ettiğin kavgayı
Yediğin ilk yumruğun acısını hissedersin.
Dama kaçan topu cap canlı görür,
Hala arkadaşlarının gol itirazlarını dinlersin.
O sokaklarda ettiğiniz kavgaları,
Kar yağdığında kartopu oynadığınız boş arsayı,
İki taşı karşılıklı koyarak yaptığınız kaleyi
Terden sırılsıklam olana kadar oynadığın saklambacı,
Komşunun meyve ağaçlarından aşırdığınız meyveleri
O günlerdeki lezzeti tekrar tadarsın.
Pazar günleri ailece gidilen piknikleri
Alt kattaki Zehra teyzenin salçalı ekmeğini
Tekrar yaşar, damağında hissedersin.
Son nefesi oldukça derin çekersin.
O anıların tekrar yaşanmayacağını bilir
İçini derinden bir hüzün kaplar,
Boğazın düğümlenir, boynun bükülür
Aklına annen gelir …
Olmanın farkına varır, ezer insanın içini.
Yıllarca anılarınızda yaşayan eski sevgilinizin
Evlendiğini öğrenmek gibi acıtır içinizi.
Tanıdık bazı simalar çıkar karşınıza.
Sen geçmişinle baş başa duvarın üstünde
Hatırlar mı beni acaba diye düşünürsün.
Senin suratına bile bakmadan geçer, uzaklaşır
Boğazında kocaman bir yumruya sebep olur.
Çocukken taşınmaların, ayrılıkların getirdiği
Heyecanın yerini kocaman bir hüzün kaplar.
Sigaranın izmaritini yere atar
Ayağınla üstünü hırsla ezerek
Söndürürsün.
Bir tek düştüğüm için acısa içim
ve kalbim, çok koştuğum zaman çarpsa sadece, dersin.
Aynı suda iki kere yıkanamazsın
Ne o sokak artık eski sokaktır.
Sokağın aşağısına park ettiğin
Arabana doğru giderken
Tekrar dönüp büyüdüğün sokağa
Son bir kez daha bakarsın.
Uzaktan bakmak gibidir.
Anılarınız fazla
Ama artık o size ait değildir.
Bir tutam özlem,
Bir tutam mutluluk...
Geri dönmek istiyor bazen insan.
Biraz özleyiş,biraz yabancılaşma.
Büyüdüğün sokağı terk ederken
Aklına Vatansız Ricardo’nun bir dizesi takılır
“Biz büyüdük ve kirlendi dünya”
Gerçek Edebiyat
YORUMLAR