Can yayınlarında haftanın yenileri
Can Yayınları'nda 'Haftanın yenileri!'
KAİROS Aşkı ölümlülerin yüreğine kim düşürür – Eros mu, uğurlu anların tanrısı Kairos mu? Yıl: 1986, Kasım ayı başları. Yer: Doğu Berlin. Otobüste göz göze gelen Katharina ile Hans tanışıp birbirlerine âşık olurlar. Şimdiyse Katharina’nın Hans’la geçirdiği günlerden geriye iki koli kalmıştır. Katharina kolileri karıştırırken, birlikte geçirdikleri zamanı hatırlar. Hans aralarındaki ilişkinin sınırlarını ve kurallarını belirleyebilecek kadar tecrübeli, Katharina ise ona körü körüne bağlanacak kadar tecrübesizdir. Zamanla aşkları toksik bir ilişki yumağına saplanır. Bu arada komünizmin gri şehri Doğu Berlin, iki kutuplu dünyanın sonunu getirecek ve iki Almanya’yı birleştirecek ayaklanmaya doğru koşmaktadır. Jenny Erpenbeck, Kairos.’ta arzu, saplantı ve şiddet arasındaki görünmez sınırları görünür işaretlere dönüştürüyor. Kairos., siyasi ve toplumsal gerçekliğin kendini bireyin özel alanına nasıl dayattığını anlatan sarsıcı bir roman. Yılan ve Zambak Kitap AçıklamasıRuhumun içerisinde beliriverdin, biliyordum geleceğini. Bekliyordum da Seni. Tıpkı kışın donmuş ve ıssız, acı çekerek bekleyen yeryüzü gibi Seni bekliyordum. Sen baharsın, ağır ağır geliyor ve ruhumun içine doğru ilerliyorsun. Senin geçişinle düşüncelerim açılıp çiçeğe duruyor ve güzel kokular saçıyor. Senin ayaklarının altında umudun rengi filizlenip gülümsüyor. Gerçekleşmesi imkânsız bir kavuşma, arzudan sarhoş, hezeyan içinde genç bir âşık, sevilen kadına duyulan hayranlık ve çekilen ıstırap… Tüm bunlar Yılan ve Zambak’ta antik dünyanın erotik imgeleriyle parıldayan düzyazı-şiire dönüşürken, yaşam ve ölüm, varoluş ve aşk üzerine kaygılarla içe içe geçiyor. Modern Yunan edebiyatının en mühim isimlerinden biri olan Kazancakis’in yirmi yaşındayken günlük biçiminde yazdığı, 1906’da Karma Nirvami mahlasıyla yayımladığı Yılan ve Zambak, büyük bir yazarın ayak seslerini duyuran sembolizm yüklü bir ilk metin. Bu öyküleri sarkıtmadan, kısa kısa yazmaya özen gösterdim, ne derece başarılı oldum bilmiyorum. Yalın olduklarını söylemeye cesaretim yok; en belirgin özelliği karmakarışıklık olan evrenin peşinden giden tek bir yalın sayfa, tek bir yalın sözcük yoktur yeryüzünde. Açıkça belirtmek isterim ki, ne bugün ne de daha önce eskilerin masalcı ya da meselci dedikleri, şimdilerde güdümlü denilen bir yazar oldum. Bir Ezop olma niyetinde değilim. Benim öykülerimin amacı Binbir Gece Masalları gibi insanları inandırmak değil, eğlendirmek ve coşturmaktır. Borges’in öykülerini okurken, onlara diğer bütün kitapların anahtarını verecek kitabı arayan Babil kütüphanecileri gibi, biz de kusursuzluk yanılgısıyla elde edilemez olanın baş döndürücülüğü arasında gidip geliyoruz. Georges Perec (Tanıtım metni) Gerçekedebiyat.com
Jenny Erpenbeck
YORUMLAR