Bütün Diller Türkçe'den mi Türedi? Şaşırtıcı Benzerlikler / Tülay Yılmaz
Müstemleke haline gelmiş "...Dili ve Edebiyatı" bölümlerine duyurulur!!! ache: acı / aqua: akmak / akin: yakın / arrive: ermek / door: dar / bad: bet / belly: bel / bien: bigen-beğen / buckle: büklüm / conan: kanun / cup:cap / dashing: taş / dear: değer-li / donate: donatmak / elektrik / yaltırık...
Eski Türkçe’den başka dillere geçmiş sözcükler listesi...
“Eski Türkçe”den kast edilen, 7-8 bin yıl öncesinden, birkaç yüzyıl öncesine kadarki Türkçedir.
Ancak "Güneş-Dil" kuramına göre en eski sözcükler (temel sözcükler - sözcük kökleri) son yüz yıllarda birbirine geçen sözcüklerden çok daha önemlidir.
İnsanbu.com'da Tülay Yılmaz'ın yazdığı ilginç çalışmayı yayınlıyoruz:
A
Able:(Çok önemli) son ek olarak edebilmek yapabilmek. Türkçede kullanımla bire bir aynı. Örneğin, "readable: okunabilir.
Ache: Acı
Aqua: Su, akmak, akıcı
Agate: Eski Roma dilinde iyi. Agapi: Yunanca’da sevilen kişi, sevgili, Aga:Türkçe’de sevilen kişi.
Aim: Amaç, eğilim, eğim
Akin: Akraba, yakın.
All: Hepsi.. Ol: Türkçe, o, öbürü, onlar, oğul, arı oğulu.
Alter: İkinci, alt, Türkçe: Alt, ikincil, ikinci yüz, altındaki.
Ana: Batılı kadın ismi olarak güzellik, lütuf, inayet; Latince ön ek olarak üste, geriye, baştan aşağı, bütünüyle… Animate: Canlandırma… Hepsinin Türkçe’deki “ana” ile köken bağlantısı var.
Arrive: ermek
Attach: takmak
Attaque- Attack: Fransızca kökenli olduğu söylenir; tam tersidir. Atak, atik en eski Türkçe sözcüklerden. Yabancı dillerden Türkçeye geçtiği sanılan böyle bazı kelimelerin aslında Türkçeden o dillere geçtiği açıktır. Örneğin “onur” sözcüğü.
B
Bad: Kötü, bed.
Base, basement: Taban, alt, esas. “Basmak”tan (Arapça köken?) gelir. Eski Türkçede de basmak en azından baskın ve basılıp yayılmış anlamında vardır. (Kim kimden almış?)
Bath: banyo. Türkçe batmak, banmak sözcükleriyle ilgili. Türkçede “ba” ile başlayan sözcükler su, çamur, bataklık, göl ile ilgili.
Belly: karın, göbek. Türkçe’de “bel”i (arkada) ifade ettiği gibi, tüm bel bölgesini de (arka-ön) ifade eder: (Bel – bel çevresi ölçümü…)
Better: daha iyi. Türkçe bet: çok, pek, iyi
Bien (Fransızca): İyi. Eski Türkçede bigen: beğenilen.
Birth: pörtlemek, börtlemek, doğum. İngilizce etimolojide İskandinavya kökenine bağlarlar. Oraya nereden gelmiş!!!
Bore: delik açmak, sondaj yapmak… Boru?
Botanic: Yunanca botanikos “bitki” den geldiği söylenir. Eski Türkçe bitki, biten…
Buckle: büklüm
Bull, bufalo: boğa. Eski Türklerde bukan.
Burg, bourgeois: Şehir isimleri sonu, şehir, şehirli. Aslı kale, burç içi yerleşim demek. Arapça burç… Türkçede burç: yüksek, sarp tepelik.
C
Caique: (Fransızca) Kayık
Calm: durgun, kıpırtısız, sakin. “Kalım”dan köken?
Capacity: kaplayıcılık, kaplama özelliği
Capire: kapmak anlamak
Capsize: kapsız kalmak, alabora olmak, devrilmek, kapaklanmak
Captive: yakalanmış, kapılmış, esir
Capture: kapmak, yakalamak. Cap ile başlayan ve kapsamayı ifade eden tüm bu sözcüklerin kap (çanak) ile bağlantısı söz konusu.
Caravan: kervan
Catch: Yakalamak.. Türkçeden (Kaçmak) ters anlamıyla geçmiş. Olur böyle şeyler…
Civil: Medeni, uygar, kibar insan. Eski Türkçe: İyi huylu kişi.
Conan: Eski efsanedeki yabancı? kahraman. Eski Türkçede Kunan: Adaletli, adil :)
Crime: cinayet, suç Türkçe: kırım. Arapça: cürüm.
Cup: kase, bardak, kap.
Curve, Curvatur: kıvrık, kıvrımlı.
Cut: kesmek. Arapça kat: kesmek. Türkçe: tabaka, katlamak, çoğaltmak, fazlalaştırmak kesit tabaka
Cynic: sinik, kötü anlam çıkartan, olumsuz.
D
Dashing, dasher: atmak, fırlatmak anlamlarını da içerir ve Türkçe “daş-taş” sözcüğünden kaynaklı? Taşımak ile aynı kökenli? Türkçedeki “taş” ile “taşımak” benzerliği de aynı kökenli olmasından.
Dear: değerli, değer.
Decus, decorare: görkem, ihtişam, şan, gurur… Dekore etmek buradan türüyor. Türkçedeki “dik” e benzerlik?
Deep: derinlik, derinde, dip. (deep in thewoods: ormanın derinliklerinde… belowthesurface: yüzeyden çok derinde)
Deny: reddetmek, inkar etmek. Eski İngilizce ve Türkçede nay: hayır. Denay. Hayır demek.
Derive: türev
Dicera, dictare: demek, söylemek, anlatmak, buyurmak… Fransızca dit-di, aynı kökenden, demek… dimek… didi.
Donare, donate: Vermek, donatmak, donanma. Türkçe “don” sözcüğünden kaynaklı. Donlandırma, giydirme, kuşatma… Donare’nin dondan geldiğine itiraz edecekler için: Dünür… Sadece Türkçede var. Verici, evlikte kız ve erkek veren ve onu giydirip kuşatan…
Door: kapı. (Dar, darlık yer ile kesinlikle bağlantılı.)
Durable: sürekli, devamlı, evladiyelik, kavi… Türkçesi: durabilir.
During: (Durduğu) sürece
E
El: Eski İngilizce el, kol. Günümüze kol büklümü kalmış: Elbow
Elektrik: Uygurca “yaltırık” parlak, parlayan, kıvılcımlanan…
Election: elemek, seçim
Er – ar eki: (Çok önemli) Türkçede geniş zamanlı olarak bir şeyi yapar-eder, yapan-eden anlamlı. İngilizcede aynı: swimmer,runner,writer…
Eye: Göz. Türkçede aymak: gözü açılmak, ayılmak: uyanmak, gözü açılmak
G
Generate-gene-genious: Üretmek, gen, deha… hepsi aynı kökenden: Can – Cin.. Can Farsça kabul edilir. Bir anlamsız hediye daha: Eski Türkçede: Kan, kun.. Kunar: Bereket, bolluk. Gence: Eski Türkçede genişleyen, gelişen, büyüyen, genç.
Get: (Çok önemli) İngilizce yalın hali ve birçok ekiyle onlarca anlamı var. Almak, sahip olmak, gitmek, gelmek, binmek vs.. Türkçede “g..t” de onlarca olmasa da aynı anlamda birçok sözcük kaynağı: Getir, götür, git vb..
God, got: Tanrı. Türkçe: Kut, kutlama kutsal, kutsallık, kutsama.
Good: İyi. Got’tan, Kut’tan gelme.
Girl: kız, görülesi şey.. Gidin, görün…
Gnosis, know: öğrenme. (g-k-o-n harfleri benzerliği)
Gladio: kılıç. Gılıc
Haberdasher: Çerçi. Gezginci satıcı. Aynı zamanda “haber taşır”lar.
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN...
YORUMLAR