KIRMIZI – “İnsan ilkin insandır” üzerine
Geliyorum tütsülü dualardan kurtararak yüreğimi
Tüm ellerim ellerimde, tüm gözlerim gözlerimde
Bir bedeni büyütüyorum bedenimde nicedir,
Düşlere bırakmadan yaşamcıl sesimi ;
Anacıl sevdalardan bedencil sevdalara
Bir göğün ölüsünden bir göğün dirisine
Gecelerden gecelere KIRMIZI’ nın binbir rengi .
TURUNCU – “ Son kez sevişelim” üzerine
İlk ben mi doğdum Aşkdenizli dalga mı
Kim aşıladı sabahı, ya karanfilli çiğ damlası ...
Kadınları güneşli güneşli, sevileri zehir-zakkum
Yontularda yaşar daha en eski bedenleri ;
Öpüşleri şurda burda binlerce yılın aklanında
Hadi son kez sevişelim desem, yeter mi
Tükenmez bir TURUNCU’ nun sevilceli memesi .
SARI – “ Ben benim, ya sen” üzerine
Yapraklarda adım, yaşım, kanım ... Bir damaltı
Yüzümü taşıyan yüzler öyle kız-mı, oğlan-mı
Antakyalı Yalkın’ın künyesi : bir de sevda *
Ölüme düşmek bu en uzun suskunluğumuz,
Kimin sıcağı kimde, kimin sütü yaşar daha
Bildik resimler içinde, topraklandıkça hücre hücre
Ne eksildi SARI , ne de soldu sancılarda .
YEŞİL - “ Yaşamın bir-aradalığı “ üzerine
Durmadan eskiyor onca kent, onca sokak
Yanaklarımda atalarımdan kalma yaşam sıcağı,
Anamın sıcağı, babamın sıcağı, kanın sıcağı ...
Yıkanmış, aklanmış olsam da dualı sularında,
Göksel bir tedirginlik gizli soluklarımızda ;
Oysa som bir öpüyü yaşamaktı tüm kavga,
Yasaklı bir YEŞİL’ den yasaksız bir YEŞİL’ e .
MAVİ - “ Bir gün anılar da yiter “ üzerine
Çocukluğumun yağmurlu dar akşamları,
Heybelerinde kim bilir, neler taşır şimdi ;
Sel sularında ıslanan çıplak ayaklarım
Hangi ankaların pır-pırlı kanatlarında uçkan ...
Hangi sesler sevili, hangileri özlem içinde,
Yel mi bu, ışık mı, kül mü avuçlardan kayan
İzleri MAVİ’ si küflü aile albümlerinde .
LACİVERT – “ Büyüyen yalnızlığımız “ üzerine
Hep üzgü veriyor bana son resimlerdeki yüzüm
Oysa ne kentlerden usandım, ne de sevdalardan ,
Kaçmak gelmiyor elimden güneşe düşünce
Zaman rengini ne kadar yitirse de gölgelerimizde ;
İlk gençliğimin Reyhan’ı kim bilir hangi bulutlarda,
Hangi nehirlere karıştı suları, hangi otlara
Ey kalbim beni gecelerin LACİVERT ’ inde bırakma .
MOR – “ Ölüm benden uzak dur “ üzerine
Dal ucunda çatlayan tomurcuğu sevmeli ilkin
Toprağı, suyu, tohumu... ne güzel öyle biz bize,
Sabaha gebe karanlığı duymalı kılcal damarlarda
Her anın bir başka aşk sakladığını, dudak uçlarında ;
Bu kaçıncı gök böyle sonsuz cümbüşünde başıboş
Hangi döngünün, hangi odağında saklar ecesini ,
Biter mi hiç öpülü bedenlerin MOR artığı gizleri.
Sabahattin Yalkın
Gerçekedebiyat.com
YORUMLAR