Prof. Dr. İlyas Topsakal, Cemile'nin ortak Türk alfabesiyle yayımlanmasının, yalnızca bir kültürel adım değil, Türk halklarının ortak bir geleceğe omuz omuza yürümesi açısından önemli bir dönüm noktası olduğunu ifade etti.

Topsakal, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Merkezi'nde düzenlenen etkinlikte konuştu. Etkinlik kapsamında Cengiz Aytmatov'un eseri Cemile'nin ortak Türk alfabesiyle özel basımı ve "Ulu Bozkırın Ruhu - Türk Dünyası Ressamları Cengiz Aytmatov'u Anıyor" temalı uluslararası resim sergisi tanıtıldı.

Topsakal burada, milletlerin en büyük gücünün kültür olduğunu vurgulayarak, Türk dünyasının kültürel tarihinde unutulmayacak bir gün yaşadıklarını belirtti. Cengiz Aytmatov Enstitüsü olarak, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin himayelerinde yürütülen çalışmanın Türk milletinin gönül bağlarını pekiştiren tarihi bir adım olduğunu belirten Topsakal, Cemile’nin ortak Türk alfabesiyle yayımlanmasını gururla karşıladıklarını dile getirdi.

Bu eser artık yalnızca bir kitap değil; Türk halklarını ortak duygular, kelimeler ve satırlarda buluşturan bir kültür köprüsü ve geleceğe uzanan bir birlik meşalesi haline geldi.

Türk toplulukları arasında gönül bağlarını kuvvetlendirmek amacıyla Türk Devletleri Teşkilatı altında başlatılan ortak alfabe çalışmalarına değinen Topsakal, Latin esaslı 34 harften oluşan Türk alfabesi üzerinde mutabakata varıldığını hatırlattı.

Bu alfabenin her lehçenin ses ihtiyaçlarına göre uyarlanması sonucu Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan kendi ses sistemlerine uygun alfabetik düzenlemeler oluşturdu. Kırgızistan ise bu sürecin sonucu olarak 29 harfi kabul etti.

Ortak alfabe fikrinin tarihi derinliklerine dikkat çeken Topsakal, Sovyetler Birliği dönemlerinde kullanılan Latin esaslı Yanalif alfabesini hatırlatarak, bu yaklaşımın 1920’li yıllarda Türk halklarını birleştirme yönünde önemli bir adım teşkil ettiğini söyledi. Ancak Sovyet yönetiminin baskılarıyla 1930’ların sonunda Türk halklarına farklı Kiril alfabeleri dayatılmış ve ortak alfabe girişimleri sekteye uğramıştı.

Bu durum, Türk dünyasının kültürel bütünlüğüne vurulan ağır darbe olarak nitelendirildi. 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte bağımsızlık kazanan Türk Cumhuriyetleri'nde ortak alfabe tartışmalarının yeniden gündeme geldiğini açıklayan Topsakal, Azerbaycan'ın 1991'de, Türkmenistan ve Özbekistan'ın 1993'te Latin harflerine geçiş yaptığını; Kazakistan’ın ise 2017’de aldığı kararla bu süreci 2030’a kadar kademeli şekilde tamamlamayı taahhüt ettiğini belirtti.

Kırgızistan ve diğer bölgelerde Kiril alfabesi sınırlı şekilde kullanılmaya devam etse de ortak alfabe fikrine olan ilginin ve desteğin artmakta olduğunu ifade etti.

Ortak Türk alfabesinin yalnızca bir yazı sistemi değil, yüzyılı aşan kültürel bir idealin somutlaşmış hali olduğunu dile getiren Topsakal, bu alfabenin Türk milletini farklı coğrafyalarda aynı kelimelerde buluşturacağını, edebiyat ve bilimde ortak bir zemin oluşturacağını ve sanat ile kültür alanında tek bir yürek gibi hareket etmeyi sağlayacağını vurguladı.

Bu kültürel köprünün ilk somut örneğinin ise Aytmatov’un Cemile adlı romanı olduğunu belirtti. Cemile’nin yalnızca Kırgız edebiyatının değil tüm Türk dünyasının ortak ruhunu temsil eden bir başyapıt olduğuna işaret eden Topsakal, Cemile'nin ortak Türk alfabesiyle yayımlanmasının halkların birlikte okuduğu, hissettiği ve geleceğe umutla baktığı bir dönüm noktası olduğunu ifade etti.

Gercekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)