Son Dakika



Dünyaca ünlü bilim adamı Anatole Klyosov: Bundan 3 bin yıl öncesine kadar Avrupa nüfusunun çok büyük bölümü Proto-Türkçe konuşuyordu. (Veya kısaca Avrupalıların eski dili Proto-Türkçeydi / diyebilirsiniz)

Sovyetler Birliği’nin parlak bilim insanlarından Anatole Klyosov ülkesinde interneti ilk kullanan kişi olarak biliniyor. 1989’dan beri ABD’de çalışıyor. Klyosov ününü kimya alanındaki çalışmalarıyla elde etti. 

Sonra genetik biliminin önemli isimlerinden biri oldu. Onunla academia.edu adlı uluslararası bilim sitesine gönderdiğim makaleler dolayısıyla tanıştık. Daha önce tanıttığım aynı görüşteki bağımsız Türkolog Norm Kisamov’la karıştırmayın. 

Anatole Klyasov

Bu haber yeni. İşte o yazışmalarımızdan Türkçeyle ilgili bazı satır başları:

“Proto-Türkçe 19 bin yıl önce ortaya çıktı, hatta kökleri dikkate alınırsa 64 bin yıl önce belirdiği söylenebilir. Bunu DNA genealogy verilerine dayanarak belirtiyorum.” 

“19 bin yıl önce Altay bölgesinde ve Güney-Sibirya’da ortaya çıkan ve Proto-Türkçe konuşan R1b haplogrubu tüm Avrupa’ya yayıldı. Arkeolojik kültürler oluşturdu. Avrupa erkek nüfusunun yüzde 60’ı şu an bu gruptandır.”

“Bundan 3 bin yıl öncesine kadar Avrupa nüfusunun çok büyük bölümü Proto-Türkçe konuşuyordu. Ben buna ‘Arbin’ dili diyorum. Şu an bu dilden binlerce sözcük Avrupa dillerinde yaşamakta.” 

“Avrupa’da sadece Keltler R1a haplogrubuyla Hint-Avrupa dili konuşuyordu. Fakat sonra onlar da hızla Proto-Türkçeyi benimsediler.”  

“Proto-Türkçe konuşanların büyük bölümü R1b ve Q haplogruplarındandır. Bu  kavimler Amerika’ya geçtiler. Bugün yerli Amerikalıların dillerinde Türkçeye benzer sözcükler bulunmasının nedeni budur.”

“R1a haplogrubundan bazı kavimler de sonradan Avrupa’dan Altay bölgesine geldiler. Bunlardan bir bölümü Proto-Türkçe konuşmaya başladı.”

“Hint-Avrupa kaynaklarında adları çok geçen İskitler, Sarmatlar çoğunluk itibariyle Proto-Türkçe konuşuyordu.” 

Klyosov ile tartışmalarımızı aynı sitede ayrı bir makale olarak yayınladım. Dileyenler şu bağlantıdan yazıyı okuyabilirler… Batı dillerinin kökündeki Proto-Türkçe ile ilgili bir makale üzerine Anatole Klyosov ile tartışma: https://www.academia.edu/72572431/Discussion_with_Anatole_Klyosov_on_an_article_I_wrote_about_Proto_Turkish_at_the_root_of_Western_languages

Amerikalı bağımsız Türkolog Norm Kisamov’a göre Anatole Klyosov’un bu görüşleri herhangi bir eski Türk devleti tarihinden çok daha önemli. 

Bence de öyle. Atatürk’ün dil ve tarih tezi Türk devletlerinin tüm tarihi kadar önemli. Bu yönde çalışmalar yapan az sayıda insanın çabaları da öyle. Örneğin Güneş-Dil Kuramı çalışmaları yapan Adnan Atabek’in gayretleri.

Anatole Klyosov bilim çevrelerinde kimya alanındaki araştırmaları ve buluşlarıyla iyi bilinen ve saygın bir bilim insanıyken, genetik ve dilbilim çalışmalarına ağırlık vermeye başlar. Başlangıçta o alanda da ünü iyi gider. Fakat kendi kurup adlandırdığı “DNA Genealogy” alanında ilerledikçe “bilim dışı” ve “milliyetçi” ilan edilmeye başlar. Yaptığı şey aslında tamamıyla nesnel bir iştir: İnsan fosil bulgularının DNA verilerini değerlendirmek ve basitçe yorumlamak. Bu veriler zaten pek çok çevre tarafından yapılmış ve yayınlanmış DNA araştırmalarının sonuçlarıdır. Klyosov bu bulguları tarihlerine göre sınıflandırıyor ve gerçeklere adını koyuyor. Milletlerin ve dillerin DNA’ya göre şeceresini çıkarıyor. Bu da pek çoklarının işine gelmiyor. Batı hegemonyasını savunan Anglo-Saxon bakışlı bilim çevrelerinin hakim ideolojisiyle uzlaşmaz bir çelişkiye düşüyor. 

Onu aşırı Slav milliyetçisi olmakla suçluyorlar ama, söyleyip yazdıkları aslında Türkçeyi öne çıkarıyor. Bu da ona karşı kampanyalar üstünde derin bir soru işareti bırakıyor: Amaç acaba yine Türkü, Türkçeyi gizlemek mi? Çok büyük olasılıkla öyle. 

Burada son olarak önemli bir tarihçimizin Cambridge yayınlarından İngilizce olarak yeni çıkan kitabını duyurayım: The Genesis of the Turks: An Ethno-Linguistic Inquiry into the Prehistory of Central Eurasia, Cambridge Scholars Publishing, 2022. Türklerin Doğuşu: Orta Avrasya'nın Tarihöncesine Etno-Dilsel Bir Araştırma. Yazarı Osman Karatay. 

KAYNAK: ODATV

Kaan Arslanoğlu
Gerçekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)