4 Kasım 2013 tarihli Zaman gazetesinin haberine göre Başbakan Erdoğan, partisinin Kızılcahamam kampının son gününde, partililere yaptığı konuşmada, pek çok konunun yanı sıra, üniversite öğrencilerinin yurt sorunlarına da değinirken ilginç bir denetim hazırlığından söz etmiş. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, üniversitelerdeki yurt yetersizliği sorunlarına dikkat çekerken, “Kız - erkek öğrenci aynı evde kalamaz, talimatını verdik, denetimi yapılacak” demiş!..
 
 
Bu çok ilginç bir gelişme, ama bu türden “asparagas” haberler-gelişmeler tüm medya mensuplarına da bayağı kolaylıklar sunuyor, gazeteci-yazarların işlerini bayağı kolaylaştırıyor. Nasıl mı? Örneğin, Internet’e giriyorsun ve şu “sosyal medya” denilen olanak üzerinden haberini derliyorsun, yazını yazıyorsun, esprini yapıp işini bitiriyorsun… Şimdi benim de yaptığım gibi…
 
 
Örneğin Mehmet Koca, Internet ortamında ne yazmış:Cinsi münasebetler hakkında kararname başbakanın yurtdışı dönüşüne yetiştirilmeye çalışılıyormuş. Daha ne yapsın adam, uçkurunuza kadar düşünüyor işte. Devlet bu işte, hem de en babasından.
 
 
Öykü yazarı dostumuz Necati Güngör yazıyor: “’İki gün önce Bülent Arınç ne diyordu? ‘Maksatlı haber; öğrenci evlerini denetlemek gibi bir niyetimiz yok.’ Başbakan’sa, Arınç’ı bir kez daha yalanladı: ‘Apartmanlardan şikâyet var, devletin burada olduğunu göstermemiz lazım!’ Şu Bülent Arınç, Başbakan’ın Densizliklerinden Sorumlu Devlet Bakanı mı acaba?” Anımsarsanız, aynı görevi daha önce Kültür Bakanı Ertuğrul Günay yürütüyordu.
 
 
Şair ve yazar dostum Metin Celâl anımsatıyor: “Anayasa 21. Madde: Kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz. #KızlıErkekliAynıEvdeKalıyoruz.
 
 
Anayasa 20. Madde: Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. #KızlıErkekliAynıEvdeKalıyoruz.
 
 
Anayasa 20. Madde: Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. #KızlıErkekliAynıEvdeKalıyoruz.”
 
 
Kızlı erkekli aynı evde kalınan öğrenci evlerini denetlemeyi düşünen kafa, acaba genç erkeklerin kaldığı Pozantı Cezaevi’ni denetlemeyi niçin düşünmedi ki? Yalnız bu da değil, burada adını vermek istemediğim ve kız girenin dul çıkarıldığı başka kurumların olduğu da acaba devlet tarafından bilinmiyor mu!..
 
 
Başbakan’ın Densizliliklerinden Sorumlu Başdanışmanı Yalçın Akdoğan da kalkmış Başbakan’ın sözlerine açıklama getirmiş: Ev, otel, yurt, pansiyon statüsünde olmayan, herhangi bir mevzuata ve kontrole de tabi olmayan bazı yerler öğrenci barındırmaktadır... Kayıtdışı ve denetim dışı ticaret yapan apart türü bu yerler öğrenciler açısından da bir kısım sorunlar üretmektedir. Mesele budur, öğrenci evlerinin hukuki durumu ve statüsü bellidir. Bahsi geçen apartlar kayıtdışı olduğundan illegal örgütlerce istismar edilebilmektedir...
 
 
Bu açıklama üzerine doğal olarak insan merak ediyor; yıllardır faaliyette olduğu bilinen cemaat öğrenci evlerini denetlemek birilerinin aklına geldi miydi acaba? Kimin ne haddine, değil mi?
 
 
5 Kasım 2013 akşamı CNN Türk televizyonunda yayımlanan “Dört Bir Taraf” izlencesinde Nazlı Ilıcak ile Nagehan Alçı bile Başbakan’ın sözleri, açıklamaları karşısında donakaldıklarını ve (bir anlamda) kendisini ayıpladıklarını söylediler. Düşünsenize, “yandaş medya” mensupları bile Başbakan’dan bu anlamda memnun olmayabiliyorlar. Hele Nazlı Ilıcak, Başbakan bunu bir seçim propagandası olarak yapıyorsa çok ayıp ettiğini söylüyor.
 
 
Zaman’ın Internet’teki haberinin altına “Osmanlı” adını kullanan biri şöyle bir yorum yazmış: Zinayı bu hükümet yasallaştırmadı mı? İktidar yolunda herşey mübah cemaatine bağlı Vatikan, Zaman gazetesinin amacı da İslami değerler falan değil, vurgulamaya gerek yok.” Halil Sertdemir  ise,Başbakanımı yürekten kutluyorum” diye yazmış.
 
 
Aile masuniyetine, özel yaşamına müdahale etmeye yeltenenleri bile kutlayan böyle bir halkı bulan Başbakan bu durumu seçim malzemesi olarak niçin kullanmasın ki? Nitekim öyle de yapıyor; edepli edepsiz, bulduğunu kullanmakta ısrarlı: 6 Kasım 2013 tarihli Sabah gazetesinden manşet altı bir başlık söyle: “Biz belli bir zümrenin değil 76 milyonun tamamının ikbali için çalışacağız, herkesi bir ve beraber olarak kullanacağız.” Onurunun bilincinde olan vatandaşa düşen ise kendisini kullandırmamak olmalı… 

 

Hüseyin Atabaş

Gerçekedebiyat.com

 

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)