Trabzon'un trafiği / M. Topaloğlu
Bir büyük şehir olarak Trabzon'umuzun kentsel sorunlarının başında, içinden çıkılmaz insanı adeta deli eden trafik sorunu gelmekte. Bu sorunun çözülmesi, diğer kentsel sorunların da çözülmesi için bir domino etkisi yaratacağından trafik sorununu birinci sıraya koymak doğru bir saptama olacaktır.
Geçmişte ve şimdilerde yapıldığı gibi yolları asfaltlamak, yeni yollar yapmak, minibüs ulaşımında ısrar ederek eski minibüsleri yenileri ile değiştirmenin, kent içi trafik sorununu çözemediği, artık anlaşılmış durumdadır. Elbette yolların standardını yükseltmek önemlidir ve yapılmalıdır, ancak ulaşım için tek seçenek olarak karayolunu tercih etmek ne yazık ki soruna çare olamamaktadır. Yeni trafik ışıklarının konulması, trafiğin akış yönlerinin değiştirilmesi, artan trafik cezaları gibi uygulamalar da bir türlü trafik sıkışıklığına önüne geçememiştir. Kentin ana arterleri ile otomobil trafiğine açılan diğer yolların, üzerinden güvenle tıkanıklığa neden olmadan trafiğin akabileceği ölçülebilir bir kapasitesi vardır. Buna karşın insanların satın alabileceği otomobil sayısı hakkında herhangi bir sınırlama yoktur. Üstelik otomobil satışları, bankalardan sağlanan kredi olanakları ile özendirilerek kolaylaştırılmaktadır. Bunun sonucu olarak bir kişinin birden fazla otomobil sahibi olması, bir konutta birden fazla otomobilin bulunması sıkça görülmektedir. Ne yazık ki diğer kentlerin ve Trabzon'umuzun fiziki kapasitesi bu gerçekliği karşılayacak durumda değildir. Özetle sınırsız talebi sınırlı kaynaklarla karşılamanın bir yolu da bulunmamaktadır. Kentsel ulaşımda yaya erişim koşullarının iyileştirilmesi ve yayalara ayrılan açık alanların arttırılması gerekirken, gelinen noktada karşıya geçmek dahi tehlikeli bir kaosa dönüşmüştür. Kent içi yollar ve kaldırımlar, araç sayısındaki artışın sonucu olarak otomobillerle işgal edilmiş ve yayaların ulaşım haklarına el konulmuş durumdadır. Unutulmamalıdır ki ulaşım konusu araçlara ait bir sorun değil, bir insan hakkı ve hareket özgürlüğü olarak ele alınmalı ve çözülmelidir. Aşılması gereken en büyük engellerden birisi de insanımızın beyninde ördükleri sanal duvarları yıkmak olacaktır. Otomobil sahibi olmanın bir statüye sahip olmak anlayışını değiştirerek, lastik tekerlekli araçlara Hindistan’ın kutsal inekleri olarak bakmayı terk etmeliyiz. Önceleri bir rahatlık olarak benimsenen otomobil, artık trafik tıkanıklığının nedeni haline dönüşmüş durumundadır. Trafikte kaybedilen zaman, ekonomik kaybın yanı sıra, insanın ailesine ve kişisel gelişimine ayıracağı zamandan, kısaca ömründen çalınan zamandır. NELER YAPILABİLİR Özellikle Meydan ve civarının yayalaştırılması otoparkların merkez dışında konumlandırılması ve kent merkezinde bulunan kapalı, açık otoparkların bulundukları yerlerden uzaklaştırılması, merkezi rahatlatacağı gibi yayaların konforunu arttıracak ve otomobillerin neden olduğu görsel kirlilik de azaltmış olacaktır. Kentte kullanılan otobüs ve minibüslerde yakıt olarak elektrik ve doğalgaz kullanımının sağlanması ile hava kalitesinde artış sağlanacaktır. Sabah işe gitme ve akşam eve dönme saatlerinde toplu taşıma araçlarının sayısını arttırıp, ücretsiz kullanım sağlanarak Meydan ve civarında, ana arterlerde trafik sıkışıklığı önemli ölçüde rahatlatılabilir. Kent merkezinin doğusunda ve batısında olmak üzere iki adet katlı otopark yapılarak merkeze bağlantı sağlanmalıdır. Bu bağlantı için raylı sistem tercih edilmelidir. Katlı otoparklar, topoğrafyadan yararlanarak gizlenmeli ve görsel kirliliğe neden olmadan daha az kent arazisi kullanarak inşa edilmelidir. Yaya trafiğinin artması ana arterlerin yayaya bırakılması esnaf için de yararlı olacaktır. Yaya kullanımına bırakılan ve otomobilden arındırılan Uzun Sokak ve Kunduracılar Caddesi buna örnektir. Böylece merkez, temiz havaya kavuşacağı gibi toz ve gürültüden de arınmış olacaktır. Kentlilerin sosyalleşebileceği açık mekanlar ve yaşam alanları oluşturmak kenti daha keyifli yaşamak için tek çözüm olarak gözükmektedir. Böylece kent yaşayanlarının Trabzon'a aidiyet duyguları da arttırılmış olacaktır. Avrupa Kent sözleşmesinde, "kente karşı otomobil; çok basitleştirilmiş ifade olmakla birlikte durum buna yakındır. Yavaş ama kesin bir biçimde, otomobil kentleri öldürmektedir. Bugünden bir şey yapılmaz, yeni düzenlemeler getirilmezse araç trafiği özellikle de özel araçlar ve kamyonlar, sadece kentleri tahrip etmekle kalmayacak sera etkisiyle tüm çevrenin zarar görmesine de hatırı sayılır bir katkıda bulunacaktır. Araçlar kentleri gürültü, rahatsızlık, ruhsal ve fiziksel tehlike, çevre estetiği ve sosyal alanların yok olması, hava kirliliği gibi sorunlarla tehdit ederler" denilmektedir. Aynı sözleşmede, "Toplu taşıma özel arabalar yayalar ve bisikletler gibi tüm yol kullanıcıları arasında birbirinin hareket kabiliyetini ve dolaşım özgürlüğünü kısıtlamayan uyumlu bir düzenin sağlanması...’’na vurgu yapılmaktadır. Halen sahil gezinti yolunda eğlence ve spor amaçlı kullanılan Belediyeye ait bisikletlerin sayıları arttırılıp, ulaşım aracı olarak Beşirli-Ganita arasında hizmet vermesi sağlanmalıdır. Bisiklet kullanımını özendirilmelidir. Yediden yetmişe her kentlinin kullanabileceği bisiklet ile temiz havayı soluyarak bir yerden bir yere ulaşmak aynı zamanda bir spordur. Otomobil fosil yakıt yakarak çevreyi kirletirken bisiklet vücuttaki yağları yakar. Bunun için gerekli olan, bisiklet yolundaki eksik bölümlerin tamamlanması, istasyonların konumlandırılması yeterli olacaktır. Böylece kent içinden sahilden geçen karayolundaki otomobil trafiği de azaltılmış olacaktır. Trabzon kenti 120 km'lik sahil şeridinin orta yerinde yer almaktadır. Kentin doğusundaki ve batısındaki yerleşimlerden gündüzleri merkeze (Trabzon'a) gelen insanlar geceleri geldikleri yerleşim bölgelerine dönerek bir lineer (doğrusal) sarkaç trafiği oluşturmaktadır. Bu nedenle kentin gündüz nüfusu artmakta gece nüfusu azalmaktadır. Trafik yoğunluğu da bu duruma uygun olarak paralellik göstermektedir. Bugünkü haliyle bu trafik sadece lastik tekerlekli araçlarla sağlanmaya çalışıldığından yani ulaşım için tek seçenek sunulduğundan sahil şeridinde uzanan karayolu yetersiz kalmaktadır. Olumsuz hava koşulları ve trafik kazaları gibi nedenlerle, zaman zaman trafik akışı durmaktadır. Zaman, para ve kaynak israfına hizmet eden bu sistem, alternatif ulaşım sistemleri ile çeşitlendirilmeli ve bütünleştirilmelidir. Uzmanların hazırlayacağı proje ile güzergah ve durak yerleri saptanarak kentin kuzeyinden geçen karayoluna paralel bir raylı ulaşım düşünülmelidir. Trabzon merkezinin doğusunda ve batısında yer alan yerleşim yerlerindeki nüfusun merkeze ulaşmasında, raylı sistemin kullanılması ile karayolundaki trafik seyreltilmiş olacaktır. Genellikle kıyıya paralel deniz yolu taşımacılığı yerine karayolu taşımacılığı tercih edilmektedir. Ancak 60 km'lik bir deniz yolu güzergahının karayolu ile rekabeti tartışılmalıdır. Deniz yolu taşımacılığı ise karayoluna göre ucuzluk, güvenlik ve konfor açısından üstündür. Yolcularına manzara olanağı sunar. Bu anlamda deniz taksileri ile ulaşım bir seçenek olarak düşünülmelidir. Çeşitlendirilmiş ve bütünleştirilmiş bir ulaşım sistemi ile karayolunda meydana gelen trafik kazalarının neden olduğu maddi ve manevi kayıplar da önemli ölçüde azalacaktır. Ulaşım, daha etkin hale getirilebileceği gibi kent yaşayanları güvenli bir ulaşım sistemine de kavuşmuş olacaktır. Böylesi bir ulaşım sistemi, daha az fosil yakıt daha az hava kirliliği ve daha az dışa bağımlılık demektir. Durum, adeta yağ un ve şekerin olup da bir türlü helvanın elde edilmeyişi gibi ,çözüm yöneticilerin önünde hazır bekletilmektedir. Kısa orta ve uzun vadede alınacak önlemler ve uygulamalar için uzmanların görüşlerine ,projelerine değer verilmelidir. Kentsel sorunlar karşısında günü kurtarmak anlayışı geçen zamanla birlikte bu sorunların daha da büyüyerek yeniden karşımıza çıkmasından başka bir işe yaramayacaktır. Her iyi olana karşı çıkanlar olacaktır. Halen kullanımda olan ve her kesimin şikayet ettiği kimsenin memnun olmadığı mevcut ulaşım sistemini iyileştirerek değiştirmek kısaca insanı odak noktasına koyan bir Trabzon'da yaşamak herkesin özlemidir. Bunun için kentsel sorunları çözebilecek yöneticilerin, bu kente aşkla bağlı ,cesur ve kararlı olmaları gerekmektedir. M Topaloğlu
Gerçekedebiyat.com
YORUMLAR