Ödüllerin, sosyalist kültür tarafından işlerlikte tutulduğu bilinir. Özellikle Sovyet devriminden sonra sanayide ve tarımda gelişmek, verimliliği artırmak için kurulan kolhozlarda (kolektif tarımla uğraşan birlik) ve solhozlarda (tarım sanayini gerçekleştiren fabrikalar) gerek tarımsal üretimde gerekse makine ve traktör üretiminde çalışan binlerce tarım ve hayvancılık uzmanı, mühendis, teknisyen, kurulmakta olan Sovyet ekonomisinin inşasını gerçekleştirmek için çalışırdı. İşte kolhoz ve solhozlarda çalışanları isteklendirmek, verimi artırmak için, başarılı olanlara ödül verilirdi. Halkı için çalışan insanlardı onlar.  Aldıkları ödül, onların halkı için çalıştıklarını, bireysel çıkar gözetmediklerini imlerdi. Bu ödüllerin maddi karşılığı yoktu. Onurlandırıcıydı sadece

Kapitalizmde ödüller parayla belirlenir oldu. Evreni, dünyayı, insanı, şiiri ve bunların geleceğini önemsemez oldu. Böylece hızla kirlendi ödüller. Kapitalizmin bütün kirliliği ödüllere de bulaştı. Kariyerizm, oportünizm, Makyavelizm işin içerisine girdi. Feodal ilişkiler belirleyici olmaya başladı. Adam kayırmalar çoğaldı. İdeolojik ve estetik tutum iyice dışlandı. Öznellik denilen karanlık, değerlendirmenin biricik ölçüt oldu. Şiirin içermesi gereken evrensel değerler aranmaz oldu. Şiir sanatı bakımından özen gösterilmesi gerektiği unutuldu. İmge anlayışı, biçim, biçem, sözcük ve dizelerin kurgusu, esin kaynağı, ses, armoni, gelenekle ilişkilenme ve getirilen yenilikler aranmaz oldu şiirlerde.

Böylece, seçici kurul üyesi yapacağı değerlendirmede kendini disiplin altına alacak bütün ölçütlerin dışına çıktı. Böyle konumlanınca da, “Ben seçtim, oldu.” deme yüzsüzlüğünü gösterir oldu. Bu işleyiş, elbette kabul edilemez. Bu nedenle geliştirilmek üzere bir şiir yarışmaları şartnamesi önermek ve üzerine düşünmek gerekiyor:

1- Seçici kurul üyesi yarışmaya katılan her kitabı ve dosyayı derinliğine incelemeli ve rapor etmelidir. Seçici kurul üyeleri, bunu kabul eden kişiler arasından seçilmelidir.

2- Yarışmalara farklı şiir anlayışlarında olan şairlerin katılacağı düşünülerek; jüri üyelerinin dağılımı da bu anlayışları temsil eder nitelikte olmalıdır. Aynı anlayıştaki kişiler, tartışmadan bir şiirde buluşabilir, dışarıda kalan birçok şiire haksızlık yapabilir. Ülke şiiri korumak, şiir kanallarına set koymamak için, bu duruma dikkat edilmelidir.

3- Her seçici kurul üyesi isabetli bir seçim yaparak, öncelikle kendini ödüllendirmelidir.

4- Gene her jüri üyesi yapacağı doğru seçimle, adına ödül konulan kişi (şair) ve kurumu onurlandırabilmelidir.

5- Bunların sonucunda gerçekte hak eden şairi belirlemiş ve onurlandırmış olacaktır. Seçici kuruli üyeleri bu bilinçte olmalı ve bu tutarlılığı gösterebilmelidir.

6- Bir şiir seçilirken içeriğin evrenselliğine bakılmalı; imge anlayışı, biçim, biçem,  sözcük ve dizelerin kurgusu, esin kaynağı, ses, armoni, gelenekle ilişkilenme ve getirilen yenilikler  şiirde aranmalı ve ölçüt olarak kullanılmalı. Değerlendirme, şiir sanatının bu vaz geçilmez öğelerine yaslandırılmalıdır.

7- Seçici kurul üyeleri, bir şiiri neden seçtiklerini açıkça yazmalı ve ölçütlerini belirtmelidir. Bu raporunu yayımlayarak sorumluluk almalı; hesap verebilmelidir.

8- Bir şiiri değerlendirmede öznellik belirleyici olamaz. Öznellik denilen şey, o kişinin ideolojisi, estetik anlayışı (varsa), şiir sanatına ilişkin bilgisinin diyalektik toplamıdır. Seçilen, beğenilen şiir (sanat yapıtı); seçen kişiyi yansıtır, ona ayna olur. Öznellik, toplum ve kültürel yapıdan yalıtık değildir.

9- Bir seçici kurul üyesi, bütün bunları yapabilmek için sınırlı sayıda şiir yarışmasında jürilik görevi almalıdır.

10- Hiçbir şiir yarışması herhangi bir şaire, kuruma çalışmamalı; şiiri ve şiirin geleceğini gözetmelidir.

11- Şiir ödüllerinde, kesinlikle katılım koşulu aranmalıdır. Şairin, şairin izniyle yayınevlerinin katılmadığı hiçbir kitap değerlendirmeye alınamaz, alınmamalıdır. Çünkü katılım koşulu olmayan şiir ödüllerinde iğrenç manipülasyonlar olmaktadır. Ödül verilecek kişi önceden bellidir. Seçici kurul denilen birkaç kişinin, yıl içerisinde yayımlanan kitapların çoğunu bilmeden / okumadan ödül vermekten çekinmezler. Böyle olmasına karşın onca şairin kitaplarını okumuş gibi bir hava yaratırlar; hiç hakları olmadığı halde, bilmedikleri onca güzel şiiri değersizleştirirler. Kapitalizmin en iğrenç yöntemiyle, bir reklam anlayışıyla yaparlar bunu.

11- Herhangi bir şiir ödülüne katılmayanlara haksızlık yapmamak için, katılanların adları açıklanabilmelidir. Bu şaire de bir disiplin getirecektir. Bu, okuyucuya, şiir ilgilisine karşılaştırma olanağı sunacaktır. Ayrıca seçici kurul üyelerini nesnel olmaya zorlayacaktır.

12- Şairler, açmazlara düşmemek için, sadece yukarıdaki ilkeleri işleten yarışmalara katılmalıdır.

13- Bu söylenenleri başaran her yarışma kalıcı değerler üretebilir, şiirin gelişmesine katkı koyabilir.

Not: Bu manifesto geliştirilmeye açıktır. Katkılarla daha da zenginleşecek ve geliştirici olacaktır. Şiir ödüllerini anlamlı kılacaktır.

Veysel Çolak

Gerçekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)