Yunanistan'da Saka Türk'ü Üç Filozof
Türkiye’de okur yazar takımı ve özellikle milliyetçi olduğunu söyleyen çevreler, genel olarak düşünce hayatına ve özellikle de Türk tefekkür hayatına gerektiği şekilde itibar göstermiyorlar. Artık hamaseti geriye itip tefekkür dünyasına yelken açmanın zamanı geldi de geçmektedir. Mevcutlan tekrar et...
Yunanistan'da Saka Türkü Üç Filozof adlı elinizdeki bu kitap, Yunanca, Latince, Fransızca, İngilizce, Almanca, Farsça ve Arapça gibi çok farklı kaynaklardan faydalanılarak titiz bir şekilde hazırlanmış bir çalışmadır. Çok tutarlı bir şekilde hazırlanan kitap, müsbet tezleri güçlü kanıtlarla ortaya koyduğu gibi, menfi tezleri de o denli makul delillerle çürütmüştür. Kitap birçok açıdan önemlidir. Kitap Batı Felsefe Tarihine ait olup bize de oradan intikal eden yanlış bilgilerin tashihine imkan verecek, lüzümsuz Yunan ve Batı hayranlığını kıracaktır. Türk düşüncesinin Orhun abidelerinden öteye götürülemediği bu dönemde bu kitapla, bunun MÖ. 7. asra kadar götürülme imkanı ortaya çıkmaktadır. Bu Türk düşüncesi tarihi anlayışımızı değiştirecektir. Ayrıca kitapta sözü edilen Saka filozoflarının, Yunan düşüncesinin ve dolayısıyla Batı düşüncesinin babaları olduğu da anlaşılacaktır. Kitabın düşünce tarihimize büyük bir katkı sağladığında şüphe yoktur. Son zamanlarda Hunlar öncesi Türk tarihi ve düşüncesiyle yakından ilgilendiğini bildiğim ve bu konuda daha önce yayınlanmış çok değerli ve özgün bazı eserleri bulunan değer Prof. Dr. Mehmet Bayrakdar'ın basım aşamasındaki hacimli eseri Medler ve Türkler adlı eseri de Medlerin sadece Türk soylu olduklarını kanıtlarıyla anlatmıyor, aynı zamanda onların düşüncelerini ve bilimini de anlatarak Türk düşüncesinin tarihini en erken MÖ. 3000-2500 yıllarına kadar götürülebileceğini göstermektedir. Böylece Batı felsefesi tarihi, en nihayet Thales’ten önceye yani MÖ. 600 - 550 seneleri öncesine geçemezken Türk tefekkür tarihi M.Ö. Mehmet Bayraktar’ın değerli çalışmaları sayesinde milat öncesi üçüncü binlere uzanmaktadır. Belki daha geniş çaplı araştırmalar tefekkürü hayatımızı daha gerilere taşıyacaktır. Türkiye’de okur yazar takımı ve özellikle milliyetçi olduğunu söyleyen çevreler, genel olarak düşünce hayatına ve özellikle de Türk tefekkür hayatına gerektiği şekilde itibar göstermiyorlar. Artık hamaseti geriye itip tefekkür dünyasına yelken açmanın zamanı geldi de geçmektedir. Mevcutlan tekrar etmek bizi yeni tefekkür hamlelerine götürmez. Ancak bu şekilde dünya tefekkür ve felsefe liginde varlığımızı isbat edebiliriz. Mehmet Bayrakdar'ın bu çalışmaları umarım Türklere yeni bir tarih şuuru vererek, düşüncemizin ve bilim anlayışımızın yeniden canlanmasına vesile olur. Değerli arkadaşımız ve talebemiz Mehmet Bayrakdar'ı bütün kalbimle tebrik eder, düşünce tarihinin seyrini değiştirecek yeni eserler beklediğimizi özellikle belirtmek isterim. Ona ufuk açıcı yeni çalışmalarında başarılar dilerim. Prof. Dr. S. Hayri Bolay Bu kitabın konusu, eski Yunan kaynaklarının Saka olarak nitelediği Türk soylu üç filozofun tanıtılması ve onlara izafe edilen eserlerin çevirisidir. Bunlardan ilk ikisi, Toharis (Toxaris) ve Anaharsis (Anakharsis, Anacharsis), MÖ. 6. yüzyılda, yani Yunan düşüncesinin oluşum arifesindeki çağda Atina’da bulunmuş veya yaşamıştır. Toharis ve Anaharsis, Şüphecilik, Sofistlik ve Kinik felsefelerin öncüsü ve hazırlayıcısı kabul edilirler. Buna rağmen her ikisi de çağdaş bilginler arasında çok az tanınırlar. Hele Türk felsefecileri arasında hiç tanınmazlar dersek yeridir. Üçüncüsü, Yeni-Eflatunculuğun kurucusu sayılan ünlü Ammonius Saka (Ammonius Saccas)’dır; MS. 2. yüzyılın sonu ile 3. yüzyılın başlarında Yunan kültürünün hakim olduğu İskenderiye’de yaşamıştır. Diğerlerine kıyasla Ammonius Saka, daha çok tanınan ve bilinen bir düşünürdür. İlkçağ’da ve Ortaçağ’ın erken dönemlerinde yaşamış bütün Yunan ve Latin bilginler söz konusu filozoflara “Saka” veya “Sakalı" demişlerdir. Çağdaş batılı tarihçiler ve felsefe tarihçilerine gelince; hemen hepsi Toharis ve Anaharsis’i Sakalı kabul etmişlerdir; ancak Ammanius Saka'yı, ya Yunanlı bir filozof olarak takdim etmişlerdir, ya da ırkî kökeni hakkında hiçbir şey söylememişlerdir. Felsefe tarihi okumalarımızda, zaman zaman Toharis ve Anaharsis isimlerine daha az ve Ammonius Saka ismine daha çok rastlamakla onlardan kısmen haberdardık. Ancak, yakın bir zamana kadar onların Türk soylu olabileceklerini hiç düşünmemiştik. Ne zaman ki, yaklaşık on yıl önce (2000) bir vesile ile İslâm öncesi Türk tarihi araştırmalarına eğildik; en eski Yunan, Pers ve Latin kaynaklarından ve bu arada bazı çağdaş Batılı tarihçilerin araştırmalarından Sakaların (İskitlerin) Türk olduğunu öğrenince, bundan kendimize adeta bir vazife çıkararak Toharis, Anaharsis ve Ammonius Saka'yı, başta felsefe ve felsefe tarihi ile uğraşanlar olmak üzere Türk okuyucusuna tanıtmak istedik. Bu eserde Toharis, Anaharsis ve Ammonius Saka’nın hayatlarından ve düşüncelerinden bahsedeceğiz; ayrıca bize ulaşan ve onlara nisbet edilen eserlerini tercüme ederek sizlere onları tanıtacağız. Tercümesini sunduğumuz metinlerin çok önemli olduğunu düşünüyoruz; çünkü o metinlerden, tarihçilerin haklarında az bilgi olduğunu söyledikleri Sakaların gelenek ve göreneklerini, hayat felsefelerini ve hatta tarihlerini öğreniyoruz. Bu açıdan, söz konusu Sakalı filozofların sadece felsefeyle uğraşanlarımız için değil, tarihçilerimiz için de önemli olduğunu iddia ediyoruz. Metinler okunduğunda da görüleceği gibi, onlarda bugün bizim de sahip olduğumuz tarihî Türk zihniyeti ve adetleri ile karşılaşıyoruz. Bu da, hem Sakaların, hem de Sakalı filozofların Türk soylu olduğuna tarihi kanıtlarından birisini teşkil edecektir. Bu ve daha sonra yapacağımız benzer çalışmalar, bizim tarafta da hayli taraftar bulmuş olan batılıların Ortaçağ'dan itibaren “Türkler, barbardır", “Türkler sadece kılıç sallamasını bilirler”, “Türkler düşünce ve bilim üretmemişlerdir” gibi iftiralarına da aynı zamanda tarihî bir cevap olabileceğini düşünmekteyiz. Ayrıca söz konusu Sakalı filozofların aracılığıyla eski Türk düşüncesinin, Yunan düşüncesine geçişi, özellikle Anaharsis’in ve Ammonius Saka'nın Ortaçağ Hıristiyan, Yahudi ve İslâm düşüncelerine ve hatta modern Batı düşüncesine etkilerinden de bahsedeceğiz. Anaharsis’in, düşünce ve yaşam tarzı, bazı modern Avrupa düşünürleri tarafından örnek alınmıştır; onlar kendilerine “Anaharsis” ismini bile vermişlerdir. Onun hikmetli sözleri, hem Batı'da ve hem de İslâm dünyasında bugüne dek aktarıla gelmiştir. Ammonius Saka, özellikle Plotinus ve Hıristiyan Origen gibi öğrencileri vasıtasıyla Batı ve İslam felsefeleri ile tasavvufa ve mistisizme büyük etki yapmıştır. Bu eserin ortaya çıkmasında birçok zevâtın yardımı olmuştur. Türkiye’de bulamadığım kaynakların temini konusunda yardımlarını esirgemeyen değerli bilim adamı Sayın Prof. Dr. Tahsin Görgün Bey'e ve genç bilim adamı Abdullah Güllüoğlu'na teşekkürlerimi sunmaktan kıvanç duyuyorum. Aynı şekilde bazı Yunanca ibarelerin anlaşılması konusunda yardımlarını esirgemeyen Sayın Prof. Dr. Saffet Babür Bey’e de teşekkür borçlu olduğumu belirtmeliyim. Ayrıca çalışmamızın seyrinde teşviklerini gördüğüm Sayın Prof. Dr. S. Hayri Bolay ve Prof. Dr. Bahaeddin Yediyıldız Beyler ile Sayın Prof. Dr. Esin Kahya Hanım'a da burada en içten hürmetlerimi sunmayı bir zevk bilirim. Kitabın basılmasında maddi ve manevi katkılarını esirgemeyen Akçağ Kitabevi sahibi Sayın Ahmet Ünalmış Bey ile diğer yetkililerine ve çalışanlarına şükranlarımı arz etmeyi de bir borç kabul ediyorum. Umarım bu çalışmamız Türk düşünce ve kültür tarihini aydınlatmaya bir katkı olabilir. (19 Eylül 2010) Prof. Dr. Mehmet Bayrakdar Akıllılar nedenler konusunda tartışır, aptallar da karar verir. Bir şeyi iyi bilen, onu basit şekilde anlatabilir. Yasalar, örümcek ağları gibidir; güçsüzleri, yoksulları yakalar; zenginleri, güçlüleri bırakıverirler. Yunanistan'da Saka Türk'ü Üç Filozof Gerçek EdebiyatYUNANİSTAN'DA SAKA TÜRKÜ ÜÇ FİLOZOF ÖNSÖZ
Yeditepe Üniversitesi Felsefe BölümüANAKHARSİS SÖZLERİ:
Mehmet Bayrakdar
Yayıncı: Akçağ Yayınları (1 Ocak 2015)
255 sayfa
YORUMLAR