Son Dakika



21 Nisan 1967, sözde demokrasinin doğduğu bir ülke olarak anılan Yunanistan yakın tarihinin kara günüdür. Bu ülkeye dayatılan 21 Nisan 1967 Albaylar darbesi ve bunu izleyen yedi yıl boyunca süren acımasız diktatörlük, Yunan halkının büyük acılar yaşadığı bir dönemdi. Ünlü sinema oyuncusu, sonradan kültür bakanı Melina Mercouri de cunta nedeniyle ülkeden ayrılanlar arasındaydı.

Mercouri’nin de aralarında bulunduğu pek çok sürgün ve muhalif, vatandaşlıktan çıkarılmış ve mallarına el konulmuştu. Dönemin ABD Büyükelçisi Strobe Talbot, CIA’nin sarayı ve sağ partileri desteklediğini söylemişti. Darbeyle ulusal sınırlar kapatılmış, dış dünya ile tüm iletişimler koparılmış, geceleri yürütülen operasyonlarla kısa sürede binlerce demokrasi yanlısı tutuklanmıştı. Gözaltında yüzlerce insan işkencelerle öldürülmüştü.

Demokratlar, solcular, liberaller aydınlar, akademisyenler, sol kimlikli sendikacılar, sanatçı ve yazarlara yönelik büyük şiddetli bir saldırı gerçekleşirilmişti.

10 bini aşkın tutuklu stadyumlarda, cezaevlerinde ve adalarda sistematik, ağır işkencelere uğrarken, direnişçilerin yanı sıra, demokrat sol kimlikli insanların yakınları da tutuklanmıştı.

YUNANİSTAN'DA II. PROMOTHEUS PLANI DEVREDE

1967-1974 Yunanistan Askeri Cuntası1967 ile 1974 yılları arasında Yunanistan'da iktidarı ellerinde bulunduran sağ-kanat askeri hükümet, “Albaylar Rejimi”, “Albaylar Cuntası” ya da sadece “Cunta” olarak da bilinir. Askeri yönetim, 21 Nisan 1967 sabahı yapılan darbeyle başladı. Bir grup albay, "Promotheus Planı" adı verilen bir planı uygulamaya koydular.

Promotheus Planı, aslında Yunanistan'ı olası bir "Komünist" işgaline karşı koruması düşünülen "Gladio" tipi bir yapılanmaya aitti.

NATO tarafından 1950 sonrası hazırlanmıştı. Albaylar, bu plan uyarınca önce darbe zemininin olgunlaşması için gereken çalışmaları yaptılar. “Komünistler geliyor” korkusunu halkın içine yaydılar, işçileri “Sağcı ve solcu… İlerici ve gerici…” diye birbirlerine düşürdüler, kısacası, ülkeyi bir kaos ortamına sürüklemek için ne gerekiyorsa yaptılar.

miçotakis, demirel

21 Nisan 1967 günü Albay Papadopulos, Albay Makarezos ve General Pattakos, yönetime el koydu. Bizdeki 12 Eylül 1980 darbesine giden sürece ne de çok benziyor değil mi?

Benzer süreç, şimdilerde yeniden yaşanıyor. ABD askeri üslerine sesini çıkaran toplumsal eylemler yasak.

YUNANİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ VE ÖZGÜRLÜK MEŞALESİ  

-Yunan Komünist Partisi'nden protestocular askeri anlaşmaya karşı antik Akropolis'te pankartlar açtılar. Yunanca ve İngilizce pankartlarda “Savaşa hayır. Ölümün temellerine hayır.”-

Yunanistan'da geleneksel sol muhalefet denilince ilk akla gelen Panhellenik Sosyalist Hareket PASOK. Önceki lideri Fofi Gennimatanın meme kanserinden ölümünden sonra genel başkan seçilen şimdiki başkanları Nikos AndroulakisGirit Kandiye doğumlu. Syriza hareketine kaptırdığı merkez sol seçmen tabanını, partisine kazandırmaya odaklı çalışıyor.

Nikos Androulakis aynı zamanda Avrupa Parlementosu milletvekili. Partisi ve kendisi Avrupa Parlamentosu'ndaki İlerici Sosyalistler ve Demokratlar İttifakı Grubu üyesi. PASOK; ABD'nin Yunanistan'daki askeri yığınağına, iktidar partisi tarafından yeterince taviz koparılmadan  izin verildiğini söylüyor.

Bununla birlikte Birleşik Avrupa Ordusu yapılanması içerisinde yer almak gibi niyetleri olduğundan ABD askeri birliklerinin varlığını sadece Türk tehdidine karşı denge unsuru gördüklerini deklare ediyorlar.

Hani Dışişleri eski bakanlarından merhum İsmail Cem ile Sisam adasında Zeybek oynayan Sosyalist Enternasyonal Başkanı Yorgo Papandreu da bu partiden.

YUNANİSTAN SAĞCILARI SOĞUK SAVAŞ İKLİMİNDE YAŞIYOR  

Sovyet yayılmacılığına ve Komünizm tehlikesine karşı NATO ittifakında yer alan Yunanistan'da, klasik sağ seçmen kitlenin en az bunlar kadar kolektif bilinçaltında yer eden bir başka mega korkusu Türkler.

Mevcut Muhafazakar Yeni Demokrasi'nin (ND) egemen olduğu Yunan ParlamentosuABD ile ABD'nin Yunanistan'daki askeri üslere sürekli erişimini öngören ikili savunma işbirliği anlaşmasının revizyonunu ve uzatılmasını işte bu Türk korkusu ile onayladı.

Bu onayın ardından Yunanistan genelinde anti-emperyalist kesimler ABD-Yunanistan üs anlaşmasına karşı protestoları başlattılar. 12 Mayıs'ta Yunan komünistleri, sendikacılar, gençlik/öğrenci grupları ve diğer anti-emperyalist kesimler, anlaşmanın tartışıldığı Atina'daki Yunan parlamentosuna kitlesel bir protesto mitingi düzenlediler.

Yunanistan'daki anti-emperyalist ve işçi sınıfı kesimleri, özellikle KKE (Yunan Komünist Partisi), Tüm İşçiler Militan Cephesi (PAME), Uluslararası Detant ve Barış için Yunanistan Komitesi (EEDYE) ve Yunanistan Komünist Gençliği (KNE), dünyanın dört bir yanında seferber oldu.

Askeri bloklarla artan işbirliğini ve emperyalist çabalara katılımı protesto eden ülke de Komünistler, yalnızca görevdeki Yeni Demokrasi (ND) liderliğindeki hükümetin değil, aynı zamanda Syriza ve PASOK liderliğindeki önceki hükümetlerin de Yunanistan'ı bölgedeki NATO'nun askeri gündemine entegre etmeye çalıştığını iddia ediyorlar.

Babası Apostolis, siyasi eylemlerinden dolayı sürgüne gönderilen 14 Nisan 2013'ten beri Yunanistan Komünist Partisi Genel Sekreteri Dimitris Koutsoumpas, ülkesinin ABD emperyalizmine peşkeş çekilmesine karşı olanlardan.

Yunanistan Komünist Partisi başkanı Dimitris Koutsoumpas, anlaşmanın Türkiye ile bir silahlı çatışma durumunda Yunanistan'ı korumayacağını, Ukrayna örneğine bakıp söylüyor. ABD'nin yalnızca NATO'nun güneydoğu kanadında uyumu sağlamakla ilgilendiğini vurguluyor ve anlaşmanın ülkeyi NATO ve ABD için büyük bir askeri üs haline getirdiğini  belirtiyor.

Yunanistan Komünist Partisi, Yunan halkını, Yunanistan ile ABD arasında ABD askeri üsleri konusunda imzalanan alçak anlaşmanın onaylanmasına karşı mücadeleyi yoğunlaştırmaya çağırıyor.

Nitekim partinin dış politika sektörü başkanı Giorgos Marinos; Yunanistan Komünist Partisi'nin (KKE) bölgedeki gelişmeler ve genel olarak jeopolitik gelişmeler konusundaki endişelerini açıklamış, “Yunanistan'ı ABD, NATO ve AB'nin tehlikeli planlarına dahil etme politikası, ülkeyi ve halkını kurtların önüne atıyor sözleriyle halkının karşı karşıya olduğu tehlikeye dikkat çekmişti.

Yunanlı Komünistler, Kiryakos Miçotakis ikidarının, NATO çerçevesinde Ukrayna'ya askeri teçhizat göndererek, öngörülemeyen boyutlarda ve halk için büyük tehlikelerle gelişen emperyalist bir savaşa katılımını artırdığını söyleyerek, "Ülkenin silahlı kuvvetlerinin sınırlar dışında bir işi yoktur ve Yunan toprakları, altyapısı ve araçları, Dedeağaç ve Stefanovikeio'daki askeri üslerde olduğu gibi askeri-savaş köprüsü olarak kullanılamaz." diyorlar.

Nisan ayında Yunan demiryolu şirketi TrainOSE'nin işçileri, şirket yönetiminin baskısına rağmen, ABD ve NATO askeri zırhlı araçlarının Dedeağaç Limanı'ndan Ukrayna sınırına taşınmasına yardım etmeyi reddetmişlerdi.

-Pankarttaki yazı: "NATO katilleri evinize dönün!"-

Yunanistan Komünist Partisi üyeleri de Dedeağaç limanında ABD ve NATO askeri teçhizatı bulunan bir trenin yolunu kestiler.

MİÇOTAKİS'İN AYAKLARI KOKUYOR

Yunanistan'ın yaşadığı mali kriz ülkeyi kaç defa batma noktasına getirmişti. Bu nedenle Yunanlı politikacılar para kaynağı gördükleri ülkelere Türk düşmanlığını pazarlıyor. Bir başka pazarlık unsuru ise düzensiz göçmen kitlelerinin Yunanistan sınırında durdurulması.

Yunanistan, Türkiye sınırına ördüğü çelik duvarı 40 kilometreden 120 kilometreye çıkarmayı planlıyor. Atina, olası göçmen akımına karşı 40 kilometre uzunluğundaki çelik duvarın geçtiğimiz yıl Ağustos ayında tamamlamıştı. Geçtiğimiz yıl sınırlara inşa edilen duvarları ulusal bütçelerinden karşılayan 12 ülke, AB fonu için başvurmuştu. Avrupa Komisyonu ise bunun “Frontex” gibi göçle ilgili aktivitelere ayrılan fonları azaltabileceği için şu anda dış sınırlara duvar örülmesine ödenek ayırma gibi gündemleri olmadığını açıklamıştı.

Sınırdaki duvardan ekmek parası çıkaramayan iktidar, Amerikalıların kucağına oturursa “krizi aşabiliriz” yaklaşımını sergiliyor.

Yunanistan Parlamentosu, ülkede protestolara neden olan ve ABD’nin ülkede yeni üsler açmasına izin veren ABD-Yunanistan Karşılıklı Savunma İşbirliği Anlaşması’nı (MDCA) onayladı. Yunanistan'da iktidar ile muhalefet arasında tartışmalara neden olan ve halk tarafından protesto edilen ABD-Yunanistan Karşılıklı Savunma İşbirliği Anlaşması’nda (MDCA) yapılan değişiklikler, Yunan Parlamentosu tarafından onaylandı. Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in ABD ziyareti öncesi parlamentoda onaylanan anlaşma, ABD'nin Yunanistan'da 1'i deniz üssü olmak üzere toplam 4 askeri üs açmasına izin veriyor.

ABD Kongresi'ne hitap eden Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, isim vermeden Türkiye'nin Yunan hava sahasını ihlal ettiğini iddia ederek, Türkiye'ye muhtemel silah satışlarında Doğu Akdeniz'deki durumun göz önünde bulundurulması gerektiğini söylemişti.

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in ABD Kongresi'ne hitabında Türkiye'yi şikayet etmesine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Artık benim için Miçotakis diye birisi yok" tepkisini göstermesi sonrası, etekleri tutuşan Atina'dan Birleşmiş Milletler'e (BM) şikayet mektubu gitti.

NAZİLER'E YUNAN DİRENİŞ ÖRGÜTÜNÜ KİM SİLAHLANDIRDI  

Yunan direniş örgütlerine silah ve cephaneyi kim temin etti?

Trakya bölgesinin savunmasını ta Yunanistan içlerinden başlatan Türk GenelkurmayıHitler ordusunun Türkiye sınırlarına ulaşmasını böylelikle engelledi.

Yunanistan İç Savaşı’nda faşizme karşı demokrasinin saflarında Türkiyeli bir devrimci, ‘Kapetan Kemal’ yani Mihri Belli, tabur komutanlığı yaptı, ölümden döndü. Mihri Belli1946’da yurt dışına çıktı. Yunan İç Savaşı’na gerilla olarak katıldı. Demokratik Ordu saflarında tabur komutanlığına kadar yükseldi. "Kapetan Kemal" olarak anılıyordu. Çatışmalarda iki kez yaralandı. Bulgaristan ve Sovyetler Birliği‘nde tedavi gördü. O nedenle bakmayın siz “Ege’de ısınan sular”a, “Türk-Yunan düşmanlığı” söylemlerine? 

SÜLEYMAN DEMİREL ve ÇAĞLAYANGİL ATİNA HAPİSHANESİNDEN KONSTANDİNOS MİÇOTAKİS’İ NASIL KAÇIRDILAR?

Konstandinos Miçotakis, Albaylar Cuntası’nın hapishanesine atıldı. O dönemde Türkiye'de Adalet Partisi iktidardaydı. Konstandinos Miçotakis'in Türkiye’ye ılımlı yaklaşımı ve Türk diplomatlarla dostane ilişkileri, Türk makamlarını harekete geçirdi.

Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil, durumu Başbakan Süleyman Demirel'e iletti. MİT Müsteşarı Fuat Doğu’yu çağıran DemirelMiçotakis'in Türkiye’ye kaçırılması talimatını verdi. Bu sırada şimdiki başbakan Kyriakos Miçotakis henüz bir yaşındaydı. 1967 darbesi sonrası, dönemin Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil yardımıyla Türkiye’ye kaçan Konstandinos Miçotakis, 7 yıl boyunca sürgünde yaşamıştı.

TÜRKİYE’Yİ TÜRK DEVLETİNİ KÜÇÜMSEMEYİN!

Mete Han’ın torunları, dünyanın dört bir tarafında “Üçler… Yediler… Kırklar…” desturuyla yeni bir dünya için dokunulması gerekenlere dokunuyor. Uyandırılması gerekenleri uyandırıyor. İnanın onlarca ‘Kapetan Kemal’ yani Mihri BelliYunanistan içlerinde BulgarPomak Arnavut ve dahi Yunanlı yurtsever devrimcileri, ABD emperyalizmine karşı çoktan harekete geçirmiştir.

Pimi çekilen bomba ortaya bırakıldıysa, yakında gümbürtüyü duyarsınız.

KAYNAKÇA

https://tr.sputniknews.com/20220513/yunan-parlamentosu-abdnin-ulkede-yeni-usler-acmasina-izin-veren-anlasmayi-onayladi-1056329895.html

https://tr.euronews.com/2022/05/30/yunanistan-turkiye-s-n-r-ndaki-celik-duvar-40-kilometreden-120-kilometreye-c-karmay-planl-

https://op.europa.eu/en/web/who-is-who/person/-/person/EP_DPPE125110

https://www.macropolis.gr/?i=portal.en.greek-politics.12011

https://www.ekathimerini.com/opinion/1185179/androulakis-and-pasoks-second-chance/

https://www.thenationalherald.com/how-prepared-is-androulakis/

https://www.amna.gr/en/article/551018/US-strategically-committed-to-northern-Greece--Pyatt-tells-ANA-from-Alexandroupolis

https://www.amna.gr/en/article/620331/KKEs-Marinos-Despicable-Greece-US--agreement-on-bases-must-not-be-ratified-

https://peoplesdispatch.org/2022/05/16/protests-surge-against-us-greece-agreement-on-bases/

https://apnews.com/article/biden-united-states-athens-crete-67718969add542501062f63116dd25b3

https://www.tovima.gr/2022/03/01/international/war-in-ukraine-the-effects-on-greece-at-the-heart-of-the-debate-in-parliament/

https://www.dikgazete.com/yazi/yunanistanda-turkiye-dusmanlari-mevzi-kaybetti-makale,1553.html-1553.html

https://www.dikgazete.com/yazi/cicero-ikinci-dunya-savasinda-turk-istihbaratinda-gorevli-ermeni-ve-yahudiler-ile-fransada-nazilere-karsi-savasan-turkiyeli-ermeniler-makale,926.html-926.html

Ömür Çelikdönmez (dikGAZETE.com)

 

YUNANİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ TARİHİ

Yunanistan Komünist Partisi, (Yunanca??µµ????????? ??µµ? ???????, Kommounistikó Kómma Elládas) daha çok kısaltma adıyla bilinir, ??? (genellikle kappa-kappa-epsilon olarak söylenir), Yunanistan’daki komünist siyasi partidir. Yunanistan siyasetindeki en eski partidir.

YUNANİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ KURULUŞU

Parti 4 Kasım 1918 tarihinde Yunanistan Sosyalist Emek Partisi (kısaltması: SEKE, Yunancası: ???????????? ???????? ??µµ? ???????, Sosialistiko Ergatiko Komma Elladas) olarak Avram Benaroya tarafından Selanik’de kurulur. Parti beş üyeli merkez komite tarafından yürütüldü. İlk merkez komite üyeleri Nikos Dimitratos, D. Ligdopoulos, M. Sideris, A. Arvanitis ve S. Kokkinos’du. KKE’nin geçmişi eskilere dayanır. Küçük gruplar halimde varolan sosyalist, anarşist ve komünist gruplar çoğunlukla sanayi işçilerinin bulundukları bölgelerde yoğunlaşmıştı. 1871 Paris Komünü ve 1892 Chicago 8 saatlik işgünü için eylemlerden ilham alarak bütün Yunanistan’daki işçilerin tek çatı altında toplanabileceği ve hakları için mücadele edebileceği bir işçi örgütü tasarlamıştı. Özellikle 20. yüzyılın başlarındaki devrimci hareketler, sürekli savaş hâlinde bulunan ülke işçilerinin durumu Yunanistan’daki işçilerin partiye katılmasını sağlayacaktır. 1917 yılında Rusya’da başarılı olan Ekim Devrimi sayesinde iktidara gelen Bolşeviklerin önderliğinde kurulan III. Enternasyonal çerçevesinde dünyanın çeşitli ülkelerinde komünist partiler kurulacaktır.[2]

SEKE’nin Nisan 1920’deki ikinci kongresinde parti III. Enternasyonal ile ilişkiye geçmeye karar verir. Parti adını Yunanistan Sosyalist Emek Partisi-Komünist (SEKE-K) olarak değiştirir. Yeni merkez komite seçilir ve merkez komitede Nikos ve Panaghis Dimitratos, Yannis Kordatos, G. Doumas ve M. Sideris görev alır.

SEKE-K’nın 1924 Kasım ayındaki üçüncü olağanüstü kongresinde parti adını bir kez daha değiştirerek Yunanistan Komünist Partisi adını alacak ve marksizm-leninizmi benimseyecektir. Genel sekreterlik görevine Pandelis Pouliopoulos seçilir. O dönemden beri parti demokratik merkeziyetçilik ilkesine göre işler. Parti 1936 yılında İoannis Metaksas rejimince yasadışı ilan edilecek, birçok üyesi mahkûm edilecek veya ıssız adalara sürgüne gönderilecektir.

YUNANİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ 1920’Lİ YILLAR

SEKE’nin kurulmasının hemen ardından Yunan İşçileri Genel Sendikası GSEE kurulur ve partinin amaçları doğrultusunda çalışmaya başlar. Partinin hedefi Yunan işçi sınıfını sosyalizm bayrağı altında toplamaktır. Parti üyeleri belli başlı bütün siyasal eylemde, grevde, savaş karşıtı gösteri, sendika ve işçi örgüt kuruluşlarında bulundukları için devletin emniyet güçleri tarafından aranır ve tutuklanırlardı. Papandreu 1924 yılında komünist öğretmenlerin cezalandırılmasına dair yasayı onaylar. Venizelos hükûmeti ise tüm Yunanistan Komünist Partisi üyelerini devletin düşmanı ilan edecek ve tehlikeli olan bu kişilerin kesinlikle kamu görevlerine alınmaması yolunda karar alacak, ele geçirdiklerini de sürgüne gönderecektir. Komünistlerin ve solcuların kondukları toplama kampları ilk olarak bu dönemde görülür. Buna rağmen sayıları çok olmasa da KKE üyeleri ve örgütleri Yunanistan’ın bütün şehir merkezlerinde faaliyet gösterip özellikle AtinaPire, Patra, Teselya, Volosi, Selanik ve Kavala gibi sanayi merkezlerinde örgütlenirler.

YUNANİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ’NİN TÜRKİYE’YLE İLİŞKİLERİ  

Yunanistan Komünist Partisi, Yunanistan’ın 1919-1922 arasında süren Yunan-Türk Savaşına dahil olmasına karşı mücadele verir. Komünistlere göre Yunan hükûmetinin Asia Minor olarak adlandırılan Ege Bölgesi'ne asker çıkartması, bu pazara hâkim olmak isteyen emperyalistlerin yayılma planının bir parçasıydı. I. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan Osmanlı İmparatorluğu'nun çökmesi de bu durumu kolaylaştırmaktaydı. Komünist Parti üyeleri savaş karşıtı tutumlarını hem askerler arasında cephede hem de şehir merkezlerinde gerçekleştirince hükûmet tarafından vatan hainliğiyle suçlanacaktı. KKE, Yunanistan’daki Sovyet elçisi aracılığıyla Venizelos yönetiminin asker çekmesi için baskı yapılmasını ve Mustafa Kemal Atatürk’ün de Ege Bölgesindeki Yunan şehirlerine özerklik tanıması için çaba sarf edilmesini isteyecektir.[3]

YUNANİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ FAŞİZME KARŞI  

KKE özellikle 1930'lı yıllarda Avrupa’da yükselen faşizme karşı uluslararası komünist hareketi ve Komintern ile birlikte davranır. Komintern’in 1932 yılındaki anti-faşist cephe açılımı üzerine Halk Cephesini kurar ve Metaksas diktatörlüğünden önceki en büyük marksist örgütlülük düzeyini yakalar.

KKE ve diğer sol örgütler tüm sektörlerdeki sendikal yapıların oluşmasına da öncülük edeceklerdir. Bazı sektörlerde örgütlenmek hükûmetin engellemeleriyle karşılaşacaktır. Komünist eğitimcilere karşı Papandreu hükûmetince çıkartılan yasa buna iyi bir örnektir.

KKE üyeleri 1936 yılında İspanya İç Savaşı başlayınca sosyalist hükûmetin ve Cumhuriyetçilerin safında savaşmak üzere gönüllü birlikler oluşturacak ve içlerinde yüksek düzey parti yöneticisinin de bulunduğu 440 Yunan komünist Uluslararası Tugaylar bünyesinde faşizme karşı savaşır.

YUNANİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ ve MAKEDONYA SORUNU]

Balkan SavaşlarıI. Dünya Savaşı ve Ege Bölgesinin işgal girişiminin başarısızlığa uğramasından sonra Yunan hükûmeti dönemin süper güçlerine yaklaşmaya çalışacaktır. Amacı kuzey sınırının kendi lehine düzenlenmesidir. Kuzey sınırlarıyla ilgili Türkiye ve Bulgaristan da girişimlerde bulunmaktaydı. Bu taleplerin dayanağı ise hâlen Yunan sınırları içerisinde yaşamakta olan etnik Türk ve Bulgarların varlığıydı. KKE yeni bir savaş başlatılmasına bahane edilecek her türlü etnik temele dayalı jeo-stratejik açılıma cephe alacaktır. Partinin bu bakış açışı sosyalist devlette her türlü azınlığa sağlanacak özerklikle açıklanabilir.[4] 1924 yılında topladığı 3.Kongrede KKE kuzey Yunanistan’ın Makedonya ve Trakya bölgelerinde iki yeni devletin kurulması fikrini ileri sürdü. Partinin bu kararında aynı devlet altında farklı ulusların bir arada yaşayabileceği fikrinin önemli etkisi vardı. Parti bu kararla Halk Cumhuriyetinin kurulmasını öneriyor, bu şekilde her ulusun özerk ve bağımsız olarak bir arada yaşayabileceğini savunuyordu.[5] Bu açılım partiye karşı olan muhafazakâr ve anti-komünist çevrelerden devlete karşı yapılmış bir saldırı olarak değerlendirilecek ve şiddetli tepki toplayacaktır. İktidardaki partiler ise Türkiye ve Bulgaristan ile anlaşmaya çalışıyordu.1934 yılında parti baskı altındaki Makedonyalılar ve Trakyalıların kendi kaderini tayin etme ve ayrılma hakkı için savaşmaya gönüllü olduğunu açıklayacaktır. Bu amaç doğrultusunda ve işçilerin ortak cumhuriyetini kurmak için Bulgar ve Makedon devrimci unsurlarıyla işbirliği yapılması kararı alınır. Bu açılım daha sonraları partinin ve Komintern’in saygınlığını zedeleyici bulunmuş ve eleştirilmiştir. Partinin önde gelen isimlerinden Nikos Zachariadis parti adına yaptığı açıklamada bu açılımı 1945 yılında mahkûm edecektir.[6] 1949 yılında KKE 5.Kongresinde konu sadeleştirilecek ve “”...Yunan ve Makedon halkları ancak birlikte mücadeleyle kurtulacaktır...” denilecektir.[7] Ancak İngiliz yanlısı Atina hükûmeti partinin kuzey bölgesinin ayrılmak istediğini söylerek karşı propaganda başlatacaktır. Bu dönemde özellikle Tito yönetimindeki Yugoslavya İngiltere ile ortak adımlar atacak ve Makedonya’nın bağımsızlığına engel olmak amacıyla Yugoslavya içindeki Makedonların yoğun olduğu bölgeye Makedonya Sosyalist Cumhuriyeti adını verecek ve bu açılım da Yunan hükûmetince tanınacaktır. Konuyla ilgil konumunu netleştirmek için toplanan KKE 6.Kongresi partinin özgür bir Yunanistan için savaştığını ve aynı devlet içerisinde hem Yunan hem de Slav-Makedon halklarının özgürce yaşamasını hedeflediğini kamuoyuna duyuracaktır. Konu 1954 yılında kuzey bölgesindeki etnik azınlıkların kendi kaderlerini tayin etme hakkının savunulmasından vazgeçilmesiyle kapanacaktır.

YUNANİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ VE İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI  

1940 yılına gelindiğinde KKE dağılmanın eşiğine gelmişti. Metaksas diktatörlüğü parti yönetiminin çoğu ve birçok üyesi tutuklanmıştı. Ekim 1940 itibarıyla partinin tüm Yunanistan’da 2.000 olan üyesinin neredeyse yarısı ya tutuklanmış ya da sürgüne gönderilmişti. Parti üyeleri ülke çapındaki hapishanelerde tutuklu tutmaktaydı, bunlardan bazıları Acronauplia, Anafi, Ikaria, Kefalonia ve Atina’daki Averof hapishaneleridir. 1941-44 yılları arasındaki Nazi Almanyası işgali sırasında direnişçi Ulusal Halk Kurtuluş Ordusu ELAS saldırıları yoğunlaştıkça Yunan hükûmeti tutuklu parti üyelerini öldürme uygulamasına başlayacaktır. Bu yıllada hükûmet partiyi ortadan kaldırma yolunda oldukça mesafe kaydetmiş, partinin liderlik kadrosunu hapsetmekle kalmamış, sahte yayınlar basarak yeraltındaki örgüte sekte vurmuştur.[8] buna rağmen eski parti yöneticileri durum değerlendirmesi yaparak duruma el koyacak ve kendilerine Eski Merkez Komite diyerek partiyi yönetmeye başlayacaklardır.[9] Partinin bu yöneticileri 6.Kongrede Merkez Komiteye seçilmiş üyeleridir.

YUNANİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ ESKİ MERKEZ KOMİTESİ

Yeni yönetimin aldığı İtalya ve Almanya’ya karşı savaşa dair bazı kararlar farklı yorumlara yol açacaktır. II. Dünya Savaşı sırasında Yunan direnişçilerle irtibat subayı olan İngiliz C.M.Woodhouse Yunanistan İç Savaşına dair anılarında eski merkez komite, o sırada Sovyetler Birliği ve Nazi Almanya'sı arasında yürürlükte olan Molotov-Ribbentrop saldırmazlık antlaşmasına bağlı kalarak Alman ve İtalyan faşizmiyle iyi geçinmek gerektiğini düşünerek bu yönde davranacaktır.[10] Yine Woodhouse’a göre hapishaneden kaçan KKE yönetiminden Siantos ve Zachariadis partinin genel eğilimine cephe alacak ve işgalci Mussolini İtalyasına karşı Metaksas yönetiminin desteklenmesi gerektiğini savunacaklardır. Parti arşivlerinde de bu konuya dair çatışmalar ve belirsizlikler olduğu görülmektedir.[11] Parti yönetimi Metaksas rejimini İngiliz emperyalizminin bir piyonu olarak değerlendirecek ve Nazi Almanyası, Mussolini İtalya'sı ile aralarındaki savaşı sadece bir emperyalist pay kapma savaşı olarak değerlendirerek bu savaşa dahil olunmaması gerektiğini söylüyordu. Ancak bu tutum Komintern tarafından eleştirilecek ve İtalyan işgaline karşı partinin savaşması istenecektir.[12] 2 Kasım 1940 günü cezaevinden yazan KKE genel sekreteri Nikolaos Zachariadis, Mussolini faşizmine karşı ulusal kurtuluş için Yunan halkıyla beraber Metaksas hükûmetinin yanında savaşılması gerektiğini yazacak savaşın sonunda emperyalizmden kurtulan ve işçilerin ve köylülerin özgürce yaşayacağı bir ülke yaratılacağını müjdelemekteydi.[13] Eski Merkez Komite üyesi Nikos Ploumpidis dahil olmak üzere birçok yönetici bu mektubun sahte olduğunu ve Metaksas rejimi tarafından kaleme alındığını iddia edecektir.[14] Bazı kaynaklara göre ise mektubu kaleme alan Zachariadis’in düşüncelerini yazarken Molotov-Ribbentrop Antlaşmasından haberdar değildir. Bu antlaşmayı ihlal eden düşünceleri yüzünden Sovyetler Birliği eleştirilecektir.[15] KKE resmi parti tarihine göre Eski Merkez Komite, savaş konusunda aldığı karardan ötürü mahkûm edilmiştir ve parti üyelerinin çoğunun alınan kararı desteklemedği belirtilir.[11] 7 Aralık 1940 tarihli açıklamasında Eski Merkez Komite süregiden savaşın emperyalist yanına vurgu yapacak ve Yunan askerini sınır ötesine geçmesine engel olmak için propaganda yapacaktır. Sınırların güvence içinde olduğundan sonra ülke içindeki Metaksas rejimiyle hesaplaşılması öngörülmekteydi. Yunanistan’a saldıran İtalyan askerleriyle Yunan askerlerinin aslında kardeş halklara mensup olduğu, kapitalist sömürücüler tarafından başlatılan savaşın ancak iki halkın ortak çabasıyla sona erdirilebileceği belirtilir.

II. Dünya Savaşının patlak vermesiyle beraber müttefik devletlerin safında yer alan Yunanistan, sayısal olarak az ve teçhizat anlamında zayıf ordusuna rağmen Ekim 1940'ta Arnavutluk üzerinden saldıran İtalyan Ordusunu püskürterek müttefik devletlerin ilk zaferini kazanacaktır. Müttefikinin başarısızlığını kapatmak için Yunanistan’a büyük bir güçle saldıran Hitler, Bulgaristan üzerinden Yunan topraklarına geçecek ve kısa sürede ezici asker çoğunluğuyla zafer kazanacaktır. 6 Nisan 1941 tarihinde başlayan işgal 27 Nisan günü Atina’nın düşmesiyle sona erer. Yunan Silahlı Kuvvetleri adına kayıtsız şartsız teslim antlaşmasını General Yorgos Çolakoğlu[16] imzalayacaktır.

YUNANİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ ve YUNAN İÇ SAVAŞI  

II. Dünya Savaşı sırasında nazizme ve faşizme karşı başarıyla savaşmış olan KKE, savaştan sonra özellikle ABD ve İngiltere himayesinde yeniden kurulmak istenen monarşik rejime karşı çıkar. Monarşi savaş sırasında sürgünde kalmış ve ülkenin işgalden kurtulmasına dair hiçbir girişimde bulunmamıştı. Ülke gündeminden ve siyasi gelişmelerinden kopuk olmasına rağmen monarşinin ülkede tekrar iktidara getirilmesi Batılı Müttefiklerce yükselen komünist etkisine karşı önlem olarak düşünülüyordu. 1946-1949 yılları arasında süren iç savaşta özellikle İngiltere'den destek alan kral yandaşları komünistleri yenecek ve iktidara gelecektir. Milyonlarca insanını savaşta kaybeden Sovyetler Birliği ise kendisine müttefik olan KKE'ye sınırlı şekilde yardım edebilecek ancak Soğuk Savaş'ın ilk yıllarında İngiltere'yi sıcak bir savaşta doğrudan karşısına almamayı tercih edecektir. İç Savaşın ardından komünistler 1970'li yılların ortasına kadar sürecek olan baskı altına alınma sürecini yaşayacak, bu dönemde liderleri Nikos Beloyannis de dahil olmak üzere binlerce kadrosu işkencede öldürülecektir.

1974 yılında parlamenter demokrasiye dönüşten sonra Konstantin Karamanlis KKE’yi yasal hale getirecekti. 1974 yılında yapılan seçimlerde KKE, KKE-İç ve EDA Birleşik Sol adı altında seçime katılacak ve toplam kullanılan oyun %9,36’sını alacaktı. 1977-1989 yılları arasındaki seçimlere ise parti tek başına katılmıştır.

YUNANİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ YER ALDIĞI HÜKÛMETLER

1944 yılında KKE, George Papaendreu’nun ulusal birlik hükûmetine katılacaktı. Parti Ekonomi, Tarım, Çalışma, Ulusal Ekonomi gibi bakanlıkları almıştı.1988 yılında ise KKE ve diğer sol örgütler Sol ve İlerleme (Synaspismos) koalisyonunu oluşturacak ve seçimlerde %13,1 oy alarak koalisyon hükûmetine katılacaktır. Andreas Papendreu’nun PASOK partisiyle beraber yapılan kısa süreli bu koalisyonda yer alacaktır. Parti 1991 yılında koalisyondan ayrılacak, partinin bazı üyeleri ise Synaspismos koalisyonundan ayrılmayarak daha sonra ayrı bir sol partiye evrilecek yapının içinde kalacaklardır.

YUNANİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ HİZİPLER VE İTTİFAKLAR

Parti tarihinde birçok hizip ve ayrılma gerçekleşmiştir. Bunlardan ilki örgütten ayrılan troçkistler ve kurdukları Yunanistan Uluslararası Komünist Troçkisler Örgütüdür. 1956 yılında Sovyetler Birliği Komünist Partisi 20. Konferansı'ndaki açıklamalardan sonra parti içinde bir hizip oluşacak ve 1964 yılında Yunanistan Marksist-Leninistleri (OMLE) olarak ayrılacaklardır. 1967-1974 diktatörlüğü döneminde bir grup partiden ayrılacak ve KKE İç adlı örgütü kuracaktır. 1988 yılında ayrılan bu ekibin de dahil olduğu bazı örgütler KKE ile birleşerek Sol ve İlerleme Koalisyonunu oluşturacaktır. Aynı yıl gençlik örgütünden bir ekip de partiden ayrılarak Yeni Sol Akım (NAR) örgütünü kuracaktır. Bu örgüt özellikle Selanik'te partinin gücünü sekteye uğratacaktır. 2000'li yıllarda Mistos Kostopoulos'un da aralarında bulunduğu bazı parti yöneticileri partiden ayrılarak Solda Ortak Eylem için Hareket (KEDA) örgütünü kuracaktır.

YUNANİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ GENÇLİK ÖRGÜTÜ

Partinin gençlik örgütü Yunanistan Komünist Gençliği KNE, partinin siyasetinin aktif destekçisidir.

YUNANİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ HALİHAZIRDAKİ DURUMU

KKE seçimlere katılmakta ve halihazırda Yunan Parlamentosunda, yerel yönetimlerde ve Avrupa Parlamentosunda temsil edilmektedir. Avrupa Parlamentosunda parti Avrupa Birleşik Sol grubu içinde 3 vekilliğe sahiptir. Günlük gazete Rizospastis, siyasi ve teorik yayın olarak iki aylık dergi Komounistiki Epitheorisi (Komünist Bakış) ile eğitici dergi Themata Paideias basılmaktadır. (Wikipedia)

Gerçekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)