Turkuaz yıl / Cem Güneş
şimdiki dünyamız/ yorgun bir tahta masa ve iki tunç şamdan/ heyecanla titriyoruz...
Şimdi düş gözlü kadını yaşıyorum Agdenes (*) kayalıklarındaki deniz fenerindeyiz dışarıda buzdan bir gece ve amansız fırtına, kayalıklarda ıslıklanan şimdiki dünyamız yorgun bir tahta masa ve iki tunç şamdan heyecanla titriyoruz... insanlık ufukta ürkekçe yeni sayfalar açıyor günlüklerde tutku ve kirlilik ateşi alınmış heyecanlar ve çöküş var günlüklerde günlükler kuşkulu görüyoruz düş gözlü kadına daha bir yaklaşıyorum turkuaz ve çivit mavi gözleri karlar üstünde uçarcasına bir tüy gibi gelmiş beyaz bir elbiseye sarılı saçları sarkıtlar kirpikleri dikitleri andırıyor ak pak teni ve pırlanta gibi parlıyor gözleri böylesine gelişi hiç kimselerin farketmemesi normal değil mi? şimdi Agdenes deniz fenerindeyiz saatler 24:00 ve dışarıda donduran bir fırtına dünyamız bir yorgun tahta masa ve iki tunç şamdan ve Hannah Ryggen’nin (**) ‘Ana kalbi’ renklerinde günlükler Österott Şatosu’nun arka odasında iskeletler şerbetçi otuyla sarmalanmışlar ve o beş tabut nasıl da umutla bakıyor geleceğimize yorgun bir gezegeni titreyerek ruhlara teslim ediyoruz şimdi tüm umudumuz o mutlu iki kardeş ve eski masallar okuyoruz onlara meleklerden övgüler kazanıyoruz yaşamı umutla onarmak amacımız birlikte deniz - gök aydınlanıyor ağır ağır bir bir kayıyor yıldızlar Atlantik kabarıyor ve çağlıyor birlikte kucaklıyoruz yeni yılı... söyle düş gözlü kadın insanlığın kestirememesi bütün bunları anlatamamak istediklerimizi ve farkedememesi seni kimsenin n o r m a l d e ğ i l m i y d i . . . hiç kimseye hissettirilmemesi savaş sancılarının?... (*) Orta Norveç'te Atlantik Okyanusu kıyısında bir yerleşim birimi (**) Norveçli yerel bir kasnak işi sanatçısı Cem Güneş Gerçekedebiyat.com
YORUMLAR