Theodore John Kaczynski aslında bir John Wayne'dir / Taner Ay
Bu yazı, 'Unabomber' adıyla matuf Theodore John Kaczynski'nin FBI ajanlarınca 3 Nisan 1996'da dağdaki kulübesinde tutuklanmasından hemen bir ay sonra yazılmış ve Edebiyat ve Eleştiri dergisinde yayınlanmıştı. Dostumuz Taner Ay'ın bu yazısı geçtiğimiz gün hücresinde ölen 'Unabomber' hakkında Türkiye'...
Ağaçlardan baharın davetkâr musikisi inerken kırlangıç fırtınası cuma sabahına, Herald Tribune'ün üst yarım sayfasını kaplayan o “uğursuz" haberi bir gazete bayiinde gördüm. Gördüm ama okuyamadım: Haberin her satırında, yoklayacağım belleğimden gençliğim çıkacağı için. Okuyamadın ama Salt Lake'deki bir bilgisayar şirketine bırakılan bombalı paketin infilakının ardından FBl'ın çizdiği robot resminden "tanıdığım efsane”nin sayıklayan bir şiire benzeyen fotoğrafına uzun uzun bakmaktan da kendimi alamadım: Saçları eziyet edilmişliğin dağınıklığındaki gururla gülüyordu şimdiki halimize; gözlerinden kestane renkli bulutlar akıyordu kaybedilmiş çocukluğumuza. Theodore John Kaczynski (sağ altta) lisede diğer liyakat bursu finalistleriyle Gözlerindeki kestane renkli bulutları çocukluğumun kör çakısıyla kestim; bulutlardan pas fışkırdı. Daha fazla duramazdım, koşar adım uzaklaştım oradan Herald Tribune isteyen bir turist "şizofren öfkeme" şaşkın uçurumlarda bakarken. Her adımımda kalbimin 17 yıllık macerasının iplerine dizili boncuklar döküldü, cebimde gezdirdiğim yangın yerlerim çoğaldı. Kızıl zeminli pankartlarda melankolinin karasından sarkan Ernesto Che Guevara eşkiya bıyıklı babamın efsanesiydi önce. Akşam gazetesinde çıkan her fotoğrafını Siirt'in akrep zehiri sıcağında makaslayan babamın. Sorma, hain pusularda yahut idam sehpalarında efsaneleşen ve benden en fazla 10 yaş büyük ağabeylerimin ölüm dansları oldu Ernesto Che Guavara. Theodore John Kaczynski 1967'de Berkeley Üniversitesi'nde yardımcı doçent olduğu zamanlarda Ama mevsimler, kuyu suyu kadar sessizce kıvrılarak şehrin varoşlarından, çocuk bedenlerimizde ikamete mecbur ölümlere devrilince, veremli aşkların ipek mendilleri gibi dalgalanan bu posterin hükmü kalmadı. Kurşuni bir kış denizi kadar soğuk ve karanlık sokaklarda birer ciltlenmiş suçlar kataloğu misali büyürken, taksitle tarafsız ölüm satanların deliren yalnızlıklarına sığındık en fazla: Dünyayı rehin alanları rehin alan İllich Ramirez Sanchez ile “Unabomber" namıyla maruf gölgesiz şövalyeye. Biz “kurtarılmış” mahallelerden çekilmeye hazırlanırken yavaş yavaş, gölgesiz şövalyenin endüstri toplumlarıyla kavgası yeni başlamıştı. Tam 17 yıl boyunca da, Onun bombalı paketleri hep teknoloji üreten kurumlarda infilak etti. FBI tarafından önce "manyak" olarak nitelendirildi “Unabomber". Ancak, Northwestern Üniversitesi'nde patlayan bombadan 5 yıl kadar sonra, FBI'nın, parmak izi bırakmayan, kullandığı pillerin yazılarını silen, tarihi geçmiş pullar ve artık üretilmeyen teller kullanan “Unabomber" hakkındaki "manyak" kanısı, yaptırttığı psikolojik analizler sonunda birden değişiverdi: Kesinlikle bir "manyak" değildi "Unabomber". Aksine, “Endüstri toplumlarına karşı dünya çapında devrim çağrısında bulunan" bir masal kahramanıydı. Dahası, O'nun, çok zeki, 45 yaşın üzerinde, yüksek eğitimli, ılımlı karaktere sahip ve yalnızlığı tercin eden biri olduğundan da asla kuşku duyulmamalıydı. Theodore John Kaczynski'nin evinde bulunan bombaların FBI tarafından yapılmış tıpkısı FBI bu tahminlerinde haklı çıktı. Washington Post ve New York Times gazeteleri, Adalet Bakanı Janet Reno'nun tavsiyesi üzerine ve "kamu gürvenliği" gerekçesiyle “Unabomber" namıyla maruf bombacının 35 bin kelimelik manifestosunu yayınlayınca, Amerika Birleşik Devletleri'nin yıllarca kendi efsanelerine teslim olduğu gerçeği de ortaya çıktı: Adamın her satırında Davy Crocket kunduz seslerinin yeşil musikisini dinliyordu, Walt Whitman'ın nefesi gelinciklerin şurup kırmızısında deliren 'Çimen’lerin üzerinden esiyordu. Jack London vahşi kurtlarla sarmaş dolaş öncülerin zamanını yarınlardaki nesillere genişletiyordu, John Wayne "doğru" adına "yanlışı" öldürüyordu ve Jack Kerouac mezarından kalkıp çok sevdiği Tanrı'yı bulmak için yeniden yollara düşüyordu. Üstelik, unutulmuş “country music" şarkılarını da dinliyordunuz, bombacının satırlarıyla Amerika Birleşik Devletleri'nin kuruluşuna gerisin geriye seyahat ederken. Okuyan vicdan sahibi herkesi rahatsız eden bu manifesto, New York Times'in 8 sayfasında ve Washington Posta en azından 30 milyon dolara malolan "zorunlu" bir ilave olarak yayınlanmasaydı eğer, Theodore John Kaczynski büyük bir olasılıkla yakalanamayacaktı. Manifesto en fazla Kaczynski ailesinin ilgisini çeker. Çünkü, manifestodaki devrim çağrısının büyülü üslubu, Kaczynski ailesinin yegâne “aykırısı" Theodore John Kaczynski'den başkasına ait olamazdı. Ve, rehine bir toplumun bireyleri açısından da asla es geçilecek bir benzerlik değildi üslubta açan kimlik. Bu nedenle, büyük oğul David, hiç vakit kaybetmeden avukatı aracılığıyla FBl'a başvurur. Ancak, bütün ısrarlara rağmen "meczub" kardeşinin adresini vermeye bir türlü yanaşmaz David. Oysa, David Kaczynski'nin bu “yarı pişman” başvurusu, FBI için 17 yıldır beklenen ilk adımdı. David Kaczynski ne kadar direnirse dirensin, FBI topladığı bilgilerle Theodore John Kaczynski'nin adresini çoktan tesbit etmiş, küçük bir Montana kasabası olan Lincoln'ün yakınlarındaki Stemple Vadisi'ne özel tim ajanlarını çeşitli kılıkta yığmıştı. Lincoln kasabası şerifi Chuck O'Reİlly, kendisine Theodore John Kaczynski'yi soran FBI ajanlarına, “Kasabada herkes O'nu tanır. Fazla konuşmaz. Kibar biridir. Bahçesinde yiyeceğini kendisi yetiştirir. Suyunu yakınındaki nehirden taşır. Kasabaya geldiği zaman kütüphaneden çıkmaz. Sabahtan akşama kadar okur." vurgularıyla anlatmıştı sevimli meczublarını. FBI ajanlarından Rick Smith ise, elektriksiz ve susuz evinde yıllardır endüstri toplumunun nimetlerine sırt çevirmenin huzuruyla yaşayan meczubu biraz da kıskanarak izlemişti: Theodore John Kaczynski'nin gözlenen yalnızlığı, öğrenilen ılımlı karakteri, bisikletinin pedallerine yüklenen yaşı, evet hepsi, "Unabomber" için yaptırtılan psikolojik analizlerin verilerine uygundular. Theodore John Kaczynski'nin “Unabomber" olduğunu kanıtlamak, Theodore John Kaczynski'nin yakalanmasına kalmıştı artık. Kıskıvrak yakalanır. FBI ajanı Donald Sachtleben'in beyanına göre, malum ışınlarla taranan evin temel taşlarında patlatılmaya hazır 3 bombaya rastlanır. Ayrıca, bomba yapımını anlatan broşürler ve bomba yapımında kullanılan saniyeli fitiller ile kimyasal maddeler ele geçirilir. Araştırmada, bombacının New York Times ve Washington Post gazetelerinde yayınlanan manifestosunu yazarken kullandığı sanılan bir daktilo da bulunur. Tam 17 yıldır süren kovalamaca bitmişti ama, “Unabomber" namıyla maruf bombacıyı “başarısızlığa uğramış bir adam" olarak tahmin eden FBl'ın da yanıldığı anlaşılmıştı. Çünkü, 22 Mayıs 1942 tarihinde Chicago'da doğan Theodore John Kaczynski, dahi sayılan insanlar kategorisine giren benzersiz şahsiyetin portresini çiziyordu. Henüz 20 yaşındayken Harvard Üniversitesi'nden yüksek matematik diploması almış, ardından Michigan Üniversitesi'ndeki doktora teziyle göz kamaştırmış ve 1969 yıına kadar Berkeley Üniversitesi'nde matematik profesörlüğü yapmıştı. Theodore John Kaczynski'nin kulübesinde bulunan yayımlanmamış kitabı İşte bu Theodore John Kaczynski, Berkeley Üniversitesi'ndeki görevinden "geometrik şekillerin sınırsal özelliklerini" anlatmaktan “sıkıldığı için" istifa edip, bulaşıkçılıktan temizlikçiliğe kadar birçok berbat işte çalıştıktan sonra Kayalık Dağlar’daki harap nehir kulübesine çekilmeseydi eğer, belki bugün Nobel Ödülü'ne sahip bir bilim adamı bile olabilirdi. FBI ajanları, Theodore John Kaczynski'yi gözaltında tutabilmek için ilk suçlamayı patlayıcı maddeler yasasını ihlal etmekten yaparlar. Eski matematik profesörü hakkındaki iddiaları ve delilleri değerlendiren Helena Bölge Mahkemesi, soruşturmanın tamamlanıp nihai suçlama yapılıncaya kadar Theodore John Kaczynski'nin kefalet hakkı tanınmaksızın gözaltında tutulmasına karar verir. Adalet Bakanı Janet Reno'da, Washington'da yaptığı basın açıklamasında, o soruşturmanın devam ettiğini ve FBl'a istedikleri kadar süre vereceklerini belirtir. Süslü iskeletlerden "manyak" efsanesini yaratanlara göre, "Unabomber" eylemleri sadece bir polis vukuatıydı. Ve beyinlerimizin kıvrımlarında endüstri toplumlarının akreplerini gezdiren bu ciltlenmiş suçların, polis vukuatından başka bir anlamı bulunmadığı için de, "Unabomber" namıyla maruf çılgının cinai günlerinin o birinde kıskıvrak yakalanacağına inanıyorlardı. Aslında, imzaları para basanlar "bir anlamda" haksız sayılmazlardı. Çünkü, "Unabomber" Washington Post ve New York Times gazetelerinde yayınlanan manifestosuna kadar, eylemlerinin manyakça mükemmelliğiyle, sistemin bütün kurumlarını polis vukuatının muammalarına hapsetmişti. Oysa, Theodore John Kaczynski açısından, bombalı eylemleri asla polisiye saldırılar değildi. Aksine, sistemi reddedişinin kopuş savunmasıydılar. Her vakit “romantikliğe ve fedakarlığa saygı duyan" Jacgues Verges'nin kuramındakine benzer bir savunmadan adli mekanizmayı parçalayacak bir saldırıya geçebilmesi ise, kendisini polis vukuatının muammasından “emekliye ayıracak" olan manifestosunun yayınlanmasına bağlıydı. Theodore John Kaczynski'nin bombalı eylemleri, her suç gibi, topluma sorulmuş acı sorulardı. Ama, FBI ajanları, ne birer Porfiriy Petroviç'tiler ve ne de kölelerin isyanına katılmak için Capua duvarlarından atlayan birer Fulvius'tular. Bu nedenle, patlayan bombalardaki sinyalleri hiç işitmediler. İşitseler bile maaşa talim "bulmaca çözerler" oldukları için işlerine gelmeyen soru işaretlerini kâbuslarına havale etmeyi tercih ettiler. ABD Adalet Bakanı Janet Reno'nun 'adamları'nın yakaladığı Theodore John Kaczynski Onlar, Theodore John Kaczynski'yi tıpkı diğer suçlular gibi “toplumun savurgan çocuğu" yahut "toplumun yabancı bedeni" sayan senfoninin heyecansız adamlarıydılar. Kendilerinden bekleleni, 17 yıllık bir gecikmeyle olsa da, "üstün bir başarıyla" yerine getirmiştiler, Stemple Vadisi'nde incirkuşları şakırken. Artık "devlet adına gece mesailerine kalmak görevi" pek çekici Janet Reno'nun cinayet ve ihanet zanaatçılarına devredilmiştir. Şimdi Janet Reno'nun can sıkıcı adamlarının önünde "Unabomber" namıyla maruf bir "bulmaca" değil, Theodore John Kaczynski adında bir kâbus duruyor. Çünkü ellerindeki dosyanın sanığı, uzun duruşmalar tünelinde her vakit rastlanan Gary Gilmore örneği bir katil olmadığı gibi, ceza adaletini Santiago de Cuba Hastahanesi'nin Saturnino Lora okuma salonunda trajikleştiren bir Fidel Castro'ya da benzemiyor: Theodore John Kaczynski, kendi sınıflarından ve kendi kültürlerinden olmayan Gary Gilmore portresi çizseydi, O'nu “Spanish Fork" semasından cehennemdeki arkadaşlarıyla buluşturmak çok kolaydı. Yahut, Theodore John Kaczynski, kendi sınıflarından ve kendi kültürlerinden olmasına rağmen sistemi reddeden Fidel Castro'yu anımsatsaydı, bu 54 yaşındaki "Fidel Castro" bozuntusuna da bir "Pinos Adası" bulmak eğlenceli olabilirdi. Ne var ki, manifestosundan, “İktisadi gelişme ve teknolojik ilerlemenin bilinçli mimarlığını üstlenenler katildirler. Modern insan, değişimin empoze edildiği duyguyla yaşıyor. Oysa, 19. Yüzyıl'ın Amerika öncüleri değişimi bizzat kendi çabalarıyla yaratmışlardı" diye haykıran Theodore John Kaczynski, en fazla, “efsane olarak Amerikan portresi" Davy Crocket'e benziyor. Theodore John Kaczynski, Ralph WaldoEmerson gibi "hayaller diyarının" ve Walt Whitman gibi "Amerika'nın nabzının attığı değerlerin" militanı; Frederic Remington'un yahut Charles Mario Russell'ın “Eski Batı" tablolarındaki James Whitcomb Riley sesinin: Yani, okul kitaplarındaki Amerikalı portresinin bir sureti Theodore John Kaczynski. Janet Reno'nun adamlarının kâbusu, işte bu gerçekle başlıyor: Theodore John Kaczynski'yi yargılayıp mahkum etmenin, Davy Crocket'i yargılayıp mahkum etmekten pek farklı olmamasında. Napoleon Bonaparte'ı bile giyotinden fazla korkutan ceza hukukçuları, kapitalizme radikal bir biçimde karşı çıkan Thomas Cariyle'nin birkaç eserini okumuştur muhakkak; "Düzen kölelik ve zulüm anlamına geldiğinde, düzensizlik adaletin ve özgürlüğün başlangıcıdır." diye yazan öfkeli kâhini. Üstelik, aynı ceza hukukçuları, daha çocukluklarında, kendilerine tarihin ahlakını öğreten her "efsane olarak Amerikan portresinin", Thomas Cariyle'nin bu aforizmasının mürşidi olduğunun bilincindedirler. Janet Reno'nun adamları, çok açıktır, “adalet ve özgürlük için" 10.7 mm çapındaki 14 fişekli Winchester tüfeğini yahut Colt 45'lik tabancasını konuşturan “yarı haydut, yarı meczub Davy Crocket posteri John Wayne" kahramanlarının "esas" çocuğunu, sivilceli bir çağda bombayı Winchester tüfeği veya Colt 45'liğe tercih eden Theodore John Kaczynski'yi yargılayıp mahkum edecekler: Onların kabusu, çocukluklarını, kendilerine tarih ahlakını öğreten kahramanları yargılayıp mahkum etmektir, düpedüz. İmzaları para basanlar ne derlerse desinler, Theodore John Kaczynski, Davy Crocket efsanesindeki son tetikçi “John Wayne'ın Jack Kerouac efsanesindeki son beat" oğludur. "Amerika'yı Amerika yapan" o "Eski Batı" efsanesine sadakat ile temsil ettiği için, bence yargılanamaz. Eylemlerinin ardındaki 3 ölünün ve 23 yaralının infialiyle yargılansa bile, ancak bombanın "kimlik seçmeksizin hırpalamak" özelliğinden dolayı mahkum olabilir. Taner Ay
Sanayi Toplumu ve Geleceği'nin el yazısı taslağı
(Edebiyat ve Eleştiri, N: 25. Mayıs-Haziran 1996)
Gerçekedebiyat.com
YORUMLAR