Teolojide Meryem bağlamında mevcut olan bakirelik takıntısı
Teolojik anlatıda Tanrısal müdahalenin, cinsellikten mutlak bir kopuş üzerinden mümkün olduğu varsayılır. Bu durum, erken dönem Hristiyanlığında cinselliğe karşı gelişen temkinli hatta olumsuz bakışla yakından ilişkilidir.
Teolojide, ama bilhassa Hristiyan teolojisinde “Virgin Mary” olarak zikredilen Hz. Meryem, yalnızca İsa’nın annesi olarak kabul görülmeyip, aynı zamanda bakirelik, itaat, arınmışlık ve kutsallık gibi kavramların sembolik merkezine yerleştirilmiş bir figürdür. Özellikle Batı Hristiyanlığında Meryem’in şahsında inşa edilen bu söylem, zamanla teolojik bir öğreti olmaktan çıkarak ahlâkî ve toplumsal bir norm üretme aracına dönüşmüştür. 1. Bakire Doğum İnancı ve Teolojik Temeller Meryem’in bakire olarak İsa’yı dünyaya getirdiği inancı, Yeni Ahit’te özellikle Matta (1:18–25) ve Luka (1:26–38) İncilleri üzerinden temellendirilir. Ancak burada dikkat çekici olan husus, bakireliğin mucizenin bir sonucu değil, mucizenin merkezî şartı hâline getirilmesidir. Teolojik anlatıda Tanrısal müdahalenin, cinsellikten mutlak bir kopuş üzerinden mümkün olduğu varsayılır. Bu durum, erken dönem Hristiyanlığında cinselliğe karşı gelişen temkinli hatta olumsuz bakışla yakından ilişkilidir. 2. İlk Kilise Babaları ve Cinsellik Algısı Augustinus, Jerome ve Ambrosius gibi Kilise Babaları, cinselliği “düşüş sonrası bir zafiyet” olarak ele almışlardır. Bu anlayışta: Cinsellik, evlilik içinde bile olsa zorunlu bir kötülük, bakirelik ise ruhun Tanrı’ya en yakın hâli olarak görülmüştür. Öte yandan gene mevcut olan Büyük Tanrıça 'parthenos'tur. Kendi kendini doğurabilen, tüm hayatın içinden taştığı kaynaktır. Binlerce yıl sonra Hristiyanlığa geldiğimizde 'parthenos' olma durumu 'bakire'den doğuma evrilir. Yani Bakire, Tanrı tarafından mucizevi bir şekilde hamile kalır. Burada amaç mucizevi doğum/hamilelikten çok, asli günahtan ari olmaktır. Asli günah Adem ile Havva'dan beri her insana taşınan ve yasak meyveyi yemekle başlayan günahtır. Ve bu günah çocuklara, çocuğun anne ve babasının onun rahme düşmesine neden olan cinsel ilişki yoluyla aktarılır. Çünkü inanışa göre çocuğa anne-babasının ruhu aktarılır. Ve böylece tüm insanlar günahkar doğar. Vaftiz ayini, bu günahtan temizlemek içindir. Meryem'in de bu asli günahtan ari olabilmesi için Annesi Hanne tarafından mucizevi bir şekilde hamile kalındığı öne sürülür. Meryem'in İsa'ya mucizevi bir şekilde hamile kalması, onu ilahi olanlar katına bir adım daha yaklaştırır. Meryem bu bağlamda, insanlığın Havva ile kaybettiği masumiyetin yeniden kazanılmış şekli olarak konumlandırılmıştır. Böylece “bakire Meryem – günahkâr Havva” karşıtlığı üzerinden güçlü bir sembolik yapı inşa edilmiştir. Fakat yine de İsa'nın annesi olabilmesi için Meryem'in de mucizevi bir şekilde annesinin rahmine düşmesi yani asli günahtan ari olabilmesi gerekir. Bu nedenle Hristiyan otoritelerce Meryem'in Annesi Hanne tarafından da mucizevi bir şekilde hamile kalındığı öne sürülür. Bugün Meryem'in günahsızlığının yani annesinin Meryem'e mucizevi bir şekilde hamile kalmasının kutlandığı gündür. Başta İtalya olmak üzere 8 Aralık onlarca ülkede resmi tatildir. Hristiyanlığa geçişle, Tanrıça inançları ellerinden zorla alınan halk tarafından bu fikir hızlıca benimsenir fakat kilise tarafından yüzyıllar boyunca kabul edilmez. 1850 yılında 8 milyon kişinin imza toplamasıyla nihayet kilise Meryem'in Günahsızlığını 1854'te dogma olarak kabul eder. Bugün Meryem'in günahsızlığının yani annesinin Meryem'e mucizevi bir şekilde hamile kalmasının kutlandığı gündür. Başta İtalya olmak üzere 8 Aralık onlarca ülkede resmi tatildir. Yani 1854’ten itibaren hiçbir Hristiyan coğrafyasında İsa’nın gayrimeşru bir çocuk ve Meryem’in zaniye olduğundan bahsedilmez. Uğur Utkan
Gercekedebiyat.com
















YORUMLAR