Son Dakika



Açılışını Tv ler bütün dünyaya gösterdiler. Biz de önce şaşkınlıkla sonra dehşet içinde izledik. Bu gösterinin ne oyunların amacı ne de Olimpizim felsefesi ile hiçbir ilintisi olmadığını görerek.

Olimpizim, beden gücü becerisiyle birlikte insan aklının gelişmesini amaçlayan, böylece insanın tüm niteliklerinin bir uyum içinde gelişebileceğini temellendirmeyi amaçlayan düşünümündür. İnsanın karakterini ve etik eğitimini güçlendirmeyi, fiziksel ve tinsel güzelliğe sahip insanı yaratmak ister. Olimpizim çıkarsız ideal inancını barındırır. 

ABD temsilciler meclisinde bir savaş suçlusu katilin ayakta alkışlanmasının, yoluna kımızı halılar serilmesinin şaşkınlığını, öfkesini henüz içimizden taşıdığımızdan belki de Hegel’in ‘Efendi Köle Diyalektiği’ önümüze düştü.  

Özetleyerek yinelersek: Burada söz konusu olan iki öz bilincin (bir insan olduğu bilincinin) öznel hakikatinin nesnel hale getirilmesidir. Bu kendisini karşısındakine kabul ettirme şeklinde belirir. Saygınlık uğruna özneler arası karşılaşmada / savaşta bu iki taraftan biri tutumunu değiştirebilir. Kendi yaşamını yitirme tehlikesini göze alamaz. Ötekinin değerini /değerlerini kabul eder. Yani onun bir öz bilinç olduğunu kabul ederek insansal isteğin bir temel değere adanması gerçeğinden kopar, hayvansal isteğin dayandığı yaşamın korunması isteğine geri çekilir. 

Kendini ötekine kabul ettirmekle efendinin amacı gerçekleşmiştir. Artık egemen o’dur. Başlangıçtaki değerlerinden vaz geçen köleye efendi, efendi olabilmek için onun hayvansal isteğinin amacını sağlar. Onun yaşamasına izin verir. Çünkü köleler olmazsa efendiler olmaz.(*) 

Artık ABD bayrağında bir yıldıza dönüşmüş Avrupa’nın göbeğindeki Fransa’nın düştüğü durum tam da budur. 

Bu açılış töreninde ne olimpik ruhun ne olimpik düşünümün hiçbir belirlenimi yoktu. Bu ses ışık yüksek tartımın sunduğu ustaca tasarlanmış göz bağcılığında insan karakteri ve ahlakını geliştirerek fiziksel ve tinsel güzelliği birleştirmeyi amaçlayan bir şey de göremedik.  

Büyük Fransız ulusunun şairleri yazarları, bilim sanat felsefe siyaset bağımsızlık ve özgürlük kahramanları yoktu. 

Gördüğümüz insan değerleriyle denetlenmemiş araçsal aklın sefaletinde, bayağılık sıradanlıktı. Öz bilincini/insan olmasına ilişkin bilincini kaybetmiş kölenin, zulmün gericiliğin kaynağı, insanlık düşmanı bir zalim efendiye yaltaklanan, bunun flamasını taşımaya pek iştahlı olduğunu gösteren bir köle vardı.  

Ne vardı? 

İnsanı “hayvansal isteğe", değerlerden kopartılmış yaşama mahküm eden, hazza indirgeyen tablolarla, biyoloji biliminin ortaya koyduğu cinsiyet gerçeğini, bilgide bilimselliği öteleyen, insanlığı cinsiyetsizleştirme kumpasının konu mankenleri vardı! 

Mongolfier kardeşlerin balonu insanlık ideallerine bağlı bilginin gücüyle yükselerek Tuileries bahçesinden havalanmıştı. Burada yükselemeden patlatıldı. Hem de yurttaşlarının alkışlarıyla. 

Paris Düşerken artık bir romanın adı değildir. 

(*) Geniş okumalar için Tülin Bumin Hegel. 

Mucize Özünal 
Gercekedebiyat.com 

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)