Nisan yeli ve raks eden kavaklar / Cem Güneş
yaban ellere rengarenk uçurtmalar gidiyor bir bir gün kararıyor ağır ağır penceremde sabırsız ışıklar uzanıyor yamacın önünde bir kaç kilometre aşağıdaki limanın şahmerdanı pek yorgun işadamının masasında günlük hesaplar ana caddeler kozalakları göremiyor artık liman kenti daha da karanlıklara gömülüyor; bu çabuk oluyor nisan yeli deli deli esiyor Cem Güneş
çayırlarda koşan heyecanlı çocuklar bekliyor onları
o ahraz ve sonsuz güneş sistemlerindense hiç fayda yok gibi
bize gönderiyorlar mı gizli imgelerini?
bilemiyoruz, çözemiyoruz
Mozart’tan "Gece Kraliçe’sinin aryası" uyanıyor
geçit töreni yapıyor yıldızlarıyla Büyük Macellan Bulutu
ana yola inen yamaçta
ateşdikenleri var sık sık
çalılıkların yanından yola inen insanlardan arda kalan patikalar silik
kentin kalan ışıklarına doğru hareket ediyor tek tük kamyonlar..
otomobiller.. minibüsler.. azlar
kentinsisibirbiryutuyoronları
yayalaryetişemiyorhiçbirine
yoklaronlar
ölümler… yorgunluklar…karanlık anılar var patikalarda
acı dolu tutanaklar var
sirenler çalıyor, dalgalar vuruyor ağır gemilere
sallayamıyor onları
ekonomik ve politik yıkılışları anlatıyor
futbol kavgaları bitiyor.. kazalar... cinnetler... salgın
ve ölümler var Dost’um
dev yangınlar var, çetin volkanlar
verilen sözler de var halen gazetelerde
cepheler, dükkanlar ürkek, konuklar endişeli
yukarıdaki bir pencerede yaşam savaşı var
durmak, bırakmak istemeyen bir hasta var
gökyüzü öksüz bir çocuğun gözleri sanki
birüveyanneninçeyizigibi..
derin bir gül rengi: pembe- mavi
sınırlar kapanıyor
nisan yeli savuruyor üzgün bir annenin saçlarını
kavuşmalar gecikiyor
bir çocuk babasına ağlıyor
için için yasta artık tüm kentler
kavaklar melankoliyle raks ediyor
ve yeni bir çağ geliyor
endişeli ve ağır ağır..
Gercekedebiyat.com
YORUMLAR