Son Dakika



Malurus splendes kuşları, öyküde ‘aden kuşu’ olarak adlarıdırılıyor, tropikal ormanları seçerler yaşam alanları için. Biraz da içedönük yapıda mıdırlar nedir, yuvaları yüksek ağaç tepelerindedir. Sakinliği seviyor olmalılar.

Akıl almaz yetenekleriyle harikalar yaratırlar.  Beslenmeleri pek de sorun olmaz. Ortamlarındaki meyveler, böcekler falan idare ederler işte…

Ancak erkek aden kuşları için durum biraz ayrımlı. Onları, daha stresli bir yaşam deneyimi bekler ergen olduklarında.

Peki sorun ne?

Sorun, türün devamına katkı sağlayacak bir sevgili bulmak.

Ve bulduğu bu sevgili adayından yaşamsal bir onay almak.

Tamam da, böyle bir sevgiliyi bulmak için önce seni ciddiye alacak bir uygun dişi bulacaksın. İş burada bitmiyor, ona ‘meramını’ anlatacaksın. Senin anlatmanla da sonuç alınamayabilir. Mutlu sona gitmek için sevgilinin incelikli estetik anlayışı sınırları içinde benimsenir olmak zorundasın. Anlatımda çok amaçlı olmalısın.

İlkin bedensel düzgünlük…

Kanatların, ayakların, bedenin…

Beyninin tüm becerilerini yansıtacaksın.

Dişi aden kuşu, senin gösterini bir bütünlük içinde görüp değerlendirecek. Sakın hafife almayın, dünyanın en acımasız sanat seçicilerinden biri gibi düşünün dişi adeni bana kalırsa.

Görüntü kesinlikle kusursuz olacak.

Üç kez üst üste dünyanın en iyi görüntü yönetmeni unvanını alan Declan Quinn’in kamerasına yansıyan görüntüleri aratmayacak. Dişi adenin gözleri Declan’ın kamerasından daha ‘hassas.” İşin güçlüğü, devinim durumundayken görüntü vereceksin…

Dans ederken…

Dans bir başka baş belâsı. Kanatlar önceden parlatılmış olacak. Dansla uyumlu olarak yapılan kıvrak açılıp kapanmalarda ışığın değişik tonlarını yansıtacak. Kısalı uzunlu renk dalgaları bir çarpıcı şölen oluşturacak.  Ayaklar bir başka önem taşımakta… Avusturya valsi yumuşaklığında, Arjantin tangosu sunumunda, Brezilya sambasının cinsel çekiciliğinde…

 Sakın abartıyorum diye düşünmeyin!

Ayaklar da Akdeniz ritmini sergileyecek. İspanyol danslarının olmazsa olmazı vuruşların uyarıcı güzelliği. Bu “semizotu” kalınlığındaki bacakların, kuşun ayaklarına yüklediği tempo yetisi… Gerçeklen İspanyol danslarındaki ayak seslerine benzer ses çıkıyor mu diiyorsanız…

Çıkıyor, çıkmak zorunda…

Çünkü popülasyonun kalıcılığında kuşun yetileri önemli.

Peki, dişi adenin yetileri?

Bu görkemli sınavı sorunsuz yapabiliyorsa…  

Ses…

Ses de gösterilerin ayrılmaz parçası…

“Dişi aden bir tenor mu istiyor” sorusunu dillendirdiğinizi duyumsar gibiyim. Tam da beyninizden geçen sorunun yanıtı… Dünyanın en iyi tenoru niteliğini taşımalı dişi kuşun algısında…

Juan Diego Florez’in, La Scala’da Donizetti’nin, Albayın Kızı operasındaki bir aryayı okurken çıkardığı ses kadar değerli olacak. Bizim yerli tenorumuz Murat Karahan gibi, aryaya sol anahtarıyla başlayıp fa anahtarıyla devam ederse… Dişi, salonu çoktan terk etmiş olur.

Ötüşler Dişinin gönül tellerini titretecek kadar nitelikli ve içten olmalı ki…

Son prova alındı.

Görüntü müthiş.

Teknik, en son teknikler.

İç efektler, daha iyisi olamaz.

Ses, ormanın ödüllü sesi sanki.

Erkek aden,  kendine güveni tam, tüm görkemiyle sahnede. Dişi aden, gönlünden neler geçiyorsa, heyecanını titizlikle gizliyor. Gösteri bir harika… O incecik ayaklardan yere vurma sesleri nasıl çıkabiliyor, şaşılası. Kanatların ritmik açılıp kapanışları… Ötüşünde ekolu gibi yansıyan notaların doğaya yayılışı… Dişi aden bir yaklaşıyor, biraz uzaklaşıyor, yeniden yaklaşıyor. Beğeni konusunda atomaltı parçacığı bir foton kadar bile renk vermiyor…

Gösteri uzadıkça uzuyor. Belli bir süresi yok aslında. ‘Seyircinin insafına’ kalmış gibi görünüyor da… da… O da ne? Birkaç dallama erkek aden çıktı geldi. Gösteriyi sabote etmeye niyetliler. Dişi aden gelenlerden uzak duruyor. Erkek hem gösteriyi sürdürüyor hem savunmada…

Doğa, iklimsel değişim öncesi sanki sahnenin tepe ışıklarına dokunuyor.

Tropik ortam birden kararıyor.

Gök gürültüsü.

Bulutlar, ne varsa eteklerinde boşaltıyolar.

Dallama adenlerin kaçışı nerdeyse ses hızında.

Gösteri aralıksız sürüyor. Biz yalnızca notaların yumuşak tınılarını ayrımlıyoruz. Adence bilsek, müziğin sır anlatımını da algılayacağız. Dişi aden sese daha bir yaklaşıyor. Gösterici aden çıldırmış gibi, kendinde değil. Sesinin kaç oktav inip çıktığının kendisi de…

Tropik yağmur…

Erkek adenle dişi adenin kanatları buluşuyor…

Şimşek abartılı bir ışık yayarak çakıyor… Ve doğaya yakışır bir flaş sesi gibi patlıyor.

Sahne kalıcı aydınlanıyor.

Görsel, donmuş bir fotoğraf karesi olarak kalıyor.

Esen Yel
Gerçekedebiyat.com  

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)