Kübra Par'ın Habertürk'teki yazısı şöyle:

Kimileri normal karşılıyor, kimileri Ortaylı ile alay ediyor, kimileriyse “Bu düpedüz tacizdir” diyor.

Tepkiler kendisine sorulunca “Vallahi ben çok akıllı, güzel ve kendini geliştirmiş buluyorum yayın yaptığım hanım kızı. Hakikaten de maşallah. Güzel olduğu zaten belli. Giyimi, makyajı, duruşu, soru soruşu, konuya hâkimiyeti, Türkçeyi doğru ve güzel kullanışı... Buna tabii ki maşallah denir. Başka ne denir?” demiş...

İlber Hoca işin içine güzelliği, giyimi, makyajı falan katmasaydı, “Konuya hâkimiyetine, Türkçeyi doğru ve güzel kullanışına maşallah dedim” demekle yetinseydi “Hey maşallah ufaklığa da bakın hele” der gibi şefkatli bir yaklaşım sergilediğine kendimizi inandırabilir ve meseleyi sonsuza kadar kapatabilirdik.

Fakat güzellik vurgusu yapınca niyetini sorgulayanlara açıkça malzeme vermiş oldu.

Peki bu sözler için Ortaylı’ya ‘Tacizci’ diyebilir miyiz?

Hayır, çünkü taciz etmek amacıyla Cansu’nun yüzüne söylemiyor, yayının bittiğinin farkında değil, kimsenin duymadığını zannediyor, aklından geçenler dilinden dökülüveriyor...

Ağır cinsellik içeren bir söz de yok...

Kısacası “Biraz densizlik etmiş” deyip geçebiliriz.

Fakat şunu da düşünmeden edemiyorum; eğer ki bu sözleri ilminden dolayı büyük saygı duyduğumuz İlber Hoca değil de bir başkası söylemiş olsaydı, hele de o kişi ‘hacı-hoca’ biri olsaydı bu kadar hoşgörülü davranır mıydık?

Ya da yolda bir kadının arkasından bakarak mırıl mırıl konuşup duyulmadığını zanneden bir adamın yaptığına “Bu taciz değil” der miydik?

(Yazının devamı için...)

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)