'Kesilecek' denen bacağı o yöntemle kurtarıldı
Sol bacağındaki ana damarında yaşanan tıkanma nedeniyle 9 yıldır yürümekte zorluk çeken, yaralar ve kangrenle mücadele eden 50 yaşındaki Erkan Kartal'ın bacağı, girişimsel radyoloji işlemiyle kesilmekten kurtarıldı
İstanbul'da yaşayan Erkan Kartal'ın 2014'te tıkanma oluşan sol bacağındaki ana damara, stent yöntemiyle yapay damar takıldı. Ancak bu damar istenilen sonucu vermedi, yürümekte zorluk yaşayan Kartal bacağında ve ayağında oluşan yaralarla hayatını idame ettirmeğe çalıştı. Doktorlar önce sol bacağının kalçadan, sonrasında da sağ bacağının kesilmesi gerektiğini söylediği Kartal, ameliyat olmayıp farklı tedavi arayışlarına girerek, girişimsel radyoloji yöntemini denedi. Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ali Fırat'ın uyguladığı tedaviyle 10 yıl önce tıkanan bacağındaki ana damarı açılan Kartal, sağlığına kavuştu. AA muhabirine konuşan Erkan Kartal, bacağındaki tıkanma nedeniyle yürürken canının çok yandığını, sık sık dinlenmek zorunda kaldığını belirterek, 2015'te takılan yapay damarı da bünyesinin kabul etmediğini anlattı. Bacağındaki damar tıkanıklığı sorununun giderilemediğini aktaran Kartal, "Balonla açmaya çalıştılar, ama olmadı. 'Bu ayak kurtarılmaz, damarların çok ince, hayatına bu şekilde devam edeceksin.' dediler. 100 metre yürüyordum, sonra 15 dakika dinlenmek zorunda kalıyordum. 9 yıl bu şekilde hayatımı sürdürdüm. Ayak tabanım camla kesilince kangren de oluştu. Birkaç doktora gittim. 'Bu bacak kurtarılmaz, kesilecek.' dediler. 'Açılmayacak tıkalı bir damar.' tespitinde bulundular." ifadelerini kullandı. Hastalığıyla ilgili araştırmaya başladığında girişimsel radyoloji alanında Doç. Dr. Ali Fırat'a ulaştığını dile getiren Kartal, "Filmlerimi doktora getirdim. 'Bu bacağı zor da olsa kurtarırım.' dedi. Haziranda operasyona girdim. Beş saat sürdü. Dünyaları bana verdi hocam. Ameliyattan sonra en çok özlediğim şey, yürümekti. Bol bol yürüdüm ve gezdim." diye konuştu. Kartal, ameliyatla adeta yeni hayatına başladığını söyleyerek, "Ameliyat olduktan bir ay sonra kendime araba aldım. Türkiye'yi gezmeye başladım. Bol bol yürüyüp geziyorum." dedi. Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ali Fırat ise bacağının kesileceğini içselleştirmiş ve ümitsiz halde kendisine gelen Erkan Kartal'a görüntüleme yöntemleri kılavuzluğunda tanı ve tedavi işlemi uyguladıklarını söyledi. Kartal'ın periferik arter hastalığı olduğunu dile getiren Fırat, "Akut periferik arter hastalığında kalpten veya başka bölgelerden pıhtı atması durumu söz konusu olabilir. Damarda kendiliğinden pıhtı oluşabilir. Kronik hastalıkta ise plaklar oluşmaya başlar ve damar yavaş yavaş tıkanır. Çoğu kimse bunu pek önemsemez. Hastalar darlığın derecesine göre belirli aralıklarla durup dinlenmek ihtiyacı hissediyor. O yüzden vitrin hastalığı deniyor." ifadelerini kullandı. Görüntüleme yöntemleriyle hastanın damarlarındaki tıkanıklığı tespit ettiklerini anlatan Fırat, şöyle devam etti: "Erkan Bey daha önce farklı girişimsel işlemlere maruz kalmış. Damar açılmaya çalışılmış ancak açılamamış. Hastanın batın bölgesinden dizinin arkasına kadar olan damar tamamen tıkalıydı. Diz altı damarlarda da problem vardı. Ana kanalı açmamız gerekti. Girişimsel radyoloji ünitesinde Erkan Bey'i işleme aldık. Damarları açmak için farklı teknikler uyguluyoruz. Yukarıdan ve aşağıdan girdiğimiz telleri birleştirerek ana kanala ulaştık. Balon anjiyoplasti işlemi yaptık. Çok uzun süreli tıkanıklıklarda bazen balona yanıt vermeyebilir damarlar. O zaman stent koymak gerekebilir. Erkan Bey'in damarını çok güzel bir şekilde açtık. Zaten damar açılır açılmaz hemen etkisini göstermeye başlıyor. Hastanın şikayeti kalmıyor. İşlemden 6 saat sonra hastayı kaldırıp yürütüyoruz. Rahat rahat yürümeye başlıyor." Girişimsel radyolojik işlemlerin, ameliyatsız tedavi yöntemi olarak ifade edildiğini aktaran Fırat, "Türkiye'de girişimsel radyologlar var. Erken dönemde hastalar müracaat ederlerse uzuv kaybının önüne daha çok geçeriz. Burada önemli olan hastaların erken dönemde müracaat etmeleri. Bu sadece hastayı değil, hastanın çevresini de hayata bakış açısını da etkiliyor. Eski yaşamlarını devam ettiremedikleri için uzvunu kaybetmiş insanlar, psikolojik problemler yaşayabiliyorlar." diye konuştu. Gercekedebiyat.com
YORUMLAR