Kazı kazan / Erdinç Gültekin
Kazı kazan / Erdinç Gültekin
Cemil'in bir lirası var cebinde. Susamış Cemil. Haberler, bugün için son bilmem kaç yılın en sıcak yaz günü, diyor. Ha kırk iki derece, ha kırk üç; cebinde bir lirası olan biri için ne fark eder, diye düşünüyor Cemil. Çok susamış, su alacak ama vazgeçiyor Cemil. Kazı Kazan oynamaya karar veriyor. Su dolabına uzanan eli geri gidiyor. En az önündeki masa kadar yuvarlak adamın yanına varıyor. Adama başıyla selam verip kartlara bakıyor. Kazıyacak Cemil, son bir lirasıyla kazıyacak. Üç tane on bin liranın alt altta sıralandığını düşünüyor. İşsiz insanlar düş âlemine kolay düşer. O da düşecekti, uzandığı çiçekli karta bir başka el uzanmasaydı. Güneş gözlüklü, sarışın adam elini geri çekiyor. Cemil gülümsüyor. Adam da gülümsüyor. Cemil'den daha çok gülümsüyor. Belli ki, neşesi de, özgüveni de Cemil'e göre yüksek. Cemil eziliyor. Buyurun, siz çekin, diyor ve başka bir karta uzanıyor. Kazıyor Cemil. Hemencecik kazıyor. Üç tane bir lira bile çıkmıyor. Yıllardır görüşmediği bir arkadaşının, kazı kazıklan dediğini anımsıyor. Yanındaki adam kendi kendine konuşuyor: Şanslı günümdeyim. Beş bin lira çıktı. Biletçi yaltaklanma da geç kalmıyor. Hayırlı olsun beyim, diyor gülümseyerek. Belki üç-beş kuruşta tezgâhına damlar diye düşünüyor ama güneş gözlüklü, sarışın adamın niyeti yok böyle bir şeye. Bayiden alayım parayı, burada, çarşının ortasında milletin gözü kalır, diyor. Cemil'e başıyla selam verip sırıtarak uzaklaşıyor. Cemil, şaşkın, kızgın, Cemil kıskanıyor, nefretle doluyor. Cemil adamın arkasından bakıyor. Peşinden koşup tekme tokta dövmek isteğiyle tutuşuyor adamı. Biletçi güngörmüş adam, boş ver aslanım, diyor, adamın en ciğersizine rast geldin. Yeme kendini. Cemil elindeki bir lirayı biletçiye uzatıyor. Önünde kendini uzun uzun yiyebileceği uzun ve son bilmem kaç yılın en sıcak yaz günü var.
Erdinç Gültekin
Gerçekedebiyat.com
YORUMLAR