Para eksenli alışveriş azınlıkta kalan bir ticaret ve ilişki biçimiydi. İlerleyen zamanlarda- ortaçağla beraber toplumsal yapılarda ticari ilişkinin ekseni meta- para - meta biçimine dönüştü. Paranın kullanımı gittikçe yaygınlaşarak ağır basan biçim oldu.

Mal mübadelesinden mal – para - mal biçimindeki al-ver' e uzanan süreç te gittikçe bir evrim geçirerek günümüzde kullanılan kâğıt banknotlara doğru dönüştü ve yol aldı.

Önceleri belli ölçülerdeki kaplarda buğday, arpa vb. hububat türleri alış verişte alım gücü (para yerine geçen nesneler) iken, zamanla deniz ürünlerinden kimi kabukluların kabukları da bu iş için kullanıldı. Kabuklar bugünün altın ve gümüşünün gördüğü işleve denk gelen kullanıma sahipti. İnsanlar takı - tuka olarak kabukları aksesuar ve takı olarak kullanıyor, böylece ruhsal bir zenginliğe ermeyi amaçlıyordu.

Altın ve gümüşün bulunması ve işlenmesinin öğrenilmesi ile değer olarak o güne kadar alım gücü olan hububat türleri ve deniz kabukluları tedavülden kalkar ve kullanımı sonlanırken onların yerine altın ve gümüş geçmiş oldu ve daha sonrasında kâğıt banknot da bu kervana katıldı.

Yani başlarda mal ile mal takası ve edinimi söz konusu iken ilerleyen zamanlarda paranın kullanım değerinin artması ve ticareti kolaylaştırıcı özelliğinden dolayı alış verişin- ticaretin eksenine meta - para - meta ilişki biçimi ağır basacak biçimde gelişti. Meta- meta takası tümden ortadan kalkmamakla beraber azalan ve gittikçe cazip olmaktan çıkan ticari ilişki biçimine dönüştü.

Meta - para - meta ilişki biçimi ile beraber artık topluluk içi ve topluluklar arasındaki ticari münasebette, para ile aynı anlama gelen bir takım nesneler kullanıma girdi. Bunlar başlangıçta hububat deniz kabukluları ve bir kısım değerli taşlar iken ilerleyen zamanlarda altın, gümüş vb.’nin ve giderek kâğıt banknotların kullanımı gelişti ve başat hal aldı.

İnsanlar ihtiyaç fazlası malını satıp- verip para alıyor o parayla ihtiyacı olan başka malı satın alıyordu. Böylece meta- para - meta döngüsü tamamlanıyordu. Oysa öncesinde ihtiyaç fazlası malı vererek karşılığında ihtiyaç duyulan malı alarak insanlar yaşamlarını sürdürüyordu.

Zamanla altın, gümüş ve gittikçe banknot kullanımının artması ile ticari münasebette döngü yeni bir biçim almaya başladı. Yeni döngü para- meta - para ticari ilişki biçimi oldu.

Altın, gümüş ve banknotun taşınmasının kolaylığı ve çoğalması sonucu artık cebine bunları koyan kişi- tüccar vb. istediği malı alıyor ve o malı başka alanlarda ve pazarlarda satarak kar ediyor ve yeniden paraya (altın, gümüş ya da banknota) dönüştürüyordu. Böylece para- meta - para döngüsü tamamlanmış oluyordu.

Ticari alandaki üç biçim:
Meta - meta
Meta - para meta
Para- meta - para
ilişki biçimleri toplum ilişkilerinde, insan - insan ilişkisinde, sosyal duygu ve düşünce dünyasında farklı formlar oluşturuyordu.

Ticaret yaşamın temelini oluşturan bir ekonomik düzlemdi artık.

Doğan Karaağaç
Gercekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)