Bitmeyen / Erdinç Gültekin
İçimdeki kurdu da köpeği de gördüğüm rüyalarım vardır. Bu, onlardan biridir. Sabah beş gibi uykuya daldım. İki kişiyi yaraladım rüyamda. Öncesi de baya bir kudurduk, küfürleştik. Hem de konuk olduğum evde. Kadınların ve çocukların gözü önünde. Vicdanımı rahatlatmak için adamlara, "beni hor gördünüz, küçümsediniz," dedim. Onlar buna itiraz etti. Derken bir zamanlar âşık olduğum kadın ve birkaç çocuk geçti önümden. Meğer kavga ilk gençlik aşkımın evinde oluyormuş. İlk gençlik aşkım yüzüme bakmadığı için çocukların kendisine mi ait olduğunu soramadım. Ortalığı dağıttığım için tedirgin halde çevreyi kollarken eski patronum girdi salona. Oğluna bir oyuncak almak istiyor ama yarı fiyatına almak istiyor. İtiraz ediyorum. Dayılanıyor. İşte o an köpekleşiyorum. İçimdeki köpeği boğmaya çalışırken, işveren biraz yumuşuyor. Beraber bir yarışa gitme kararı alıyoruz onun arabasıyla. Neyin yarışı olduğunu sormuyorum. Aşağıya iniyoruz kırık merdivenlerden. Merdivenler neden kırık bilmiyorum. Biraz yürüyoruz. Ben onun iki adım gerisindeyim. Arabasının yanına varınca, bagaja koymamı istiyor elimdeki oyuncağı. Bagajı açınca bagajda bir tabak kek görüyorum. Bir parça alıp ağzıma atmak istiyorum ama yapamıyorum. Bagajı kapatıyorum yavaşça. Ön koltuğa, koskoca patronun yanına oturduğum da karşıda günışığına batmış geniş bir evin penceresinde annemin ölmüş iki akrabasının bana el salladığını görüyorum. Tülbentleriyle gözlerini siliyor ölü kadınlar. Ağlıyorlar nedense... Erdinç Gültekin
Gercekedebiyat.com
YORUMLAR