Bir ressamın oğlu olmak ya da yaşamında olmak / Dr. Mehmet Altınok
İsmail Altınok-Kurtarılan Resimler Sergisini uzun süredir düşünmekteyim. Serginin İyi veya kötü oluşuna sanatçılar karar verecek, ben emek ve coşku kısmını ifade etmeliyim inancındayım. Ressamla yaşarken duygularını, resim yapma coşkusunu, olumsuzluklarda ise sıkıntılı hâli ve kızgınlığını görmeniz olanaklı oluyor. Ben de babam İsmail Altınok'a yakın olduğumdan yaşadıklarımı anlatmanın uygun olacağını düşündüm. Resim sanatı, sanatçıyı yoran bir meslektir. Üretmek zor iştir. Sanatçı kolay tatmin olmaz. Malzemesi pahalıdır. Resim satışı da kolay olmaz. Üstüne üstlük devletin sanat ortamı ve sanatçıya yardımı olmadığı gibi, Kültür Bakanlığı etkisindeki devlet güzel sanatlar sergileri, kaldırılana kadar bürokrasinin bilinir-görünür hâli içinde kalarak çıkar ilişkilerinin ve yozlaşmanın bu alandaki örneklerini yaşatmıştır. Oysa, o dönemlerde yurt dışında eğitim görmüş, Türkiye'ye dönmüş, uygulama inceliklerini ve malzeme hazırlanmasını iyi bilen Adnan Turani gibi hocaların önerileri ressamlar üzerinde etkindi. Zaten, çocukluk dönemlerimde Eşref Üren, Melahat Üren, Abidin Elderoğlu, Hasan Kavruk ve Cemal Bingöl ile ressamların birlikteliklerini, kavgalarını, coşkularını, ihtiraslarını birlikte yaşayarak büyümüştüm. Ressamın çalışabileceği özel bir alan (atölye) ve kullandığı malzemeler ile ilgili olarak kalite ile ulaşım kolaylığı (ucuz) olmalı. Buna “sanata ve sanatçıya destek başlangıç ilkesi” diyebiliriz. Babamın resim yaşamında onun, dolayısı ile bizlerin yaşadığı olumsuzluklarda, dostlar ve arkadaşların yardımları ile bir sergi hazırladık. Adına Kurtarılan Resimler Sergisi dedik. Bu resimleri, kurtardığımız şekilde de sergiledik. Hatırladığım kadarıyla, birinci olay: Namık Kemal Orta Okulu öğretmenliği sırasında, -ben de öğrencisiydim- müsamere salonu duvarına bir resim yapılması istenmişti. Babam duvara, yeşil zemin üzerinde çeşitli ağaç motifleri ile kurguladığı bir bahçe resmi yapmıştı. Birkaç sene sonra, atanan yeni müdür, o duvarı badana yaptırarak çalışmayı yok ettirmişti. O resim şimdi eskizleri sayesinde yeniden yapılmış vaziyette sergide bulunmaktadır. İkinci olay: Babam yeni bir resim çalışması sonrasında, resmi sanatçı dostlarına göstererek onların eleştiri ve katkılarını almak isterdi. Konu uzun uzun tartışılır, yemek yenilir, kişiler ağırlanılırdı. Böyle bir çalışma sonrası karar verildi ki üzerinde tartışılan resim, bir alandan kesilirse hem iki resim elde edilecek hem de başarılı iki resim olacaktı. Hemen işe başlandı. O dönemde, resimler daha çok duralit üzerine yapılıyordu. Testere ortaya çıktı ve bizim şaşkın bakışlarımız eşliğinde duralit tuval ikiye kesildi. Kocaman resim çok küçülmüştü. Babam da tam sevinememişti. O gece böyle sonlandı. Sabah olunca babam tekrar tekrar baktı resimlere ve resmin ilk hâlinin daha doyurucu olduğu kararına vardı. Hemen yeni bir duralit ile resmi arkasından tutkallayarak yapıştırdı. Üzerine kalın, ağır kitaplar koyarak baskı yaptı. Resim kurtarılmıştı, ancak şimdiye kadar hiç sergilenememişti. Biz, bir çerçeve yaparak sunumunu sağladık. Üçüncü olay: Babam, İzmir'de bir sergi açmaya karar verir. Seçtiği resimler bir kargo şirketi tarafından İzmir'e götürülecektir. Gece yarısı, Afyon yakınlarında aracın mola verdiği bir yerde, bilinemeyen bir nedenle yangın çıkar ve aracın içindekiler, babamın resimleri ile birlikte yanar. Babam bu habere önce inanamaz, hemen kargo şirketine giderek getirilen küller ile birlikte, sağlam çıkabilen bir resmi alır gelir. Çok üzülmüştür. Basın olaya ilgi gösterir. Babamın avukat dostlarından biri olayı takip ederek tazminat almasını sağlar. İşte bu resim, küçük olduğu için ve resim paketinin de tam ortasında bulunduğu için korunabilmiştir. Arkası ise simsiyah yanık hâlindeyken, usta çerçeveciler sayesinde çerçevelenerek sergide sunumu sağlanmıştır. Dördüncü olay: “Burdur Resimleri” ile bir yere geldiğini hisseden babam, o günün dikkat çeken çalışmalarının coşkusu ile büyük boyutlu ve geometrik soyutlamalar yapmaya başlamıştır. Hızlıca çalışmakta ve çok sayıda resim elde etmektedir. Bu noktada evde bir sorun yaşamaktayız. Bu ürünler nereye konacak ve nasıl saklanacak. Önceleri çozüm bulunmuştu. Karyola altları saklamada yardımcı oluyordu. Kapı arkaları ve yaratılan boşluklar da dolunca resimler için binanın altındaki kömürlük kullanılmaya başlandı. Kış aylarında kömür alma işi için önce resimleri indiriyor, kömür aldıktan sonra resimleri tekrar sıralıyorduk. Yaz aylarında, gerektiğinde yalnız resimleri çıkartmak için açılıyordu kömürlük. Babamın, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesine ait Morfoloji Binası inşaatını Samanpazarı'ndan yaptığı bu resim uzun süre kömürlükte bekleyen resimlerdendi. Resmin bir kenarı kömürlükte, fareler tarafından kemirildiği için bu resim hiç sergilenmemişti ve sergilenemiyordu. Bu resmi dostlarla kurtardık. Önce kırılmalara engel olmak için resimin arkasına bez tuval yapıştırdık. Fare yeniği çentiklerini ise ustaca düzleyerek çerçeve içine koyduk. Sunuma hazırladık. Kurtarılan resimler ile hazırladığımız sergimiz ziyaretçilerini bekliyor. Amacımız, aynı zamanda sanatçıların sorunlarının yeniden gündeme taşıyarak tartışılmasını sağlamak. Ankara'ya yeni müzelerin yapılması istemi de bizleri hareketlendirdi. Tüm sanatçı dostlara saygı ile sunarım. Mehmet AltınokİSMAİL ALTINOK'UN KURTARILAN RESİMLER SERGİSİ ÜZERİNE
Gerçekedebiyat.com
YORUMLAR