Bir sosyal paylaşım sitesinde, çocuklar için kaleme aldığım kitap oylumunda bir ‘fabl’ın adını bir türlü netleştiremediğimi, bu nedenle de yayınevine teslim edemediğimi yazmıştım.

Kitap adı olarak da iki seçenek sunmuştum: Kot Giyen Eşek, Gözlük Takan Eşek.

Arkadaşlardan çok değişik ve esprili isim önerileri gelmişti:

“Eşeğe sorun, o hangisini seviyorsa o olsun.”

“Eşeğin gözleri güzel olduğu için gözlük takmasın... Kot Giyen Eşek olsun.”

“Gözlüğü takabilirsiniz ama kot giydiremezsiniz, o yüzden kot giymesi daha cazip gelebilir okura.”

“Eşek Kot Giyerse”

“Eşek Gözlük Takarsa”

“At gözlüklü Eşek”

“Kotlu, Gözlüklü Eşek”

“Güneş Gözlüklü Eşek”

“Kot Giyip Gözlük Takan Eşek”

“Pantolonlu Eşek”

“Kot Giyen Gözlüklü Eşek”
 

Bu önerilerin içinden bir seçim yapayım derken, bir arkadaşım ilkokula giden küçük kızlarıyla birlikte bize geldiler. İlerleyen vakitte bir pundunu bulup ‘fabl’ı küçük kıza fazla uzatmadan kısaca anlattım, sonra da:

“Bu ‘fabl’ın henüz bir adı yoktur. Sence adı ne olmalı?” dedim.

Sanki önceden planlamış gibi hiç düşünmeden:

“Kendini Kaya Sanan Eşek olsun,” demez mi?!.

Demek ki küçük kız ‘fabl’ı dinleyince belleğinde birdenbire bu ad oluşmuştu.

Bu ad ‘fabl’a öylesine uymuştu ki başka bir ad aramaya gerek yoktu. 

Kitabın ismi tamamdı. Hem de ne uymuştu ama! Kendini Kaya Sanan Eşek!

Kitap çıktığında ilkini kitaba ad veren bu küçük kıza imzalamalıydım.

Ramazan Teknikel

Gerçekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)