Eşiğin dibinde bakıyor adam,

Tanıyamadan evini.

Gidişi bir kaçış gibiydi.

Her yanda bozgun izleri.

 

Dört yanı odanın kaos.

Yıkımın ölçülerini

Belirleyemiyor gözyaşlarından

Ve azan migreninden.

 

Sabah beri uğultu kulaklarında.

Kendinde mi o, yoksa düşte mi?

Ve neden usuna durmadan

Akın ediyor bir deniz düşüncesi?

 

Pencerede kırağı tabakasından

Görünmediği zaman tanrı aydınlığı,

Kasvetin çıkışsızlığı iki kat fazla

Benziyor denizlerin ıssızlığına.

 

Öyle sevgiliydi ki o

Gözünde adamın tüm çizgileriyle,

Çatlayan dalgaların hattı boyunca

Öyle yakındır kıyılar denize.

 

Fırtına sonrası kaynaşmada

Kamışları örttüğü gibi suların,

Adamın ruhunun diplerine akmıştı

Çizgileri ve görünümleri onun.

 

Istırap yıllarında, us almaz

Yaşayış zamanlarında

Diplerden o özgür yazgısıyla

Sürüklenmişti adama doğru.

 

Sayısız engellerin ortasında,

Tehlikelerden aşarak,

Dalgalar taşıdılar onu, taşıdılar

Ve sürdüler yanıbaşına kadar.

 

Ve şimdi onun gidişi,

Şiddetin etkisiyle belki de.

Ayrılık yiyecek ve bitirecek ikisin,

Keder eritecek kemiklerini.

 

Ve adam göz gezdiriyor çevresine:

Gidişinden önce o

Altını üstüne getirmiş her şeyin

Konsolun çekmecelerinde.

 

Adam dolanıyor ve karanlığa kadar

Yerleştiriyor konsolun çekmecesine

Saçılmış kumaş parçalarını

Ve örneğini biçki modelinin.

 

Ve parmakları rastladığı zaman

İğneleri çıkarılmamış bir işlemeye,

Birdenbire her şeyiyle görüyor onu

Ve için için ağlıyor, sezdirmeden.

 

Boris Pasternak

(İkinci Doğuş -Seçilmiş Şiirler- Adam yayınları, İstanbul, 1994,  Çev. Azer Yaran. s. 88)

Gerçekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)