Atatürk bir film için kamera karşısına geçmişti
Türk sinemasının görkemli tarihi en sonunda gözler önüne serildi. Beyoğlu'nda Atlas Pasajı'nda geçen hafta açılan İstanbul Sinema Müzesi Türk sinemacıların en büyük hayaline ev sahipliği yapıyor. İçerisinde yer alan her eserin ayrı ayrı çok kıymetli olduğu müzedeki Atatürk'ün 10. Yıl Nutku'nu söyler...
Bu müzeye yer alacak kadar eski, sinema yazarı büyüğümüz rahmetli Erman Şener'in, 1970 basımı Kurtuluş Savaşı ve Sinemamız kitabından öğrendiğim bir olay bu. Yazayım da hikaye tamamlansın... Aslında her şey Muhsin Ertuğrul'un yönettiği Bir Millet Uyanıyor filmi için senarist Nizamettin Nazif'in Ankara'ya gidip senaryosunu Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip aracılığıyla Atatürk'e gösterme girişimiyle başlıyor. Gazi, senaryoyu okuyor ve beğeniyor. Nazif de bu durumdan cesaret alarak el artırıyor ve Mustafa Kemal'i filme almayı teklif ediyor. Gazi teklifi kabul ediyor. Sadece o mu, İsmet İnönü ve Kazım Özalp da kabul ediyor kamera karşısına geçmeyi. Birtakım nedenlerden dolayı çekimin gerçekleşmesi öteleniyor. Sonra sinemacılar çekim için Çankaya Köşkü'ne davet ediliyor. Gazi, Çankaya'daki buluşmada önce sinemacılardan malzemeler hakkında izahat istiyor. Sonra fon olarak oluşturulan kara bir örtünün önüne geçiyor. Devamını Nizamettin Nazif'ten okuyalım: "O günlerin milli ve beynelmilel birçok mühim mevzuuna temas eden nutkunu irada başladı. Makine rahat rahat işliyor, şefin sesi çok rahat endegistre ediliyor ve ben bu muvaffakiyetten memnun, gözlerimi o tarihi ana dikmiş, simasını doya doya seyrediyordum. Bu arada sol taraftaki bir kapının önünde bayan Afet, bir saylav (milletvekili) ve General Kazım beliriverdi. Üçü de yüksek sesle konuşuyorlardı. Atatürk'ün yüzünde ani bir değişiklik oldu, onlara dönüp seslendi: Susunuz! Film çeviriyoruz. Salona gidiniz." 'BİZ BURADA KOMEDYA MI OYNUYORUZ?' Bu olay Atatürk'ün konsantrasyonunu bozuyor. "Bırakalım" diyor. Nizamettin Nazif'in tatlı ısrarı ile tekrar kamera çalışıyor. Bu sırada bahçıvanla birkaç kişi açık duran kapının yanında gülmeye başlıyor. Atatürk bu kez sinirleniyor ve "Ne o? Biz burada komedya mı oynuyoruz, yoksa bir devlet şefi gibi halka mütalaamızı mı bildiriyoruz. Bu ne terbiyesizliktir, bu hatanızı nasıl affetmeli? Gülmeyiniz! Çekiliniz! Yıkılınız! Gidiniz!" diye kızıyor. Nizamettin Nazif'in aktardığına göre bu olaydan sonra Atatürk sakinleşince çekimler tamamlanıyor. Daha sonra filmler İstanbul'a gönderiliyor. Ama Nazif filmin nasıl çıktığını merak ediyor. İhsan İpekçi ile karşılaşınca, filmin akıbetini soruyor. İpekçi de katıla katıla gülerek başlıyor anlatmaya: "İstanbul'da stüdyoda film yıkandıktan sonra Nazım Hikmet'le Muhsin Ertuğrul tetkike başlamış. Ertuğrul 'Canım, makineyi hep aynı yerde tutmuşlar. Atatürk'ün simasını başka taraflardan da alsalar, olmaz mıydı?' demiş Nazım Hikmet de 'Belki reisicumhur karşısında fazla hareket yapmaktan çekinmişlerdir. Fakat ses daha iyi regle edilebilirdi' diye ona cevap vermiş. İşte bu sırada film Gazi'nin tam son hiddetine rastlar. Perdede sakin ve vakur nutkunu söyleyen reisicumhur birdenbire tavrını değiştirip 'Biz burada komedya mı oynuyoruz? Çekiliniz! Yıkılınız!' diye bağırmaya başlamış. Nazım Hikmet ve Muhsin Ertuğrul ne olduğunu kestiremeyip 'Eyvah, canlandı. Bize bağırıyor' diye can havliyle salondan dışarı fırlamış." Vakti zamanında izlediğim Bir Millet Uyanıyor filminde Çankaya Köşkü'nde yapılan çekimler yoktu. Nerede bu kayıtlar bilene de rastlamadım. Bulunsa müzede sergilense fena mı olur? Gerçekedebiyat.comEYVAH BİZE BAĞIRIYOR
YORUMLAR