Ankara'da Bir 8 Mart Kutlaması... / Selim Esen
Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün, 8 Mart 1857’de ABD’de greve giden dokuma işçisi kadınların ve 8 Mart 1917’de Şubat Devrimi’nin kıvılcımını çakan Petrogradlı dokuma işçisi kadınların anısına kutlandığını biliyoruz. Peki ya, Türkiye’de… 1920 Ankara’sı, bugün için de hâlâ çok karanlıktır. İnsanlar ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Ortak dürtü dindi; komünizm de bir kurtuluş umudu olarak görülüyordu. Kimi mümin milletvekillerinin İslamiyet’in gereği olarak komünizmi benimseyebilmeleri ilginçti. İşte O günlerde, 7 Aralık 1920’de, Türkiye Komünist Partisi, Ankara’da Halk Zümresi ve Yeşil Ordu ile beraber çalışacağını bildirerek Türkiye Halk İştirakiyun Fırkası programını ve kuruluş bildirgesini yayınladı. Türkiye Komünist Partisi’nin yasal kolu olan THİF böylece Türkiye’nin ilk yasal komünist partisi oldu. Ocak 1921’de kapatılan partinin Sakarya Savaşı'ndan sonra çalışmalarına tekrar izin verildi. 15 Ağustos 1922’de Ankara’da ilk kongresini yaptı. İzinsiz kongre yapması ve Komintern’ in kongresine katılması nedeniyle parti 12 Eylül 1922 yeniden kapatıldı. Yöneticileri de Ağustos 1923’te hapis cezasına çarptırıldı. 1921 yılı, Şubat ayının başları… Ankara’da işsiz kadınların sayısı gittikçe artıyordu. Yıllardan beri kocalarını, oğullarını savaşta yitirmiş olan Türk kadınının yaşam koşulları çok ağırdı. İş bulmaları olanaksızdı. Uzun yıllar süren savaşlardan sonra emperyalist ülkeler, Türkiye’yi bütünüyle sonlandırmak için İstanbul’u ve Anadolu’nun batı ve güney bölgelerini işgal etmişlerdi. İstiklal Mücadelesi içinde Ankara’da kurulan BMM Hükümeti de, Rusya’nın yardımıyla düşmana karşı savaşı sürdürüyordu. Sovyet yardımının Karadeniz sahilinden Ankara’ya getirilmesini, kucaklarında silah ve askeri malzeme taşıyan Türk kadınları gerçekleştiriyordu. Ve Türkiye Komünist Partisi güçlenmiş, Moskova’da Komünist Enternasyonal’iyle ilişki kurmuştu. Anadolu içerilerinde birçok illerde hücreler oluşturmuştu. Partiye, Şubat ayının sonlarında, Komintern Kadınlar Sektöründen Clara Zetkin imzasıyla bir yönetmelik ulaşmıştı. 8 Mart Kadınlar Bayramının nasıl kutlanması gerektiğini belirtiyordu. O gün Kadınlar Örgütü’nün Ankara’daki ilk 8 Mart Bayramıydı. Bugün 8 Mart, kadınların yerelde ve uluslararası alanda verdiği tüm mücadelelerin ürünüdür. O günden bu güne kadınlar sadece tek bir sorunun mücadelesini vermediler, onlar, kendilerini isyan ettiren sorunlarla, kamusal ve özel alanda yer alan cinsiyete dayalı yapısal ve diğer toplumsal eşitsizliklerin varlığıyla da savaştılar, savaşıyorlar. Bugün, 8 Mart, kadınların Özgürlük Haykırışı ve kazanımı olarak görülse de, kimi hemcinslerinin talihsiz açıklamalarının da yer aldığı bir ortamda buruk isyan sözlerinin günü olarak kutluyoruz. Selam olsun kadınlara… Selim Esen Gerçekedebiyat.com
Bu kadınlar, kocaları, oğulları, kardeşleriyle birlikte düşmana karşı savaşıyordu. Bu çilekeş kadınların hiçbir toplumsal hakları yoktu; yine de vicdanlarının sesine uyarak vatanın savunmasına katılıyorlardı. Türk kadınının insani ve toplumsal haklarını tanıyan tek örgüt, Türkiye Komünist Partisi olmuştu.
Bunun üzerine İzmirli kız kardeşler, Rahime Selimova ve Cemile Nuşirvanova’nın girişimiyle Süleyman Selim’in Ankara yakınlarındaki bağ evinde bir toplantı düzenlendi. Önce, Şerif Manatov’un 8 Mart Uluslararası Kadınlar Bayramının önemini açıklayan, bildirisi okundu. Ardından Türk kadınının durumunu düzeltmek, onlara iş sağlamak için bir kadınlar örgütü belirlendi. Önceden hazırlanmış olan tüzük onaylandı. Son olarak da Türk kadınları adına BMM’ne bir bildiri gönderildi.
YORUMLAR