Ah şu toplu şiirler / Ramazan Teknikel
Bugünkü 'Toplu Şiirler furyası yetmişli seksenli yıllarda yoktu.
Şairler, daha önce yayımlanmış şiir kitaplarını, zaman içerisinde toplu şiirler adı altında da yayımlamalı mı? Bu bir olgun şairlik, usta şairlik göstergesi mi? Toplu şiirler; şiirimi yazdım, kalemimi, defterimi çantama koydum demek mi oluyor? Gerçi böyle bir şey söylenemez ama o zaman toplu şiirleri yayımlanan şairler artık şiir yazmasalar mı? Yanlış anımsamıyorsam yetmişli seksenli yıllarda böyle bir furya yoktu. Son yıllarda toplu şiirler yayımlamak şiir ortamına öylesine yerleşti ki, taşrada adı sanı duyulmamış şairler bile kendi olanaklarıyla toplu şiirler kitabı çıkarır oldular, bu durum böyle de sürecek gibi. Gerçi şairlerin şiirlerini toplu şiirler adı altında toplamasının okur için artıları da olabilir, sözgelimi şairin şiirlerindeki gelişim- değişim çizgisi izlenmiş, ayrıca kitap dağınıklığı da ortadan kalkmış olur. Ne var ki şiir kitabı denince bana ince kitaplar daha bir sevimli gelir hep. Şiire iki basamaklı sayfa sayıları sanki daha bir yakışır gibi… Toplu şiirler kitabı çıkarmak, şairin yayımlanmış tüm kitaplarına, “sen de bu toplam içerisinde yer alacaksın, buna zorunlusun,” demek gibi bir şey olmuyor mu? Oysa her şiir kitabının kendine özgü bir kapağı, sayfa düzeni, anısı ve de her şeyden önce bir özgünlüğü vardır. İyi ama toplu şiirlerde o kitapların bu özellikleri hiçe sayılmış olmuyor mu? Öte yandan toplu şiirler şairlerin çok şiir yazmalarına, çok şiir kitabı çıkarmalarına da yol açıyor olabilir. Öyle ya şairin en az beş altı şiir kitabı olmalı ki toplu şiirlerini çıkarmaya girişsin. Beş kitap diyelim yetmiş sayfadan üç yüz elli sayfa eder. Üç yüz elli sayfalık bir toplu şiirler kitabı da toplu şiirler için içinde yeterli şiir barındırır. Henüz iki üç kitabınız varsa toplu şiirler için yeni şiirlere, yeni kitaplara gereksinimiz var demektir. İyi ama bu da şiirde düzeysizliğe yol açmaz mı? Şairler bu toplu şiirler kitabı çıkarma tutkusuna kendilerini fazlaca kaptırmasalar mı? Yoksa sadece bir şiir kitabım olduğundan hiç bir zaman toplu şiirler kitabım olamayacağı için mi böyle düşünüyorum, yoksa toplu şiir çıkaranları kıskanıyor muyum? Aslında hiç de öyle değil, neden bilmem ama toplu şiirler bana hiç mi hiç sevimli gelmiyor. ‘Bütün yapıtları’ adı altında ilk kitaptan başlayarak her kitabı sırayla kendi adlarıyla yayımlamak bana daha bir büyülü geliyor. Bu şekilde az da olsa bazı şairlerin ‘toplu şiirler’ geleneğine uymayarak kitaplarını ‘bütün yapıtları’ adı altında yayımlaması beni daha çok heyecanlandırıyor. Geçenlerde merak edip acaba kaç şairin toplu şiirler kitabı var diye saymaya kalkıştım. Otuz sayısına gelmiştim ki böyle bir çalışma boşa bir çaba diye düşünerek saymaktan vazgeçtim. Kaç kitap olursa olsundu, böyle bir çabanın kime ne yararı olacaktı. Ama ben kararlıydım, gerçi olmaz da toplu şiirler oluşturacak kadar kitabım olsa bile toplu şiirler çıkarmayacak, kitapların özgünlüklerine, benliklerine, kişiliklerine dokunmayacak, onları kendileri olarak bırakacaktım. Birkaç yıl önceydi, yakinen tanıdığım, yetmişini çoktan aşmış ancak bir türlü ünlenememiş bir şair dostum kendisinin de bir toplu şiirler kitabının olması için çırpınıp duruyordu. Yaşça kendisinden çok gerilerde olan birçok şairin bile toplu şiirleri çıkmıştı. Onun, “benim de toplu şiirler kitabım olmalı,” düşüncesinde olduğunu çevredeki herkes biliyordu, zaten konuşmalarından bunu kendisi de belli ediyor, belki de böyle bir isteğinin olduğunu özellikle duyurmak istiyordu. O yaşlı haliyle birkaç yayınevinin, kitap basan tanıdıklarının kapısını aşındırmıştı ama olmamıştı, olumlu bir sonuca ulaşamamıştı. Bunu bir emekli aylığıyla kendisi karşılayamazdı, yayınevleri yanaşmıyordu, enikonu yayınevleri bir ticari kuruluştu, kar getirmeyecek bir işe el atmazlardı. O gün onu toplu şiirlerini çıkaramamanın ezikliği içerisinde görmüştüm. Dilimi kaldırıp da o kadar şiir kitabını zaten kendi kısıtlı olanaklarınla bastırdın, ne gereği var şimdi bir de tuğla gibi toplu şiirler kitabı çıkarmaya diyemedim, zira o vakit daha da çok üzüleceğini biliyordum. Yine aynı kentte kentin en yaşlı şairi birçok şiir kitabı çıkarmıştı ama o da bir türlü ünlenememişti. O da bunun acısını katıldığı her edebiyat etkinliğinde korsan konuşmacı olarak konuşmacılardan daha fazla söz alarak çıkartıyor, kendisine hak ettiği değerin verilmediğini üzerine basa basa anlatmaya çalışıyordu. O yıllarda önlenmesi zor bir toplu şiirler furyası başlamıştı. Yayınevlerinden bazıları buna el atmış, ünlü şairlerin daha önce yayımlanmış olan kitaplarını toplu şiirler adı altında bir kitapta toplayıp yayımlıyordu. Ancak yaşlı şair aynen diğer şair gibi ünlü bir şair olmadığı için yayınevleri onun kitaplarını da yayımlamaya yanaşmıyordu, bu durumu kendisi de biliyordu ama toplu şiirler kitabı çıkarmak onda dayanılmaz bir tutku olmaya başlamıştı. Etkinliklerdeki uzun korsan konuşmaları, ta ki üç aylık emekli maaşını alınca, başka harcama kalemlerini erteleyip tuğla gibi bir toplu şiirler kitabı çıkarıp ve de hepsi elinde kalıncaya değin sürmüştü. Sonra iyice susmuş, daha sonra da tamamen susmuştu. Yeri gelmişken konu ile ilgili şu ilginç oluşumu da yazayım. Bir dergide okumuştum, taşrada bir şair kendince bir yenilik yaparak, önce dört yüz altmış sayfadan oluşan toplu şiirler kitabı çıkarmış, sonra da kitaptaki şiirlerden bir bütünlük oluşturacak şekilde küçük oylumlu kitaplar yayımlamış. Öyle ya, her şeyin bir ilki var diyelim… Bu durum bana biraz da ilk okuma yazma öğretimindeki tümdengelim yöntemini anımsattı; önce cümle, sonra hece ve harfler… Ne diyelim, hani “her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır,” derler ya, biz bu sözü ‘her şairin bir şiir kitabı çıkarma yöntemi var,’ diye sözü kitap çıkarmaya uyarlamış olalım.TÜRKİYE’DE KAÇ ‘TOPLU ŞİİRLER’ KİTABI VAR?
Ramazan Teknikel
(SarmalÇevrim, Temmuz-Ağustos 2023, Sayı: 34)
Gerçekedebiyat.com
YORUMLAR