Son Dakika



Yenikapı’da neolitik dönem ayak izleri, 8500 yıllık mezarlar ve ahşap eserlerin bulunduğu alana iş makinesi ile girildi. Geçen günlerde iş kulesinin yıkıldığı alanda toprağı sabitlemek için fore kazık yöntemi yapmak yerine iş makinesi ile toprağı kaldırmaya yönelen metro inşaatını yürüten taşeron firma (Yüksel ) neolitik alanı tahribe başladı.

Radikal'den Ömer Erbil'in haberine göre, arkeologların uyarılarını dinlemeyen firma Koruma Kurulu’ndan izinsiz arkeolojik alana iş makinesi soktu. Arkeologlar, üniversite, meslek odaları ve sivil toplum örgütlerine seslenerek ‘‘Çığlığımıza kulak verin’’ dedi. 

Yenikapı’da daha önce neolitik dönem tabakası bulunmuş, burada İstanbul ’un tarihini değiştirecek buluntular elde edilmişti. Dünyanın dikkatini çeken buluntular arasında 8500 yıllık ilk İstanbulluların evleri ve mezarları ile ağaç kökleri, dünyanın en eski ahşap kano küreği ele geçirilmişti.

NEOLİTİK DÖNEM TABAKA TEHLİKEDE

Bunun yanı sıra ilk İstanbulluların ayak izleri de arkeoloji dünyasında büyük yankı bulmuştu. Ayak izleri de dahil buluntular alındıktan sonra tabaka Marmaray ve metro inşaatının aksamaması için daha sonra kazılmak üzere terk edilmişti. Burada yapılması planlanan otopark inşaatı öncesinde arkeologlar kazı işlemlerine devam edecekti. Ancak geçen günlerde tam da bu alan üzerine kurulan inşaat vinci alttaki toprak katmanın kayması nedeniyle devrilince taşeron firma apar topar burada iş makineleri ile faaliyete başladı. Ne Koruma Kurulu ne de İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin haberi olamadan yapılan işlem arkeologları çılgına çevirdi. Çünkü iş makinesi ile kazılan alan neolitik katmanın bulunduğu ve belki de İstanbul için çok daha yeni bilgilerin elde edilebileceği bir alandı. 

İş makinelerini alana girdiğini gören arkeologlar derhal olaya müdahale etti. Ancak taşeron firma arkeologları dinlemedi bile. İş makinası ile çalışmalarına devam etti. Eğer yetkililer müdahale etmez ise neolitik dönem tabaka tamamen yok edilecek. 

İstanbul tarihi için bu çok önemli alan yerle bir edilerek tüm buluntular hafriyat toprağına karışacak. Toprağı iş makineleri ile kazmadan da kaymasına engel olunabileceğine dikkat çeken arkeologlar, ‘fore kazık yöntemi ile 3 - 4 günlük bir çalışma ile kaymanın önüne geçilebileceğini, ancak bu durumun taşeron firma için biraz pahalıya çıkacağı için hafriyat yolunu seçtiklerini’ anlatıyorlar. Arkeoloji çalışmalarını da ekonomik olarak destekleyen taşeron firma işi aceleye getirip arkeologların da kazmasının önüne geçiyor. 

ERDOĞAN ÇANAK ÇÖMLEK DEMİŞTİ

Başbakan Tayyip Erdoğan 26 Şubat 2011 tarihinde İstanbul Boğazı Karayolu Tüp Geçişi temel atma töreninde, Yenikapı'daki tarihi bulgulara ilişkin olarak, “Bize gecikmek yakışmaz, ertelemek yakışmaz. Sürekli yok arkeolojik şey, yok çömlek çıktı, yok şu çıktı bu çıktı ile önümüze engeller koydular” demişti. Erdoğan bu sefer de 12 Haziran 2011 genel seçimlerinden önce seçim vaadi olarak “Kanal İstanbul” projesini açıklarken, söz konusu projeye karşı çıkan zihniyetin 1. ve 2. köprüye ve Marmaray projesine karşı çıkan zihniyetle aynı olduğunu söylemiş, bu zihniyetin “Marmaray Projesi’ni çanak çömlek yüzünden 4 yıl geciktirdiğinden” şikayet etmişti.

ARKEOLOGLARDAN ÇAĞRI

Arkeologlar kamuoyuna şu metinle seslendi: 

Marmaray Metro projeleri kapsamında Yenikapı’da 8 yıldır 4 Numaralı Bölge Koruma Kurulu’nun kararıyla arkeolojik kurtarma kazısı ilgili yönetmelik çerçevesinde devam etmektedir. Yasal çerçeve ile sürdürülen kazıların İstanbul kültür hayatına yapmış olduğu önemli katkılar kamuoyu tarafından bilinmektedir. Dünya bilim otoriteleri tarafından yüzyılın en önemli arkeolojik kazılarından biri olarak kabul edilen çalışmada Marmaray ve metro istasyonlarının yapılacağı alanların kazısı, inşaatın gidişatını etkilemeyecek noktaya gelmiş olup kazısı yapılmayan tek bölge inşaatın otopark alanıdır. Kazısı yapılmayan bu alan, hem Bizans Dönemi Theodosius Limanı hem de İstanbul’un bilinen tarihinin değiştiği neolitik yerleşimin bulunduğu alanın parçasıdır. Arkeolojik kazısı yapılmayan bu alan kültür dolgusunun devam ettiği belirli iken bugün itibariyle (11 Mayıs 2013) dozerlerle girilip tahrip edilmeye başlanmıştır. Anayasanın 63. maddesi ile belirlenen kültür varlıklarının korunması yönetmeliği ve imzalanan uluslararası anlaşmalar gereği bu çerçevenin dışına çıkılmasını suç kabul eder. Aynı zamanda mesleki bilimsel etik açısından kabul edilemezdir. Başta yargı mercileri, üniversiteler, meslek odaları ve basın olmak üzere tüm ulusal ve uluslararası kamuoyunun harekete geçip bu kanunsuz çalışmanın durdurulması gerekmektedir. Kazı çalışmalarının sona yaklaştığı bir aşamada arkeolojik kazı alanına inen dozerler ülke topraklarının binlerce yıllık kültür geçmişinin bilinmeyen bir dönemini yok etmeden durdurulmalıdır.

 

(sol.org.tr)

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)