1938 yılbaşı gecesi / Selim Esen
Her yeni yıl bir beklenti, bir umut, bir yaşam vaat eder mi? Nasıl düşünürsek düşünelim hepimizin gönlünde yeni bir yıl coşkusu yeşerir. Bu özel günü kutlamak gelir içimizden. Evde ya da bir eğlence mekânında… Bu gelenek bizleri yönetenler açısından, Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte bir eğlence olmaktan öte, topluma “eğlenmeyi de bilmek gereksinimini veren, örnek davranışlar” olarak değerlendirilebilir. Bütün dünyanın bir anda pozitif, yani olumlu bir düşünceyle, sevgiyle, aşkla coşması ne güzeldir! Büyük Kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk kurtuluştan bu yana yılbaşlarını çoğunlukla halkıyla birlikte Ankara Palas’ta kutlardı. Ne yazık ki, yaşamının son yılbaşına farklı bir yerde, farklı bir ortamda girecekti. Atatürk son yılbaşı gecesini, baş başa konuşmak ve Hatay sorununu görüşmek üzere, arkadaşı Dr. Tevfik Rüştü Aras’la geçirdi. Dr. Aras; bu geceyi ‘Yakınlarından Hatıralar’ adlı kitapta şöyle anlatır: (Sel Yayınları, 1955, s.105) “1938’in yılbaşı akşamı Köşk’e beni de çağırmışlardı. Hemen gittim. Kendisini Köşk’ün yukarı katında kitaplığa bitişik açık salonda buldum. İlk sözü ‘Bu akşam bir tarafa çıkmayacağım. Sen de suare görmekten bıkmışsındır. Yılbaşı’nı burada birlikte geçiririz, olmaz mı?’ demek oldu. ‘Büyük sevinçle’ karşılığını verdim. Bir süre, geçtiğimiz yılın olaylarından ve gelecek yılın işlerinden konuştuk. İsmail Hakkı Kavalalı’nın (Atatürk’ün Harbiye’den arkadaşı) gelmesi üzerine konuşma günün haberlerine, havaya, suya, giyim kuşama dönüştü. Atatürk, özel toplantı ve günlerde, kendi elbise ve giysilerinden istediklerimizi bizlere vermekten mutluluk duyardı. Bu nedenle aklıma gelen bir fikri söylemekten kendimi alamadım ve dedim ki: ‘Paşam, mendillerinize, potinlerinize varıncaya kadar bize vermekten hoşlanıyorsunuz; ne olurdu bir ay önce düşünseydik de bu gece, yeni bir yıl için başka arkadaşları da çağırarak elbiselerinizi, çamaşırlarınızı ve gömleklerinizi aramızda kapışsaydık ne kadar çok eğlenirdik. Hepimiz de her birimiz de bu yılbaşı gecesinin anısı olarak sizden bir şeyi üzerimizde taşırdık’ dedim. Bunun üzerine: ‘A doktor, bunu niçin daha evvel düşünüp söylemedin’ diye hayıflanınca, ‘Zararı yok, gelecek yıl böyle yaparız,’ yanıtını verdim. Atatürk olumlu veya olumsuz bir şey söylemedi. Bir süre düşündükten sonra: ‘Bakalım gelecek yıla kadar yaşayacak mıyım?’ sözleri ağızından dökülüverdi. Birdenbire üçümüzü de derin bir sessizlik kapladı. Yine Atatürk bizden önce kendini toplayarak ‘Yılbaşı gecesi acıklı şeyler düşünmeyelim ve konuşmayalım’ dedi. Yazlık gömleklerini ayırıp bana seslenerek ‘Bunlardan da al, yazın Yalova’da yine hep birlikte oluruz, işine yarar,’ dedi.” Yeni yılı karşılayacağımız bu akşam büyük kurtarıcının dediği gibi acıklı şeyler düşünmeyelim ve konuşmayalım. “Geliyor gelmekte olan” diyerek umutlarımızı taze ve canlı tutalım. 2022’nin milletimize sağlık, huzur ve mutluluklar getirmesi dileklerimizle… Selim Esen
Gerçekedebiyat.com
YORUMLAR