Amerikan Kızılderililerinin hazin tarihi
Dünya tarihinde unutulmaması gereken en büyük soykırım Kızılderili soykırımıdır. "Beyaz adam" kocaman bir kıtayı kan denizine çevirmiş, bir uygarlığı yok etmiştir!
Tarihte Afrika ve Amerika’da yerli halkların maruz kaldığı soykırımlar, esasen sömürgeciliğin bir parçası olarak işgal edilen ülkelerde tüm yerli unsurların ortadan kaldırılmasını beraberinde getirmişti. Amerika’daki ilk İngiliz kolonisi 1607'de Jamestown, Virginia'da kurulduğunda yerli halklara yönelik katliamlar da başlamıştı. 1607'de İngiliz denizciler bir yerleşim başlatmak için Kuzey Amerika'ya geldi. Adını Kralları l. James’den alan şehir, ilk İngiliz sömürgesi oldu. Çalışmaları bu tarihi soykırım bağlamında inceleyen Vine Deloria, Jr. Russell Means ve Ward Churchill gibi akademisyen-aktivistler American Holocaust adlı kitabında Amerika'daki sömürgeleştirme olaylarını 1948 BM konvansiyonunda yazılan soykırım tanımını şöyle özetler: “Birleşmiş milletler dilinin ışığında onaltıncı, onyedinci, onsekizinci ve ondokuzuncu yüzyıllarda Amerika'da neler olup bittiğini bilmek ve bunun soykırım olduğu sonucuna varmamak imkansızdır” 1900'e gelindiğinde, Amerika'daki yerli nüfus bazı bölgelerde %98'e kadar azaldı. Sömürgeciliğin ilk yüzyılında çiçek salgını ve kolera gibi hastalıkların etkileri ölü sayısına büyük katkıda bulunurken, sonraki yüzyıllarda sömürgeciler tarafından Kızılderililere yönelik şiddet, demografik yapıyı bozdu. Amerika’nın yerli halkı Avrupalılar tarafından öldürüldü. 1491'de batı yarımkürede yaklaşık 145 milyon insan yaşıyordu. University College London'daki bazı coğrafyacılara göre, Amerika'nın Avrupalılar tarafından sömürgeleştirilmesi o kadar çok insanı öldürdü ki, bu katliamlar iklim değişikliği ve küresel soğumayla sonuçlanmıştı. Pontiaca Savaşı sırasında Bouquet ve Amherst arasında değiş tokuş edilen mektuplarda: "Kızılderilileri battaniyeler aracılığıyla aşılamaya çalışmakla ve onları ortadan kaldırmaya hizmet edebilecek her yöntemi denemekle iyi edersiniz”. ifadesi soykırıma bir kanıt sayılmıştır. Çiçek hastalığı 1837'de ABD'yi kasıp kavurduğunda, ABD Savaş Bakanı Lewis Cass hiçbir Kızılderili kabileye çiçek aşısı yapılmamasını emretti. Bunlar, Amerika'nın sömürgeleştirilmesi sırasında yerli Amerikalılara sıklıkla sergilenen soykırım tavrının parçası olarak görülmüştür. General J. M. Chivington şöyle diyordu: “Kızılderililere sempati duyan herkese lanet olsun! Kızılderilileri öldürmeye geldim ve Kızılderilileri öldürmek için herhangi bir yolu kullanmanın doğru ve onurlu olduğuna inanıyorum. Büyük küçük herkesi öldürün ve kafa derisini kazıyın.” Tüm bunlara rağmen ABD bugüne kadar herhangi bir hakikat komisyonu üstlenmemiş Kızılderililerin soykırımı için bir anıt inşa edilmesine izin vermemiştir. Smithsonian gibi Amerikan müzeleri soykırıma bir bölüm ayırmaz, Kızılderililerin maruz kaldıkları soykırımı hiçe sayarlar.. Halim Gençoğlu Gerçekedebiyat.com
Capetown Üniversitesi öğretim üyesi tarihçi
YORUMLAR