İYİ NİYETLE SÖYLENMİŞ SÖZLERİN YARATTIĞI YANLIŞ ALGI ÜSTÜNE...

İsmail Saymaz'ı herkes tanıyor. En iyi de biz Aleviler tanıyoruz. Zira "emekten, insan hak ve özgürlüklerinden yana, eşitlikçi ve barışcıl yaşam için mücadele eden, dürüst ve yiğit bir arkadaşımız" olarak.

Zaten O'nu KENDİMİZDEN sayıyoruz...

Saymaz'ın aşağıdaki temennisini dile getiren sözlerinin son derece art niyetsiz ve iyi niyetle söylenmiş sözler olduğundan da kuşkumuz yok. Ne var ki, sorun, bin yıllardır Aleviler üstünde kurgulanan ve uygulanan insanlık dışı vahşet politikalarıyla sayısız, "ser verip sır vermeyen, can(ın)dan olan bizler nice devrimciler gibi büyük sınavlar(ımız)dan geçtik.

Böylesi büyük ve kötücül projelerin hayata geçirilişini yaşamış, bu çoğrafyanın en köklü kültürü olarak, bize yönelik dile getirilen her söylemin arkasındaki resmi görmek kuşkuculuğuna kapılıyoruz ister istemez. Ve satır aralarında dile getirilenleri sezmek gibi bir bilinç ve sezgi geliştirmek zorunda bırakıldık, bin yıllardır. Titizlikle, söylenenlere bakıp irdelemek, yaşanmış kötü deneyimlerin bir sonucudur.

Saymaz'ın, aşağıdaki temennisine itirazım bu yönde ve şu soruları sormak zorunda hissediyorum kendimi:

"NEDEN ALEVİ YURTTAŞLAR" İSMAİL SAYMAZ? NİYE "ALEVİLER" DEĞİL?

Mesela, Ramazanda "SÜNNİ YURTTAŞLAR BİR AY BOYUNCA ORUÇ TUTACAKLAR. ALLAH KABUL ETSİN." niye söylenmez, söylezsiniz de bilinçaltınıza, çocukluktan yerleşmiş bir kötücül anlayışın dışavurmunda, bu ve benzeri cilalı, süslü sözlerinizle dile getirirsiniz?

Alevilere gelince, neden "ikinci tekil şahıs, ötekileştirici, azınlık algısı" ve benzeri, yanlış yorum ve çağrışımları yaratan, uyandıran tümceler kullanılır, hâlâ anlamış değilim/değiliz!?..

Bunu bilen varsa bize de anlatsın, biz de öğrenelim…

Bunda elbet, Sünni İslam devlet yapısının (Bunu tam tersi İran için de düşünüp aynı soruları sorabiliriz. Zira Türkler İslamı Iranlılardan öğrendiler,  katledile katledile), baskın nüfus karakteri, her söylemde bu ve benzeri biçimlerde dile getiriliyor ne yazık ki. Bu biçimiyle dile getiren kim olursa olsun, Alevilere ya da başka bir etnik kökene "ikinci sınıf" bir muamele göstergelerinden biri olup çıkıyor benzeri söylemler. Bizimle ilgili dile getirilen her söyleme, dikkatle bakmak ve irdelemek ELZEMDİR. Mesele, çok önemlidir bizim açımızdan.

Yüzyıllardır uğradığı katliamlardan sağ çıkmış ve kendi özgün yaşayış biçimini, KADIN temelli ve merkezli bir hayata ömür katmış, bütün inançların ötesinde bir kültür uygarlığı yaratmıştır Alevilik. Aksine, Sünni İslam bakışına, anlayışına, genlere işlenmiş kirli söylemlerinin dillere yansımasına zemin hazırlıyor ne yazık ki bu ve benzeri istenmeden dile getirilen sözler ve söylem biçemleri...

Sunni dostlar alınmasın. Biz ALEVİLER var olduğumuzdan beri nerede olduysak zaten yurttaştık. Bu ve benzeri biçimde "İYİ NİYETLE DE OLSA" dile getirilen sözler yerleşik gerici algılara söylem alanı ve ortam hazırlıyor. Buna dikkat etmek gerek.

İsmail Saymaz'ı, bir de bu pencereden bakarak, söylemlerini değerlendirip ondan sonra söze döküp dillendirmesini isterim/isteriz, beklerim/bekleriz...

Zira biz onu KENDİMİZDEN biliriz...

Ali Ekber Ataş
Gerçekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)