Türk kelimesi ile Türkiyeli kelimesi arasında büyük fark vardır; her Türkiyeli, Türk değildir, aynı zamanda her Türk de Türkiyeli değildir.
Demek ki, bu iki tâbir arasında “umum ve husus min vech”, yani umum ile husus arasındaki gibi birleşen ve ayrılan bir münasebet vardır.
Türkiye kelimesi devletimizin ismidir, Türk kelimesi milletimizin adıdır. Ben tabiiyetim itibariyle Türkiyeliyim, kültürüm itibariyle de Türküm. Benim bu iki ada 'birlikte sahip oluşum, bu kelimelerin eş-mânâlı olmasını gerektirmez.
Gerçekten Rumlar, Ermeniler, Yahudiler Avrupa'ya gittikleri zaman, oralarda, bunlara umumiyetle Türk adı veriliyor. Fakat, bu karışıklık, Avrupa lisanslarında bu iki mânâ için ayrı ayrı tâbirler olmamasından dolayıdır. Bundan başka, bir adamın dışarda dikkate değer hüviyeti, elindeki pasaportun damgasından ibarettir. Yabancı memlekette tâbiiyet ile milliyet aynı şey itibar edilir. Meselâ, biz, buraya gelen her MatCaristanlıya Macar diyoruz. Halbuki bunlar arasında Yahudiler, İslâvlar az mıdır?
İşte Türk ve Türkiyeli kelimelerinin mukayesesi gösteriyor ki, Türkçülük başka bir şey, Türkiyecilik ise başka şeydir. Bu iki cereyan arasında müşterek noktalar bulunmakla beraber, mahiyetleri büsbütün ayrıdır,.
Türkçülük ile 'Türkiyeciliğe, Avrupa'da bir misal istenirse, Alman birliğinden önceki Almancılılık ve Prusyacılığı gösterebiliriz.
Ziya Gökalp
(Terbiyenin Sosyal ve Kültürel Temelleri -1 MEB yayınları, 1984. s. 46)
Gerçekedebiyat.com
YORUMLAR