Son Dakika



TERİMLE SULADIM HOLLANDA LALELERİNİ -1

 

Ağır ağır emiyoruz ışığı Maria

yılanın diş yarasından

zehiri emer gibi

emiyoruz süzerek

delikanlı dünya görüşümüzü

emperyalizmin şahdamarından

 

Zılgıdını yiyoruz Maria

kahpe çağın

hesabını tutuyoruz

yıkılan yuvanın

                        sönen ocağın

 

Sürülüp

muhacir edilmişsek

arar olmuşsak nafakamızı

                        el kapılarında

öpüp koklayamıyorsak

                        doya doya

güldalı çocuklarımızı

sevip okşayamıyorsak

oğul balı karılarımızı

 

Sıcak bir öpücüğün

özlemini çekiyorsa

hasret bıkkını dudaklarımız

buram buram tütüyorsa

tütüyorsa burnumuza sıla

duldasız ve çaresiz kalmışsak

cevherimizi alıp

bir yana bırakacaklarsa posamızı

fışkırması gerekmez mi öfkenin

                        yırtarak yer kabuğunu

 

Boşuna değil Maria

bakışlarımızdaki barışmazlık

suskunluğumuzdaki acı

sevda kesilmemiz

                        kavga aşkına

tepeden tırnağa hınç

                        düşman başına

 

Boşuna değil

ahlı oflu asıldığımız

acı yüklü gurbet türkülerinin

                        gezli gözlü

                        yivli setli

isyan çığlığına dönüşmesi       

(Türkiye Yazıları, Sayı: 30, Eylül 1979, s.14)

 

TERİMLE SULADIM HOLLANDA LALELERİNİ - 2

 

Neden mi barışmasız bakıyor gözlerim

neden mi suskunluğumda acı var

 

Bak dinle

dinle beni Maria

sen akıllı kızsın

aklın basar bunlara

bir bak

toprağından yolunup alınan

gençliğinin cevheri çalınan

firiğe durmuş ekin gibi

yel önünde elif elif salınan

şu susuz

            topraksız delikanlılara

kolektif yaşam aşkına

            bir bak Maria

 

Bir bak

sırtı tokuç belikli

kulağının menciği delikli

çelik mavisi gözleri

nar çiçeği dudakları

Mekke namusuyla mühürlü

Şu fidan kızlara

Emeğin ürünün aşkına

Sevdanın umudun aşkına

            Bir bak Maria

 

Bir bak

ağrı dağını başında taşıyan

bıyıkları çağmel çağmel

yaşı geçgin ama

gönül onbeşinde diyen

yumruk yürekli

kartalbakışlı

şu sırım gibi

yarım asırlık delikanlılara

inancın kavgan aşkına

            bir bak Maria

 

Bir bak

şu tepende duran

yağmur yüklü buluttan

daha bereketli olan

            toprak yüzlü

            çağla gözlü

            bir içim su

            bir avuç ateş

ve gözleri

bir avuç cam parçası olan

şu çocukları doğuran

bağrı tahammül yüklü analara

dövüşenler düşenler aşkına

bir bak

 

Söyle Maria

nerde beni yöğüren

nerde beni doğuran

            sıla nerde

            yar nerde

ya ben nerdeyim

            nerde Maria

 

Söyle

işçilerin vatanı yoktur diyen

aslan yeleli ustamız aşkına

şafak alınlı

çekiç bakışlı önderler aşkına söyle

                                   söyle Maria

 

Biliyorum benim değil

ayağımın altında devinen bu toprak

ben de

bu toprağın insanı değilim

sıla özlemiyle yanar

yanıp tutuşur göz bebeklerim

isyan bıçağıma biley taşı

şu senin ülkende çektiklerim

 

Fabrikalardayız Maria

giyotinler presler

torna tezgahları

kaynak motorları

volantlar dişliler arasında

olanca gücümüzle

            sarıldık yaşama

olanca gücümüzle kavgalara

 

Mengene ağzında boylanır sevdam

            özlemim dağları yakar

            gurbeti umudum

            türkülerim tüfek çatar

            birgün göbeğinde

                        zulmün Maria                 

(Türkiye Yazıları, sayı: 28, Temmuz 1979, s.41)

 

ACILARIMIN AKRANI

 

Tasalanma

sevdalı yüreğimin sarrafı

endamına kurban olduğum

sevincimin acılarımın akranı

bıldırcın bedenine sarıldığım

                                   tasalanma

 

Batman batman ağırlaşsa da acılarımız

bir yanı yoğusayken

bir yanı hamile dünyada

biz hep sevda mevsiminde yaşamalıyız

ısınarak

yeryüzünün yüreğindeki yangınla

 

Tasalanma

balkiraz dudağından öptüğüm

bizden yana olan

gelin gülücüklü hayat

acıyı

mutluluk adında bir çocuğa

                                   dölleyecektir

biz de fiyakayla güleceğiz

güleceğiz düşmana inat

                        tasalanma

(Sayı: 55, Ekim 1981, s.25)

 

MURTAZA VURAL KİMDİR?

(1946-2019), Ömerli köyü / Kaman / Kırşehir doğumlu. İlkokulu köyünde bitirdi. Ortaokul öğrenimini ikinci sınıfta yarım bırakarak demirci ve kaynakçı çıraklığı yaptı. Fabrikalarda usta, Hollanda’da işçi olarak çalıştı, Filistin’de bulundu. Türkiye’ye dönünce Ankara’da kurduğu soğuk demirci atölyesini işletti. Şiirleri Türkiye Yazıları ve Ekin Sanat (yazı kurulu üyesi) gibi dergilerde yayımlandı. Hollanda dilinden şiir çevirileri yaptı. Emeğin ve alınterinin kutsallığını izlek edinen şiirler yazdı. Gülten Akın’ın sözleriyle: “Murtaza Vural’ın şiirleri yaşamıyla özdeş. Devrimci bir işçinin şiirleri. İşten atılan, lokavt yiyen, odunsuz, kömürsüz, üç yaşındaki çocuğuna kimlik kartı çıkartamamış, ekmek, fistan, patik alamamış. Ama umarsız, umutsuz değil. Yalnız hiç değil. Yaşamı ben döllerim diyor. Sen istediğin kadar sömürmüş, semirmiş ol, gelecek bizim diyor.” Terimle Suladım Hollanda Lâlelerini (1979) adlı bir şiir kitabı var.

Gerçekedebiyat. com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)