Pantolon ceket gömlek Batı icadı değil Türk giyimidir
Bugün çağcıl Batılı giysi denilenlerin hiç biri Batı icadı değildir. Ceket, gömlek, pantolon, binlerce yıl önce Asya’daki Türklerin giyimidir. Batı, ceket gömlek, pantolon ve fötr şapkayı, İskit dedikleri Saka Türkleri’nden görüp almıştır. İskit dedikleri Saka Türklerinin ceket, pantolon ve şapka giydiği, Yunanların ise kumaşa sarındıkları 2500 yıl önceye tarihlenen alçak kabartmalarda, anıtlarda, resimlerde, mozaiklerde, paralarda, açıkça görülmektedir. Resimli Yunan vazolarında ve eski Yunan’dan kalma anıtlarda, ceket, pantolon, fötr şapka yoktur. Eski Roma’yı yansıtan sanat yapıtlarında ceket, pantolon, fötr şapka yoktur. Bizans mozaiklerinde ceket, pantolon, fötr şapka yoktur. Buna karşılık, İ.Ö. 500’lere tarihlenen Issık Göl dolayında bulunmuş şimdi Rusya’da Hermitage Müzesi’nde korunmakta olan Altın Elbiseli Adam, ceketlidir, pantolonludur. Bu tüm dünyaca bilinen bir örnektir. Pazırık’ta bulunan yine İ.Ö. 500’lere tarihlenen halıda resmedilmiş atlının giyimi de ceket pantolondur. Bu örnekler, Batı buluşu sanılan ceket, pantolon, fötr şapka gibi, giysilerin, kökeninin Asya Saka İskit Türk giyimi olduğunun yadsınamaz kanıtıdır. Fötr şapkanın kökeni de yine Saka/İskit denilen Türklerdir. Fötr şapka denilen, kökende Kırgız Başlığı’dır. Görüntüler bunu kanıtlamaktadır. 1000 yıl önceki Batı sanat yapıtlarının hiç birinde fötr şapka görülmeyişi, daha sonra tek tük görülen ilk fötr şapkaların da tam Kırgız Başlığı biçiminde oluşu, savımızın kanıtıdır. Örnek, Fransa Kralı XI. Louise’in başlığının Kırgız modeli olduğu apaçık ortadadır. Atatürk fes yerine fötr şapka yerleştirirken, bu şapkanın Türk kökenlerini vurgulamış ve 1923 Ocak Şubat Eskişehir-İzmit konuşmalarında “Buhara’da, İran’da, Afgan’da şapka giyerler ve şapka ile namazlarını kılarlar” tümcesini kullanmıştır. Atatürk Buhara Türk başlığını örnek göstermiş Türk tarihine gelenek ve göreneklerine dayandığını vurgulamıştır. Kadın giyimiyle ilgili konuşmalarında da yine, geleneksel Türkmen kadını giyimini örnek vermiştir. Cengiz Özakıncı
Gerçek Edebiyat
YORUMLAR