Son Dakika



Yeşili görmeyen gözler renk zevkinden mahrumdur. Burasını öyle ağaçlandırınız ki kör bir insan dahi yeşiller arasında olduğunu fark etsin.” (Mustafa Kemal Atatürk)

Beş altı yıldır kimlere önerdiysem, olumlu ya da olumsuz herhangi bir tepki alamadım ne yazık ki. Önermediğim ne belediyeler, ne Atatürkçü geçinen gönüllü kuruluşlar ile gazeteler ve “işbitirici” kişiler kaldı… Öyle ki, her nasılsa kullanım hakkını edindikleri kamu arazisini bu önerime dayanarak üç beş fidan dikerek mülkiyete dönüştürmek isteyenler bile çıktı… Yine de iş işten geçmiş değil bence; hâlâ kıyıda köşede kalmış yurtsever yurttaşlarımın kaldığını umuyorum ve diliyorum.

Diyorum ki…

Olağandışı bir gelişme olmadığında 2023 yılında 100. yaşına basacak olan Cumhuriyetimizin kazanımlarına, erdemlerine sahip çıkılması, yaşatılması yönünden yurttaşlarımızın isteğini ve kararlılığını sergileme amacıyla çeşitli demokratik çabalara girilmesi gerekiyor.

İçinde bulunduğumuz toplumsal ve siyasal koşullar ise bu gereği pekiştiriyor. Şimdiki siyasal iktidar ayakta kalabilirse eğer Cumhuriyetimizin 100. yılı etkinlikleri kapsamında devlet olanaklarını da kullanarak çağdışı yönelimlerini pekiştirme ve kalıcılaştırma çabasına girmesi olasıdır. Bu nedenle, gerçek –“en hakiki”?- Cumhuriyetçilerin önümüzdeki çok kısa süreyi olabildiğince verimli olarak değerlendirme arayış ve çabalarına çoktan girmesi gerekiyordu. Ama böyle bir çabaya girildiğini ne duydum ne de gördüm.

Geç de olsa girilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Önerim şöyle…

Cumhuriyetimizin 100. yaşına girmesi dolayısıyla:

- Cumhuriyetimizi gönüllerimizde ve bilincimizde yaşatma istencimizin somutlaştırılması, yanı sıra, kalıcılaştırılmasına;

- Başta Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere, Cumhuriyetimizin kurulmasına ve yaşatılmasına katkıda bulunanların, bu doğrultuda çeşitli özverilere katlananların anısının sonsuza değin yaşatılmasına;

- Yurttaşlarımıza kendilerince anlamlandırabilecekleri, yönetebilecekleri, etkinlikte bulunabilecekleri ağaçlıklı bir ortam oluşturmalarına katılma ve katkıda bulunabilme fırsatının sunulmasına;

- Yurttaşlarımızın olumlu ortak değerler üretme ve koruma bilincinin yükseltilmesine ve yaygınlaştırılmasına;

- Farklı toplumsal kesimler, kurum ve kuruluşlar arasında gönüllü iş ve güç birliği yapabilme duyarlılığı ve becerilerinin geliştirilmesine,

dikkat çekebilecek görkemli bir arboretum – canlı ağaç ve ağaççık müzesi- da oluşturulabilir: Cumhuriyetimiz Yüz Yaşında Arboretumu !

Ankara’nın Cumhuriyet tarihimizde ne denli önemli ve anlamlı bir yere sahip olduğunu biliniyor. Ek olarak, Ankara çevresinde, Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana, başta Atatürk Orman Çiftliği, Atatürk Ormanı -ODTÜ Ormanı”(?)- olmak üzere çok başarılı ağaçlandırmalar yapılmıştır.

Bu gerçekliklerden hareketle Ankara çevresinde uygun bir arazide Cumhuriyetin 100. yaşına armağan edilecek bir orman ya da arboretum oluşturulabilir.

“Doğa sanatı” yaklaşımıyla düzenlenecek “Cumhuriyetimiz Yüz Yaşında Arboretumu”nda, ekolojik koşullar elverdiğince, ülkemizin özellikle de İç Anadolu’nun doğal olarak yetişebilen tüm orman ağacı, yanı sıra, ağaçsı türleri yaşatılabilir.

Böylece ülkemiz, özel olarak da başkentimizde emekle oluşturulmuş tarihsel olarak da en anlamlı belki de Avrupa’daki en büyük arboretuma sahip olunabilir.

Hele bir de yurttaşların gönüllü katılımları ve katkılarıyla gerçekleştirilirse…

Ülkemizde ağaçlandırma alanında önemli bir bilgi ve deneyim birikimi vardır. Ek olarak, yurttaşlarımızın ağaçlandırman çalışmalarına katılma, yanı sıra, katkıda bulunma duyarlılık ve istek düzeyi son derece yüksektir. Bu gerçekler göz önünde bulundurulduğunda, gerekli çalışmalar şöyle olmalı:

- Ağırlıkla “devlet yöneticilerinin katılacağı, yurttaşlarımızın katılımının ise göstermelik düzeyde kalacağı “resmi”;

- Rastgele yerlere, rastgele ağaç ve ağaççık türü fidanlarının dikileceği sıradan bir ağaçlandırma etkinliği olarak tasarlanıp projelendirilmemesi, giderek uygulanması düşünülebilir.

Kısacası, önerdiğim çalışmayı, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğü de geçen yıl gerçekleştirdiği gülünç, bir o denli de maliyetli 11 Kasım’da, Saat 11’de Saat 11’de 11 Milyon Fidan!dikme etkinliğine dönüştürecek yaklaşımlardan kaçınılmasını gerekli görüyorum.

Önerdiğim çalışma,

- Cumhuriyetçi kitle iletişim araçlarının kamuoyu oluşturma çabalarıyla;

-  Ankara Büyükşehir Belediyesi ya da Çankaya Belediyesi’nin yönetsel önderliği ve,

- Türkiye Ormancılar Derneği ya da Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği, Biyologlar Derneği, TMMOB Peyzaj Mimarları Odası ile Mimarlar Odası vb uzman gönüllü kuruluşların teknik destekleriyle yürütülecek kurulum süreci, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının teknik ve alt yapı katkısı (!), her kesimden yurttaşımızın gönüllü katılımları örgütlenebilir.

Ankara ile yakın çevresinin ekolojik, toplumsal ve kültürel koşulların yanı sıra,

- 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 57-67. Maddelerinin

- Ağaçlandırma Yönetmeliği’nin

- 4785 sayılı Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Kanunu ile

- 358 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği’nin sağladığı olanaklardan bu amaçla da yararlanılabilir.

Açıktır ki, Cumhuriyetimiz Yüz Yaşında Arboretumu”nda’nun kurulum sürecinde gerekli çalışmaların;

i) uygun bir yönetsel yapılanmayla,

ii) orta dönemli, tutarlı ve bütüncül program ve projelerle,

iii) özellikle de katılımcı kişi ve kuruluşların ilkeli birliktelikleriyle

tasarlanması, planlanması ve yürütülmesini gerektiğini düşünüyorum. Bu zor ama gerçekleştirilebilir bir süreç bence.

Sözgelimi, “doğa sanatı” destekli bir ağaçlandırma yapılabilir…

Kimi ülkelerde uzun bir geçmişe sahip “doğa sanatı” örneği bir çalışmanın ülkemizde de deneyimlendiğini en azından ben bilmiyorum. Deneyimlenmemişse eğer “Cumhuriyetimiz Yüz Yaşında Arboretumu” çalışmasıyla ülkemizde bu anlamda da bir ilk yaşanabileceğini düşünüyorum.

Bu kapsamda, tasarım sanatçılarımızın Cumhuriyetimizin 100. Yılı için tasarlayabilecekleri bir desen, uygun ağaç ve ağaççık türleriyle gerçekleştirilebilir. Böyle bir çalışma için herhangi bir ekolojik, yanı, sıra, teknik kısıt yoktur.

Kısıtta çok olanak var !

Ülkemizde, Orman Genel Müdürlüğü ile öteki ilgili kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler, askeri birlikler, gönüllü özel kişi ve kuruluşlar, demokratik kitle örgütleri de, olanakları elverdiğince ağaçlandırma yapıyor ya da yapılan çalışmalara çeşitli düzey ve biçimlerde katkıda bulunuyor.

Bu kurum ve kuruluşlarda yeterli bilgi ve deneyim birikimine ulaşılmıştır. Ancak, ülkemizde bireyler, kurumlar ile kuruluşlar arasında iş ve güç birliği becerileri henüz yeterince oluşmamış ve kurumsallaşmamıştır. Daha açık bir söyleyişle; ülkemizde, farklı toplumsal kesimlerin, kurum ve kuruluşların zor dayatmasa kendiliklerinden aynı amaç doğrultusunda iş ve güç birliği yapmaları, yeterince gelişkin ve yaygın bir gelenek değildir.

Ayrıca ülkemizde, özellikle günümüzde, kamu kurum ve kuruluşlarının böylesi iş ve güç birlikleri yapabilmesini sağlayabilecek kurumsal ve hukuksal düzenlemelerin yeterli olduğu da söylenemez kuşkusuz. Bu yoksunluklara karşın “Cumhuriyetimiz Yüz Yaşında Arboretumu”nun kurulumu amacıyla özgün bir yönetsel yapının oluşturulması gerekiyor.

Bu gereğin yerine getirilmesi sürecinde, aşağıda örneklendirdiğim kurum ve kuruluşlara demokratik katılım ve işbirliği çağrısı yapılmasını hem stratejik hem de taktik olarak yararlı görüyorum:

-  Valilik;

-  Bakanlıklar

-  Üniversiteler, özellikle ilgili fakülte ve/veya bölümler

-  Siyasal partiler

-  Belediyeler

-  Askeri Birlikler

-  Ankara Orman Bölge Müdürlüğü ve orman işletmeleri

-  İç Anadolu Ormancılık Araştırma Müdürlüğü

-  Bakanlıkların İl Müdürlükleri (Özellikle Çevre ve Şehircilik, Emniyet, Milli Eğitim, Tarım, Gençlik ve Spor, Halk Eğitim Merkezi)

-  DSİ Bölge Müdürlüğü

-  Karayolları Bölge Müdürlüğü

-  TOBB ile bağlı Ticaret ile Sanayi Odaları

-  Türkiye Ziraat Odaları Birliği ile bağlı Ziraat Odaları

-  Esnaf ve Sanatkâr Odaları ve İl Birliği

-  Her düzeyde öğretim kurumu (Liseler, ilköğretim okulları vb)

-  Diyanet Başkanlığı ve İl Müftülüğü

-  TMMOB’ye bağlı odalar (İl Koordinasyon Kurulu)

-  Mahalle ve köy muhtarlıkları

-  Spor kulüpleri

-  “Çevreci/doğa korumacı” gönüllü kuruluşlar

-  Büyük ölçekli kamu ve özel sanayi ve ticaret kuruluşları (şirketler, banka şubeleri,

-  Çevre/komşu illerden “temsilciler”

-  vb

“Bunlarla mı?” dediğinizi duyumsar gibiyim. Evet, ben olsam süreci “isteyenin bir yüze kara…” diyerek böyle başlatırdım. Ben de biliyorum ki çok büyük bir olasılıkla siyasal iktidar, dolayısıyla da ilgili bakanlıklar ile öteki kamu kuruluşlar, dahası üniversiteler “Cumhuriyetimiz Yüz Yaşında Arboretumu” vb bir çalışmanın kendisi dışında, dahası kendisine karşın yapılmasına, en azından gerekli desteği sağlamayabilecektir.

Sağlamasın; Cumhuriyetçi yurttaşlarımız ile kuruluşlarımızın böylesine anlamlı bir çabaya girmekten kaçınmayacaklarını umuyorum. Belirttiğim gibi; başta arazi olmak üzere gerekli alt yapı olanaklarının sağlanması için gerekli hukuksal düzenlemeler vardır.

Yalnızca eğitim değil “demokratik yönetim, katılım ile işbirliği” koşul !

Daha önce de vurgulandığı gibi “Cumhuriyetimiz Yüz Yaşında Arboretumu”nun kurulum sürecinde her türlü çalışmanın olabildiğince demokratik katılımlı bir düzen içinde yürütülmesi katılımcı her kuruluş ve kişi tarafından gözetilmesi gereken bir ilke olmalıdır. Bu hedefe ulaşılabilmesi için çalışmalara katılacak kişi, kurum ve kuruluşlar arasında kolay anlaşılabilir ve yerine getirilebilir ilkelerle iş ve güç birliğinin yapılması, dolayısıyla bu ilkelere başlangıç aşamasında açıklık getirilmesi yararlı olacaktır. Bu ilkelerin temel nitelikte olanları örneğim bence şunlar olabilir:

-  Açıklık

-  Eşitlik

-  İşlevsellik

-  Projelendirme ve programlama

-  Ekonomiklik ve verimlilik

-  Çok amaçlılık ve çeşitlilik

-  Yerellik (Yararlanılacak bitki türlerinin seçilmesi, egemen dil ve sö, yaygın gelenek ve göreneklerden yararlanılması;

-  Devamlılık (sürdürülebilirlilik)

***

Kısacası Cumhuriyetimizin 100. yaşına girişi sıradan, alışıldık, özellikle de yurttaşlara yabancılaşmış etkinliklerle, kızmayın lütfen, daha çok ünlü şarkıcıların çekiciliğiyle oluşturulacak kuru kalabalıklarla “kutlanmamalıdır”. İçinde bulunduğumuz toplumsal, kültürel, siyasal koşullar bu gereği pekiştirmektedir. Cumhuriyetimiz Yüz Yaşında Arboretumu” kurulumu bu gereğin yerine getirilmesine son derece anlamlı, yanı sıra, kalıcı katkılarda bulunabilecektir.

Gelin, Cumhuriyetimize 100. yaşı için anlamlı ve kalıcı bir armağan verelim.

Bir kez de size öneriyim istedim.

***

İstanbul’daki Atatürk Arboretum’dan görüntüler

atatürk arboretumu

(Fotoğraflar: https://ataturkarboretumu.ogm.gov.tr/tr/galeri/40#gallery-4

Yücel Çağlar
Gerçekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)