Son Dakika



Duyumsuyor musunuz: 2021 yılında Akdeniz Bölgesindeki çok büyük ekolojik, ekonomik, toplumsal yıkımlara yol açan orman yangınlarından her nasıl kurtulabilmiş birkaç ağaç bana, size, en çok da sorumsuz “sorumlu” yöneticilere bakın, nasıl sesleniyor:

Bizim böyle bir başımıza kalmamıza yol açtınız ya…

Bizi yanmalara ve yakmalara karşı gerektiğince koruyamadınız ya…

Dostlarımızın göz göre göre yanıp kül olmasını önleyemediniz ya…

Sahip olduğunuz ya da kiraladığınız uçaklarınız, helikopterleriniz vb araçlarınızı gerektiğince kullanmadınız ya da kullanamadınız ya…

Binlerce çalışanınızın bilgi ve deneyim birikiminden gerektiğince yararlanamadınız ya…

“Dostlar alışverişte görsün” amaçlı “incir çekirdeğini doldurmayan” onlarca çalıştay vb toplantılar yapıyorsunuz ya…

“Küresel iklim değişikliğini”, deyim yerindeyse “günah keçisi” bellediğiniz ya…

Sahip olduğunuz onca parasal olanağa karşın “çakma” yangın projeleriyle ülkemizi Dünya Bankası vb kuruluşlara milyonlarca dolar borçlanıyorsunuz ya…

Onca beceriksizliğinize karşın hasbelkader (!) işgal ettiğiniz o orunlarda hâlâ oturabiliyorsunuz ya…

Şimdi yeni yangınlı günler yaşıyoruz ve sizler kalkıp da*

“… orman yangınları ile olan mücadelede erken müdahalenin…” öneminden söz ediyorsunuz;

“… yangına ilk müdahale süresinin 11 dakikaya kadar indirildiğini…” belirtiyorsunuz;

“… orman yangınları ile mücadelede her yıl daha da iyiye gittiğimizi…” öne sürüyorsunuz; 

“… yalnızca 5 ülkede bulunan ‘yangın koordinasyon uçağının’ pek çok teknolojik donanım ve yapay zeka unsuru barındırdığını bu sayede gelişmiş görüntüleme ve haberleşme imkanın sağladığıyla.…” övünebiliyorsunuz ya…

Ne söyleyebiliriz ki! “Yatacak yeriniz yok” sizin! Sevgi ve saygıyla andığımız ozanımız Hasan Hüseyin Korkmazgil’in dizeleriyle söylersek;

“…

kör olasınız demiyorum(z)
kör olma(yın) da
gör(ün) beni (bizi)

…”

Ama sizler sanki inatla bizleri göremiyor ve duyamıyorsunuz, çok daha kötüsü, duymazdan ve görmezden geliyorsunuz; yaşadıklarımızı anlamıyor, çektiklerimizi içeriği bomboş sayılara indirgiyorsunuz. Yere batsın sizin uçaklarınız, helikopterleriniz vb olanaklarınız; bunları gerektiğince yönetebilmel becerileriniz yoksa bizler daha çok yanarız, çooook… Görüyorsunuz işte; yine yanıyor, yakılıyoruz; buna yürek mi dayanır? Bizlerin dayanmıyor ve bu sizlerin umurunda bile değil ne yazık ki !

Artık “ruhlarınızı şeytana sattığınıza” inanmaya başladık, bilesiniz.>>

Daha neleri nasıl söylesinler…

Orman yangınları, temelde yönetim sorunudur !

Bakın, 2021 yılında son on-onbeş yılı ortalaması denli orman yangını çıktı. Yangın sayısı artmadı yani.

Ayrıca yangınların yaşandığı günlerde iklim koşullarında olağandışılık da yoktu. Ancak o yangınlarda son yetmiş yılda görülmedik boyutlarda yıkım yaşandı.

Peki neden?

Orman Genel Müdürlüğü’nün merkez ve yöresel yöneticilerinin bu konuda “iklim değişikliği” dışında herhangi bir açıklamasına tanık oldunuz mu; beceriksizlik ya da savsaklamalarından dolayı herhangi bir soruşturma geçirdiklerini duydunuz mu?

Başta Orman Genel Müdürü olmak üzere o yöneticilerin çoğu şimdilerde de konumlarını koruyor. Hani Cumhuriyet Başsavcılıkları “sorumlularla” ilgili soruşturma açacaktı; açtılar mı? Açtılarsa eğer sonuçları ne oldu?

Ben yanıtlayayım: Deprem, taşkın vb doğa temelli yıkımlarda, tren kazalarında, başta madencilik olmak üzere yaşanan onca iş cinayetlerinde neler olduysa onlar oldu; böylesi tüm acılar “kadere”, “fıtrata” bağlanıp gündemden çıkarılmadı mı?

Şimdilerde orman yangınları da “iklim değişikliği”, artan sıcaklıklar vb. gerekçelerle açıklanmıyor mu?

Öte yandan, orman ekosistemi olan her yerde yangın çıkabiliyor ya da çıkarılabiliyor.

Sorun bu değildir. Sorun yangınların sayısı, yeri ile yol açabileceği ekolojik, ekonomik, toplumsal ve kültürel yıkımların nasıl en aza indirilebileceğidir.

Çok açık, bu da her şeyden önce bir yönetim sorunudur. Ülkemizde yaşanmakta olan da temelde bu sorundur.

Örneğin, 2019, özellikle de 2021 yılında Ege ve Akdeniz Bölgelerinde çıkan ve görülmedik boyutlarda yıkımlara yol açan orman yangınları da göstermiştir ki, ilgili ve sorumlu kuruluş tam anlamıyla çökmüştür.

Tüm yaşananlara karşın yapılması gerekenleri araç-gereç donanımını artırmaya indirgemiş olması da bu gerçeğin kanıtıdır.

Düşünebiliyor musunuz 2021 yangınlarından sonra o bölgelerde yöre halkının bilgilendirilmesi, daha önemlisi, örgütlenmesine yönelik dişe dokunur hiçbir çabaya bile girilmemiştir.

Yazık, çok yazık !


Yücel Çağlar
Yük. Orman mühendisi
Gerçekedebiyat.com

 

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)