Gazze Almanya'yı karıştırdı! Bild'den inanılmaz 'manifesto'!
Alman Bild gazetesi inanılmaz bir propagandaya başladı. Gazze katliamı başladıktan sonra bunu 'anti-semitizm'den korunmak bahanesiyle, ondan daha ırkçı biçimde Müslümanlara karşı baskıya dönüştüren düşünceleri, 'manifesto' olarak yayınladılar. Manifestodan sonra destek açıklamalarıysa Almanya'daki y...
Dünyamız kargaşa içinde ve biz de bunun tam ortasındayız. Hamas'ın İsrail'e düzenlediği terör saldırısından bu yana ülkemizde değerlerimize, demokrasiye ve Almanya'ya yönelik nefretin yeni bir boyutunu yaşıyoruz. Geçmiş günler, toplumumuzda uzun süredir mayalanmakta ve kaynamakta olan bazı şeyleri ortaya çıkarmaktadır: Ülkemizde yaşam tarzımızla savaşan pek çok insan var. Masum sivillerin öldürülmesini kutlayan insanlar. Çocuklarına onlar "kâfir" diye insanlardan nefret etmeyi öğretenler. Kadınların etek veya pantolon giymesini yasaklamak isteyenler. Anayasa'yı yok sayıp onun yerine radikal vaizlere kulak verenler. Hoşgörüyü istismar edip farklı bir toplum isteyenler. Bunu kabul edemeyiz! Bu böyle devam edemez! Almanya şimdi HAYIR demeli! Yahudi nefretine, insan düşmanlığına ve bize "hayır" diyenlere. Çünkü bu kadar harika ve kucaklayıcı olan ülkemizde HER insanın onuru dokunulmazdır – saçları ne renk olursa olsun, hangi dili konuşursa konuşsun, neye inanırsa inansın. Savunulması gereken şey budur! Eğer şimdi tökezlersek, düşeriz. İşte bu nedenle BILD bir manifesto hazırladı. Bir nevi ev kuralları, özgür toplumumuzu bir arada tutan bir rehber. Bu metin Almanya'da yaşayan tüm insanlara yöneliktir. Çünkü verdiğimiz „"Bir daha asla" sözünü tutmanın vakti geldi! İşte bizim Almanya'mız! Ülkemiz sadece 2015 yılından bu yana, çoğu Arap dünyasından olmak üzere, üç milyondan fazla mülteciyi kabul etti. "Hoş Geldiniz" pankartları açtık. Şansölye Merkel'in sloganı "Başarabiliriz!“ oldu. Ancak bu sayfalardaki fotoğraflar, bu ülkede bizimle birlikte yaşamak isteyen herkesten ne beklediğimizi net bir şekilde ortaya koymayı başaramadığımızı gösteriyor. Sırf misafirlerimiz var diye yaşam tarzımızı değiştirmek istemediğimizi.... "Başarabiliriz!"den bile daha önemli üç kelime olduğunu unutmuş durumdayız. Bu üç kelime: "Bir daha asla“! Ve "Bir daha asla“ tam da şimdi! Bu kelimeler şunu ifade ediyor: Almanya'da bir daha asla Yahudi düşmanlığı, bir daha asla zorbalık ve ırkçılık kabul edilemez. Bütün bunlar bu ülkede yaşayan herkes için geçerlidir. 50 maddelik bir manifesto:BİLD'de YAYINLANAN MANİFESTO
2. Bizim için kâfir yoktur! Herkes istediği şeye inanabilir – Noel Baba'ya bile.
3. Anayasamızı ve hukuk düzenimizi bağlayıcı olmayan tavsiyeler olarak algılayan herkes, Almanya'yı mümkün olan en kısa sürede terk etmelidir.
4. Burada sürekli yaşamak isteyenler Almanca öğrenmelidir. Ancak aynı dili konuşursak birbirimizi anlayabiliriz.
5. Almanya'da herkes inançları için barışçıl bir şekilde protesto edebilir. İfade özgürlüğü, insanları tehdit etmeyi ya da dövmeyi, taş atmayı, arabaları ateşe vermeyi, katilleri kutlamayı içermez.
6. Yüzümüzü gizlemiyoruz veya örtünmüyoruz, birbirimizin yüzüne bakıyoruz (tabii ki karnaval veya Corona zamanı değilse).
7. Saygı ve insan sevgisi özgür toplumumuzu ayakta tutar.
8. Tarihimizin en karanlık dönemi göz önünde bulundurulduğunda, İsrail'in güvenliği Alman devletinin meselesi olduğu kesinleşir. Yani: Yahudi halkının güvenliğini savunmak tartışmaya açık değildir. İsrail'in politikasını eleştirmek elbette mümkündür.
9. Biz lütfen ve teşekkür ederim diyoruz.
10. Selamlaşırken veya vedalaşırken el sıkışmayı severiz.
11. Polisi "dost ve yardımcı" olarak görüyoruz, baskı unsuru veya düşman, rakip olarak değil.
12. Birçok Alman domuz eti yer. Bu arada, Almanya'da yaklaşık 10 milyon vejetaryen ya da vegan var. Özgürlük mideden de geçer.
13. Devletin şiddet tekeli geçerlidir. Devlet organları dışında kimse insanlara veya eşyalara şiddet uygulama hakkına sahip değildir.
14. Bir arada yaşamamızın kurallarını özgürce seçilmiş parlamentomuzun belirlediğini ve bunun bağımsız mahkemeler tarafından kontrol edilebileceğini kabul ediyoruz.
15. Erkekler erkekleri, kadınlar da kadınları sevebilir. Bununla sorunu olan herkes sorunun kendisidir. Sevin ve sevdirin!
16. Bir kişi kendini ne kadın ne de erkek olarak hissediyorsa, bu soruşturulmaz veya cezalandırılmaz. Ülkemizde vatandaşların kalıpların dışında düşünmelerine ve queer olarak yaşamalarına izin verilmektedir.
17. Sosyal kurumları işveren olarak değil, maddi ihtiyacı olan, çalışamayacak durumda olan insanlara yardım eden bir kurum olarak görüyoruz. Çalışmak istemeyen insanlara değil.
18. Kişinin kimliğine bakılmaksızın hükmettiği için yargıya saygı duyuyoruz.
19. Kadınlar yüzme havuzunda bikini veya mayo giyerler. Baltık Denizi'nde çıplak yüzmeyi seviyorsanız – bu da sorun değildir!
20. Kadınlar ve erkekler her bakımdan eşittir.
21. Eşit işe eşit ücret (bu konuda daha fazla yol almamız gerekiyor)!
22. Çekişmeli ve tutkulu bir şekilde tartışıyoruz, ancak farklı düşünenlere hakaret etmiyoruz.
23. Hoşgörülü insanlara karşı hoşgörülüyüz.
24. Ve hoşgörüsüzlükte hiçbir hoşgörümüz yok!
25. Havai fişekleri sadece yılbaşında kullanıyoruz, yani izin verildiğinde.
26. Hoşlanmadığımız devletlerin bayraklarını yakmıyoruz. Bu bir suçtur!
27. Her dine saygı duyuyoruz, ancak dini devletten kesin olarak ayırıyoruz.
28. Aldatan kadınlar dışlanmaz, kesinlikle dövülmez, yada taşlanmaz! Boşanma durumunda çocukların velayet hakkı ortaktır. Evliliğin başarısız olmasına kimin neden olduğu bile önemli değildir.
29. Evlenmek için bakire olmak gerekmez!
30. Biz siyasi zulüm veya savaş nedeniyle sığınmak isteyen herkese koruma sağlıyoruz. Sığınma hakkı olmayanlar bile genellikle kalabiliyor. Bu durum aslında minnet gerektirse bile biz minnet beklemiyoruz. Ancak yasalarımıza koşulsuz uyulmasını, değerlerimize ve yaşam tarzımıza saygı gösterilmesini talep ediyoruz.
31. Çocukları evlendirmiyoruz. Ve erkekler de bir kadından fazlasıyla evlenemez.
32. Kadınlar – erkekler gibi – nasıl giyineceklerine, kiminle arkadaş olacaklarına, kimi seveceklerine, diskoya mı yoksa kiliseye mi gitmeyi tercih edeceklerine, kime oy vereceklerine ve hangi mesleği seçeceklerine kendileri karar verir.
33. Almanya bir mangal ülkesidir. Parkta piknik yaptıktan sonra çöplerimizi de yanımızda götürüyoruz.
34. Bizde bıçaklar mutfağa aittir, cebe değil.
35. Biz vergilerimizi ödüyoruz çünkü onların devletin temeli olduğunu biliyoruz.
36. Eğer bir kadın bir erkeğe hayır diyorsa, bu amasız ve fakatsız geçerlidir. Bunun dışındaki her şey cinsel taciz ya da tecavüz suçudur.
37. Sosyal yardım veya "Bürgergeld" başlangıçta maaştan daha yüksek olsa bile, çalışabilecek ve çalışma hakkı olan herkesten iş aramasını ve kendi geçim masraflarını karşılamasını bekliyoruz.
38. Almanya'da zorunlu eğitim vardır. Eğitimin ve öğrenmenin önemine inanıyoruz.
39. Yaşlılar ve engelliler için otobüs ve trenlerde yer açıyoruz.
40. Şerefe, Almanya! Bu ülkede bira ve şarap kültürün bir parçasıdır. Buna saygı gösterilmeli. İçmek istemeyen içmez.
41. Eteğin ne kadar uzun veya kısa olacağına yalnızca onu giyen kadın karar verir.
42. Siyasetçilerin, şov yıldızlarının, tanrıların ya da peygamberlerin karikatürize edilmesine tahammül edemeyenler Almanya'da doğru yerde değildir.
43. Medya siyasetçileri sorgular, ancak biz temelde seçilenlerin doğru ve halkın iyiliği için karar verdiklerine güveniyoruz.
44. Namus, daha güçlünün haklı olduğu anlamına gelmez.
45. Saygı ve takdir, süpermarkette ya da ofiste olduğu kadar sosyal medyada da da söz konusudur.
46. Çevreyi ve doğal kaynakları korumaya çalışıyoruz. Çevresel sürdürülebilirlik geleceğimizdir.
47. Almanya'nın kalbi çocuklar için de atıyor. Onlara vurulmaz, onlar desteklenir.
48. Cat Calling, yani kadınlara ıslık çalmak ya da bağırarak seslenmek tacizdir.
49. Bizde erkekler ve kızlar birlikte okul gezisine, spor ve yüzme derslerine katılıyor.
50. Biz yaşamı seviyoruz, ölümü değil.
Gerçekedebiyat.com
YORUMLAR