İki üniversite tarafından geliştirilen ve TÜBİTAK tarafından desteklenen "1071- UV-B Radyasyonunun Farklı Bal Arısı (Apis mellifera L.) Alt Türlerinin Davranışı ve Fizyolojisi Üzerindeki Etkileri" adlı proje, Türkiye’den DÜ Arıcılık Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezi (DAGEM) Müdürü Prof. Dr. Meral Kekeçoğlu ile Slovenya’dan Prof. Dr. Ales Gregorc ve ekipleri tarafından yürütülüyor.

Proje kapsamında, laboratuvar ortamında ozon tabakasının zarar görmesiyle ultraviyole ışınlarının yeryüzüne ulaşmasının simülasyonu yapılmakta.

Yapay zeka destekli görüntüleme sistemiyle arı ırklarının bu ışınlara maruz kaldıklarında nasıl davrandıkları, genetik yapıları ve antioksidan özellikleri üzerinde ne gibi etkilerin ortaya çıktığı inceleniyor.

Türkiye’deki beş arı ırkı ile Slovenya arı ırkının küresel ısınma karşısında sergileyeceği farklılıkların belirlenmesi ve hangi ırkın daha dayanıklı olduğunun anlaşılması hedefleniyor.

Prof. Dr. Kekeçoğlu, gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye ve dünya genelinde arıcılığın karşılaştığı problemlerin çözümüne yönelik projeler geliştirdiklerini belirtti.

Arıcıların yaz aylarında meydana gelebilecek aşırı sıcaklarla ilgili endişelerine dikkat çeken Kekeçoğlu, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın sorunları haline geldiğine vurgu yaptı.

Projeyle ilgili olarak, küresel ısınmanın arılar üzerindeki etkilerini ortaya koymayı ve mümkünse önlem almayı amaçladıklarını açıklayan Kekeçoğlu, uluslararası işbirliği çerçevesinde çözümler üretmeye çalıştıklarını belirtti.

Türkiye ve Slovenya arasında gerçekleştirilen bu işbirliği projesiyle laboratuvar ortamında oluşturulan modellemeyle, UVB ışınlarının arıların davranışları üzerindeki etkilerinin incelendiğini paylaştı. Projenin ilk aşamalarında Türkiye’deki arı ırklarının UVB ışığına tepkileri gözlemlendi.

Yapay zeka temelli bir görüntüleme sistemi kullanılarak, bu ışıklara karşı arıların kaçma veya ışık kaynağına yönelme gibi davranışları izlenmekte.

Aynı zamanda, bu davranışların stres parametreleri ve direnç genlerini nasıl etkilediği de araştırılıyor. İki farklı dalga boyunda, 400 ve 800 nanometre, ultraviyole ışınlarının etkileri incelendiğinde, arılar başlangıçta kaçma eğilimi gösterirken sonrasında adaptasyon geliştirdikleri sonucuna ulaşıldı.

Kekeçoğlu, arılarda adaptasyon geliştiğinde oksidatif stres oluşabileceğine dikkat çekerek, bu durumun arılar için olumsuz etkiler yaratabileceğini ifade etti.

Dayanıklılık gösteren arı ırklarının korunmasının önemi üzerinde duran Kekeçoğlu, yerli türlerin ve ekotiplerin muhafaza edilmesi gerektiğini vurguladı. Projenin ilk aşamasının tamamlandığını ve Anadolu bal arısının ultraviyole ışınlarına karşı kısa vadede adaptasyon sağlayabildiğini gözlemlediklerini paylaşan Kekeçoğlu, bu durumun Türkiye’nin yerli ırkına özgü bir özellik olabileceğini belirtti.

İlerleyen süreçlerde farklı arı ırklarının yanı sıra arı hastalık ve zararlıları üzerindeki etkilerin de değerlendirileceğini dile getirdi. Türkiye’de arı ırklarına etkileri araştırılırken, arı hastalıkları üzerindeki çalışmalar Slovenya’da yapılacak.

Gercekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)