Son Dakika



İnsanın altın çağından günümüze kadar gelen Nisa Leyla çağımızın hakikatini, hazzını, ruhunu, dünyanın ve insanlığın mutfağını sorguluyor. Korona, savaşlar, soykırım, mültecilerle dolu bu dünyada insanca yaşamak için ne yapabiliriz? Bunu yaparken; dünyayı insanın mutfağı olarak görüyor ve ateşten, kokulardan, ruhlardan bahsediyor.

Bildik kuralların dışında, farklı bir dil ve biçim kullanarak geçmiş, şimdi ve geleceğin içinden konuşuyor. Dünyayı yeniden yorumlamak isteyen Nisa Leyla, geleceğe umutla bakıyor. Bunu yaparken, mitolojiden, felsefeden, mistisizmden, tarihten yararlanıyor; hepsinin yer aldığı hem toplumcu gerçekçi, hem de varoluşsal dili birlikte kullanıyor.

Mu’da insana dair her tür soruna değinmeye, kokuşmuş düzenlere bir yol bir çözüm aramaya çalışıyor bunu yaparken yeni bir güneşe, ışığın ateşe yenik düşmeyeceği bir ütopyaya odaklanıyor.

Kitap dört bölümden oluşuyor ve her bölüme bir şiir türküyle giriş yapmış.

Birinci bölüm, ‘’Ruhların Piştiği Yer’’ ruhların türküsüyle başlıyor. İlk insanın dünyaya gelme nedeninden başlayarak, ateşle ışığın savaşımından söz eder: ‘’Ateşin dili maddenin külüdür/ Işık her şey’’, ‘’İyi ve kötüyü bilme ağacı indi göklerden / kalemin ve kılıcın keskin uçları Zülfikâr’a! / Zeytin alevi gibi yeşil şaşırdım: MU!’’

14. Yüzyılda battığı söylenen efsanevi Mu’yu zamana, insana, evrenin ruhlarına sarmalayarak Ateşin Türküsü, Hiç Görmediği Yerleri Gören Gözlerin Açlığında, Ateşin Işığa Işığın Ateşe Susaması ve Yamuk Kokular gibi şiirlerle dünyanın mutfağından gelen emperyalizm, kapitalizm, açlık ve soykırımın kötü kokularını işler.

nisa leyla, mu

İkinci bölüm ‘’Etin Piştiği Yer’’de insanın türküsünü söyler. Şair, dünyanın mutfağından kendine çatal edinmiş, bu çatalı dünyaya zarar veren her şeye batırmaktadır: “Güneş koparıyorum topraktan / Ateş avlıyorum havada / Şeylerle fırtınalar dikiyorum kalbime / ÇATAL Batırıyorum yoksulluğa / ÇATAL soykırıma / ÇATAL akbabaya!’’

Bu bölümde insan koronayla, çeşit çeşit tanrı ve oyunlarla yok edilmeye çalışılırken, Nisa Leyla sanatın, aşkın ve barışın yollarını çizer. Bunu yaparken, Sivas ışığının ellerini, Halep’teki elmayı unutmaz ve insana ‘’Daikon turpusun sen’’ diye seslenerek onu silkeler.

Üçüncü Bölüm ‘’Hakikatin Piştiği Yer’’dir. Bu bölüme giriş, boşluğun türküsüyle başlar: ‘’Uzay aşermiş annem / karnındayken / hiç bitmez içimdeki boşluk / bu yüzden’’ dörtlüğüyle yaptığı giriş, dünya evrelerinden, şiirin insanla iç içe olduğunda dünyanın edineceği güçten, sanattan, sonsuzluktan söz ederek yine yıkımın zararına gelerek ‘’Hakikat Kapısı’’na açılır. Yalan, hakikatin önündedir. Mevlana’nın Mânâ’sı, Sûr işlenir ve Kur’an’dan esinlenerek Rahman’dan özür diler ve Sûr’u şairlerin üfleyeceğini ‘’Üflüyorum Sûr’unu Dünyanın’’ şiirinde belirtir. Hakikat, ıstakoz hayat tarafından yenmekte ve Horasanlı maydanozlar da çiğnenmektedir. Buna rağmen şair “Çatallı Olmasın Hayat’’ savaşımında, “koşmuyorum maddeye, meydan okusa da!/ hiçbir dönüşüm aşkın/ ipekten gücünde değil! / hiçbir dönüşüm dostluğun / muskat gücünde değil’’ diyecektir.

Dördüncü ve son bölümse Hhazzın türküsüyle başlayacaktır. Şair hazcı mıdır? Hazcıysa nelerden, kimlerden geçmiş, bugüne gelmiştir: “Açım üşüyorum çocuğum / Rilke’den geliyorum / Rimbaud’dan öksüzüm / Sartre’dan düşünüyorum / Berger’den mahkumum sürüyorum gökleri / Nazım’dan geliyorum / Sokağım sokak cinsiyim…’’

Sonra haz çeşitleri olan aşk, yemek, doğa, baharat gibi şiirleri okuyoruz. Kitaba adını veren MU şiiri haz bölümünde yer alıyor: ‘’Bütün bunları yeraltı dünyasından yazıyorum/ sunduğun şarap gönül tasından gönül tasıma/ insan mutfağa girer ya önce kabına / sen de kalbimden girdin bana’’

Yoksul ve dirençli doğruların ve insan kökünü arayışın şiiri ‘’Köküm’’ şiirinden sonra kitap ‘’yükümü taşıyan tortuya’’ bedenimize hitap eden ASTADON (Şaman mitlerinde İranlılar’ın ölülerin kemiklerini bırakıp yeniden dirilmeyi bekledikleri yer) şiiri ve son sayfada

Bu üç dizeyle son buluyor:

 

Dünyayla bütünleştiğimde

Gökle bütünleşir yer de

Yoksa bu mu tüm hikâye…

 

Mu, Nisa Leyla Nisan 2022

Öteki Yayınevi

 

Gerçekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)