Gerçek Edebiyat

Çocuk katillerinden korkulur

aklı ağlatan işkence üretenlerden

korkulur gülüm bu Allahsızlar’dan

ama insanın tırnağına taş değmesin

acılarla yoğrulmasın diyedir bizim korkumuz

Meydanlara indim bir gece vakti

çınarlardan biri de ben oldum

korkuyla tırnaklarını kemiren

zübükleri gördüm

acı kimden yana

zulmün kaynağı ki

tetiği kim çektiriyor

bir kez değil, bin kez düşündüm

insan kılığındakilerin fırıldak hallerini

Adı kavga olandan korkulur

sevmelere yabancı kaktüs tohumu

akıldanedir kendince

gezindiği yerlerin zehirli ısırganı

talan eder gül kokulu aşiyanları

içten sevmeleri kıskanır bu hoyrat kasırga

Bir kerelik ömrümüzü rehin alanların

fetvaları fitneye, kavgaya, savaşa ilişkin

aşktan söz edeni duydunuz mu hiç,

anaları ağlatanlardan korkulur

zamansız ölümleri davet eden şarlatanlardan

korkulur gülüm korkulur din bezirgânlarından

Nasıl da şirin görünüyorlar ecel kuşları

yol azığını saklı tutup gönüllü kullardan

cennete (!) bilet kesiyorlar akıllarınca

Bir mermi ne anlatır masum bakışlara?

Dinamitin lokumunu kimler tanımlar?

Kolye mi yapılır mayın zembereğinden?

Savaşa ilişkin fetvalar veren ey

kaldır kopasıca kafanı o kuş tüyü yastıklardan

ömürlerini karlı kışa çevirdiğin gençlerin yerine

biraz da sen kuşan ateşin dillerini

Hiçbir şey değerli değildir yaşamak kadar

Bülent  Güldal

Gerçekedebiyat.com