Gülsen Tuncer’le telefondaki konuşmalarım

Gülsen Tuncer’le telefondaki konuşmalarım
04-12-2022

Gülsen Tuncer’le 2022 yılı başında, Burgazada’da düzenlenen Sait Faik Anma Günü’nden önce şahsen tanışmamıştık fakat 2006-2015 tarihleri arasında, farklı gazetelerde yayınlanan iki karikatürüm için telefonla iki kez aramıştı beni.

Gülsen hanım, Burgazada iskelesinde, Sait Faik heykelinin önünde anma etkinliği için buluşan edebiyatseverleri kırmıyor, dileyenlerle anı fotoğrafları çektiriyordu.

Sahnede ya da ekranda, kendisini ne zaman görsem varlığı ferahlık veren bu değerli sanatçımıza ben de kendimi tanıtmak üzereyken; “Bir dakika lütfen…” diyerek, meraklı gözlerle topluluğumuza bakan bir sokak kedisinin yanına kadar gitti, belli ki çantasında her daim bulundurduğu mama torbasından bir öbek çıkarıp kediciğin önüne bıraktı.

Aç hayvan ayacıklarının ucuna gelen bu nimete iştahla saldırırken, altın bir kalbe sahip oluşuyla bilinen Gülsen Tuncer yanıma döndü, ilk kez el sıkışırken, gülen gözleriyle; “Tekrar merhaba…” dedi.

engin ayça, gülsen tuncer, engin ayça

Bir kez tiyatro sahnesinde, birkaç kez de sunuculuk yaptığı etkinliklerde aynı ortamı solumak mutluluğunu yaşadığım değerli oyuncumuzun beni telefonla ilk arayışı Cumhuriyet’te çizdiğim bir karikatürüm içindi.

2006 yılında tiyatro yönetmeni Zeki Göker’in ani ölümü üzerine, “Hayat Epik Tiyatrosu” isimli köşemde üzüntüyle çizdiğim karikatürüm için kutlamış, gösterdiğim duyarlılığa teşekkür etmişti.

İkinci arayışı ise Aydınlık gazetesinde, 2015 tarihinde çizdiğim bir karikatür üzerine oldu…

Dönemin ABD Başkanı Barack Obama’nın, bölgemizdeki şüphesiz ağababalarının çıkarlarına uygun siyasi hamlelerinin, bir kısım “sol görüşlüler” içinde heyecan yaratmasını, onun “Serok” katına yüceltilmesini eleştirmiştim:

gülsen tuncer

Karikatürümde “Saf” olarak tanımladığım karikatür tiplemesi için Gülsen Tuncer; “İtirazım var” demişti telefonda, “Böylelerine ‘saf’ denmez, ‘salak’ denir!”

“Katışıksız, berrak” anlamında ‘saf’ değildi kastım, evet…

Belki de “Saftirik” demeliydim fakat Gülsen hanım tam olarak ne demek istediğimi anlamış ve benden daha ileriye gitmişti.

Bu kadarla kalsa iyiydi, bu satırların kaleme alındığı günlerde birkaç haber sitesinin gördüğü bir haber şöyle diyordu:

“ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), omurgasını PKK/PYD/YPG'nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri'ne yaptığı yardımı sosyal medya üzerinden paylaştı. Paylaşımda ‘Misyonumuzun bir parçası olarak Suriye'deki SDF ortaklarımıza 20 ünite kan ve plazma verildi’ ifadelerine yer verildi. Aynı paylaşımda ABD'nin desteğinin süreceğinin altı çizildi ve ‘Bölgede istikrarı yeniden sağlamak için ortak çabayı sürdürmeye kararlıyız’ denildi.

ABD'Lİ KOMUTAN SÖZDE MEZUNİYET TÖRENİNE KATILMIŞTI

Hatırlanacağı üzere ABD Özel Kuvvetler Komutanı olarak görev yapan Jeff Dennis de, geçtiğimiz günlerde Suriye'de eğitim verdiği PKK/YPG’nin ‘mezuniyet törenine’ katılmıştı. ABD'li komutan sözde mezuniyet töreninde bir konuşma yapmış, ‘Başarınız ile gurur duyuyoruz. Bu seviyeye gelebilmek için zorlu bir eğitimden geçtiniz’ demişti. ABD'li komutan ‘mezun olanlara’ başarılarının devamını dilemişti.”

Bir zamanlar; “Katil Amerika Ortadoğu’dan Defol” sloganını iştahla atan o güzel kalabalıktan bu haberi okuyup bir daha okuma gereği duymayan, okuduğunu anlayan ama rahatsız olmayıp, ideolojik çıkarsamalar arayan “Sol” görüşlü kimseler ne “Saftiriktir” artık benim gözümde, ne de “Salaktır”…

Soytarı” sıfatında bile hikmet arayacak bu zevata “Satılmış” denilir ancak!

(Bu yazımı, bana katılacağından emin olduğum sevgili Gülsen Tuncer’imize sonsuz sevgi ve saygılarımla armağan ediyorum)

gülsen tuncer

Mustafa Bilgin
Gerçekedebiyat.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?