
“Paran kadar konuş” deyimini hemen hemen hepimiz hayatımızın herhangi bir döneminde duymuşuzdur ve her nedense bugünlerde bunu daha çok duymaya başladık.
Neden bugünlerde?
‘PARAN VARSA ADAMSIN’
Çünkü günümüzde kişinin üstünlüğü cebindeki parasıyla, serveti ve mülküyle ölçülür oldu. Ne kadar paran varsa, ‘o kadar adamsın!’, ne kadar servetin ya da gücün varsa o kadar da önünde düğmesini ilikleyenin vardır… Durum budur.
Bununla birlikte yukarıdaki olguya eşlik ederek gelişen başka bir gerçek daha var: Paran kadar konuş deyimi aynı zamanda toplumun bilgi ve kültür seviyesini yansıtır; cehalete ve gelişmemişliğe tanıklık eder ve bu da çok zaman görgüsüzlük olarak ifade edilir.
GÖRGÜSÜZ ZAYIF KİŞİLİKTİR
Görgüsüzlük, beklenmedik bir anda gelen, kaba, incelikten yoksun, gösteriş düşkünü davranış biçimidir. Kendi gözlem ve deneyimlerimden edindiğim kadarıyla insan kişiliğinin boş ve zayıf bir yanıdır. Başka şekilde söylersek kişilik basitliğidir. Zihin ne kadar boşsa, görgüsüzlük de bu derece fazladır ve karşılaştığı ilk rüzgârın etkisiyle oraya buraya savrulur.
‘PAPATYALAR’
Anımsayın!.. Bir dönem birdenbire -ne oldum delisine- dönüşüp sadabat eğlencelerini diriltircesine, süslenmiş kayıklarla kıyıdan kıyıya gidip gelen papatyaları anımsayın… Ne sanat ne kültürel aktivite vardı ne de belirgin yetenekler… İncelikten yoksunluk yansıyordu her yandan. Görüş, eğitim, bilgi düşünülebilecek en son şeydi belki de… Ama kurdukları düzen yardımıyla kısa sürede taşlı vadiden düzlüğe inmişlerdi ve şatafatın büyüsüne kapılmışlardı.
GÖSTERİŞ
Gösterişi sevenin ilgisi kendine yöneliktir ve kaynağında görgüsüzlük vardır. Arabasını göstermek, sahip olduklarını saymak, dişlerini karıştırmak, gözlerini kırpmak, marka, nargile sohbetleri ve benzeri tüketim gösterilerinde bulunmayı farklılık sayar. Dostlarını, çevresini, sevincini ve utancını bile servetine göre değerlendirir… Pirinçten musluğu altın muslukla değiştirir ve bunu nedenini, gerekli olup olmadığını aklından bile geçirmez ama öğrenme ve nedenin gereksiz ayrıntılar olduğunu söyleyebilecek kadar da ortalamanın altında zekaya sahip sözler fısıldar.
Soru şudur: Ortalamanın altında zekaya sahip biri için hangi nitelemeyi kullanmalı?
SİYASİ GÖRGÜSÜZLÜK TEHLİKELİDİR
Siyasi görgüsüzlük ise çok daha yaralayıcı ve tehlikelidir. Sözgelimi sirenler eşliğinde yüzlerce araçtan oluşan konvoy ve korumalarla yolumuzu kapatan, tepeden bakan, kargaşa ve korku salan gürültüler, ayrıştırıcı karanlık öğütlerle gelen itici ve kışkırtıcı davranışlar…
Siyasilerin fantezileri de oldukça geniştir. Normal insanın kucaklayabileceğinden fazlasını kucaklarlar ve kendilerine hizmet edecek geniş görgüsüzlüğü kasıtlı şekilde geliştirirler.
Nezaket ve inceliğin değersizleştirildiği bir yaşamla bizleri her an tanıştırabildikler gibi nerede duracaklarını, ne istediklerini tam olarak bilmezler.
Daha önemlisi vergilerimizle, emeğimizle bize itibar satarlar.
ÜSTÜNLÜĞÜN ÖLÇÜSÜ BİLGİ ve GÖRGÜDÜR
Oysa itibar, statü ve görgüsüzlük farklı şeylerdir. Üstünlük ise daha farklı anlamlar içerir ve bunun ölçüsü servet, para, mülk ya da güç değildir. Görebildiğimiz kadarıyla bugüne kadar üstünlüğün kanıtlanmış ölçüsü bilgi ve görgüdür. Görgüde incelik, zekâ ve bilgi varken, diğeri boşluklarla doludur. Biri bağırır, diğeri sakin ve akıllıdır. Biri eğretidir, diğeri sağlamdır. Biri “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” gibi zihin ve öz fukarası, diğeri yetkinlik ve güvendir.
Ve son söz: “İlle bilgi ille görgü…”
Haydar Uzunyayla
Gerçekedebiyat.com